Yemeği yedik, çayı içtik, güneşi de görünce azıcık pasaklı ayakkabılarımı boyatmak istedim iyiki de istemişim. Ayakkabı boyası,malzemeleri vardı ama boyacı yoktu, dedim bir yerlerden gelir bekledim az bir baktım ki yanıma giyinimi normal bir bey geldi, boyacı olmadığı belli yani ve yanıma yanaştı dediki:
ADAM: Sende mi boyatacaksın ayakkabını.
BEN: Evet, siz demi ayakkabınızı boyatacaksınız?
ADAM: Evet.boyacıyı çağırdım geliyor şimdi.senin zamanın var mı?
BEN: Öğle tatilindeyim bitmek üzere işte ama siz boyacıyı çağırdığınıza göre sıra sizde ben beklerim sorun değil zaten kaç dakika sürer bir ayakkabıyı boyatmak.
Derken boyacı geldi.. Ve başladılar pazarlığa adam baya bir pazarlıkçı çıktı ee tabi türk milleti kanımızda var dimi. Tabikide müşterinin dediği fiyat oldu ve başladı boyacı boyamaya bu esnada ben ayakta hala beklemekteyim tabi boyacı bu sırada ayakkabıları boyarken adam boyaların eskiliğinden dem vurur halbuki boyacı boyayı yeni paketten çıkarmıştır ve adamın o lafına bende ayakta beklerken "ee 5 liralık boyamaya böyle abi" deyip bir nazire yaptım ve adam da biraz gülerek "bu arkadaşın parası var galiba bundan 10 lira al" tabi herşey böyle devam ederken adam ayağındaki ayakkabıyı 5 yıldır kışları giydiğini ve bir şey olmadığını söylerken şu sözleri kullandı;
ADAM: 5 yıldır aynı kışları aynı ayakkabıyı giyiyorum bak birşey olmadı mercedes bu be mercedes
BOYACI: Giyersin abi sen daha 10 yıl daha giyersin
ADAM: "Yok ya bu sene değiştireceğim." dedi ve güldü..
Ben hala sıradayım tabiki ve yanımıza ikimizin de tanımadığı bir memur emeklisi geldi durup dururken kendinden bahsetti meğer adam da onu sima olarak tanıyormuş benim bu memur emeklisi dediğim dayı da önceden belediye başkanlığına daylığını koymuş kazanamamış 45 oyla kaybetmiş falan bir kompleks yapmış kendine sanırım ve bunları bize anlatmaya başladı herneyse emekli memur dayıyla bizim adam başladı muhabbette ama bizim adam o kadar özgüvenli konuşuyor ki sen beni tanıyon mu gibilerinden başladı konuşmaya..ben 14 yaşında muavinliğe başladım işte 1989 da askere gittim geldim minibüsçülüğe başladım şurda şu kadar hattım var burda 4 tane taksim var orda dairem var saya saya bitiremedi mal varlığını o saydıkça emekli memur dayı sustu ben sustum tabiri caizse herkes sustu adam öyle bir konuşuyork ki ben akıllı adamları takip ederim akıllı adamları severim yok öyle yok böyle derken gövde gösterisi yaptı hepimize boyacı ayakkabıları güzel boya he toplantıya gitçem demeyi de unutmadı tabi..
İyi bir pazarlıkçı, tutumlu mu cimri mi bilemicem, özgüveni çok yüksek konuşmaları hep baskın ve tabiki de zengin mi zengin bir insanı ancak 5 kıştır aynı ayakkabıları giyiyormuş fakat bidahaki kış değiştirecekmiş..işte böyle bir adamı ayakkabıları boyatırken tanıdım belki benim o adam gibi param olsa ayakkabıyı boyatmam yeni bir ayakkabı alırım ya da o kadar pazarlık yapmam hatta üstüne fazlasını veririm işte bu yüzden zengin olamıyoruz sanırım :)
Değerli okurlarım bana sorarsanız para hiçbir şey getirmez herşeyi sabır ve başarı getirir başarı da beraberinde özgüveni getirir,özgüveni tabi son evre de para ancak para önemli değil şu günümüz dünyasında özgüvenimiz yerine gelsin yere daha sağlam basabilelim,ileşimlerimizi güzel,seviyeli saygılı kuralım para olmasa da olur dimi değerli okurlarım..