Gökhan Erek / Özel Haber

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile beraberindeki heyetin helikopter kazasında hayatlarını kaybetmeleri, Türkiye ve dünya kamuoyunun en çok tartıştığı ve gündemin öne çıkan başlıkları arasında yer alıyor. 

Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü Doktor Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Caner de Reisi sonrası İran’da yaşanacak gelişmeler, olası cumhurbaşkanı adayları, Türkiye-İran ilişkilerinin geleceği hakkında Aslında’ya değerlendirmelerde bulundu. 

                                                                      Dr. Mustafa Caner

“HAMANEY’E YAKIN BİRİ GELECEK”

İran’daki molla rejiminin dini lideri Ali Hamaney’in Reisi’nin ölümünün hemen ardından yaptığı “hükümet ve devlet işlerinde çok büyük bir değişiklik olmaz.” açıklamasını hatırlatan Dr. Caner, İran'ın iç ve dış politikasında sapma yaşanmadan aynı şekilde devam edeceğini söyledi. Dr. Caner,  “Reisi’ye benzer arka plana sahip, onunla aynı düşünce yapısından gelen, dini lider Ali Hamaney’e yakınlık bakımından da benzer bir cumhurbaşkanı seçilmesi muhtemeldir.” şeklinde konuştu. 

MUHAFAZAKAR GRUP ÖNDE

Dr. Caner, İran’da muhafazakar grup arasından bir cumhurbaşkanı seçilmesinin beklenebileceğini belirterek, şunları kaydetti, “Zaten hem kampanya süreci hem de kayıt süreci vesaire ve Anayasayı Koruyucular Konseyi’nin karar verme süresi çok kısıtlı olacağı için muhtemelen bu noktada risk almayacaklardır ve emin oldukları adaylar üzerinden gideceklerdir.  Bu da yine Hamaney’e yakın, muhafazakar grup arasından birisi olacaktır diye tahmin ediyorum.”

SEÇİME KATILIMI YÜKSELTMEK İÇİN NE YAPILACAK?

Dr. Caner, İran’da seçimlere katılımı yükseltmek adına belki bir veya iki çok güvendikleri, emin oldukları daha az muhafazakâr birkaç ismin de aday olarak konabileceğini ama sonucu değiştireceğini düşünmediğini de sözlerine ekledi. 

ADAYLAR ARASINDA KİMLER VAR?

İran ve dünya kamuoyunun merak ettiği hususlardan biri de Reisi sonrası cumhurbaşkanı adaylarının kim olacağı konusu. 

Türkiye, BRICS’e katılıyor! Resmi başvuruda bulunuldu! Türkiye, BRICS’e katılıyor! Resmi başvuruda bulunuldu!

Dr. Caner, şu anda İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Galibaf isminin konuşulduğunu aktarıp, “Yine vekâleten cumhurbaşkanı olan Muhammed Muhbir ismi konuşuluyor. Bunun dışında Sait Celili, Sait Muhammed, Ali Şemhani gibi muhafazakâr gruba, Devrim Muhafızları’na yakın olan isimler konuşuluyor.” şeklinde konuştu.

“ZARİF’İ GETİRECEKLERİNİ DÜŞÜNMÜYORUM”

Adaylar arasında sürpriz isimlerden birinin de İran Eski Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif olduğunu aktaran Dr. Caner, “Ben çok ihtimal vermiyorum açıkçası buna. Çünkü İran siyasetinin genel doğrultusu  muhafazakarlık ekseninde şekilleniyor. Dolayısıyla Zarif gibi bir adamı getireceklerini düşünmüyorum.” diye konuştu. 

“28 HAZİRAN’A KADAR CUMHURBAŞKANI OLACAKSA ÖNEMLİ DEĞİL”

İran Cumhurbaşkanlığı’na vekalet eden Muhammed Muhbir, cumhurbaşkanlığı için ismi geçen ve güçlü adaylar arasında görünüyor. 

Muhbir’in Türkiye’ye karşı tutumu hakkında değerlendirmelerde bulunan Dr. Caner, şunları kaydetti, “Muhbir, sadece 28 Haziran'a kadar bir cumhurbaşkanı olacaksa; çok da önemli değil ama Muhammed Muhbir, cumhurbaşkanı olacaksa ve seçimleri kazanırsa  bu durumda Türkiye'ye karşı tutumu önemli hale gelmiş olacak.”   

“REİSİ’DEN ÇOK FARKLI BİR  POZİSYONU YOK”

Muhbir’in de Reisi gibi vakıf başkanlığı geçmişinin olduğunu hatırlatan Dr. Caner,  sözlerini şu şekilde sürdürdü, “Muhbir’in İran-Irak Savaşı geçmişi de var. Muhbir,  muhafazakar siyasetin içinde ve Reisi’nin yardımcısı olması nedeniyle onun Reisi’den çok da farklı bir pozisyonu  olmadığını gösteriyor.”

“İHALENİN TURKCELL’DEN ALINMASINDA BAŞ AKTÖRLERDEN BİRİYDİ”

Dr. Caner,  Muhbir’in, İran’da 2004 yılında yapılan telekomünikasyon ihalesinin  Turkcell’den alınıp  Güney Afrikalı MTN Grubu’na verilmesinin baş aktörlerinden biri olduğunu hatırlatarak, sözlerine şu satırları ekledi “Dolayısıyla Türkiye ile olan ticarete negatif etkide bulunacak bir eyleme imza attığı görülüyor. Sadece Turkcell Vakası değil. Çünkü karşılıklı güvenin zedelenmesinden dolayı Türk-İran ticaretinin geneline bir zarar vermiş oluyor. Bu anlamda Türkiye'ye karşı bir sabıkası olduğunu söyleyebiliriz.” 

SEÇİMLER NEDEN ÖNEMLİ?

28 Haziran’da İran’da yapılacak seçimlerle önümüzdeki 4 yılın cumhurbaşkanının seçileceğini hatırlatan Dr. Caner, “Bu neden önemli? Çünkü Hamaney’in yaşının çok ileri olmasının; bir takım sağlık sorunlarına sebep olması gibi faktörler ondan sonra kimin dini lider olacağı sorusunu gündeme getiriyordu. İbrahim Reisi adaylardan biriydi fakat hayatını kaybettiği  için başka isimler ön plana çıkabilir.” dedi.

“DİNİ LİDER SEÇİMİNDE CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMI DA ETKİYE SAHİP”

Dr. Caner, İran’da kimin dini lider olacağı hususunda cumhurbaşkanlığı makamının da etkiye sahip olacağını belirterek, “Önümüzdeki dört yılda kimin cumhurbaşkanı olacağı bu anlamda önemli olacak.  Cumhurbaşkanının bir Ayetullah olması durumunda cumhurbaşkanının kendisinin de dini liderlik için isminin geçmesi söz konusu olabilir.” ifadelerini kullandı. 

UZMANLAR MECLİSİ’NİN ETKİSİ

İran’daki Uzmanlar Meclisi’nin 88 kişiden oluşan bir Meclis olduğunu aktaran Dr. Caner, “Üyeleri 8 yılda bir halk tarafından seçilir. Üç temel fonksiyonu vardır; dini lideri seçmek, denetlemek ve gerekirse görevden almak. Bugüne kadar sadece dini lideri seçme fonksiyonunu yerine getirdi. Ayetullah Humeyni'nin ölümünden sonra Ayetullah Hamaney'in bu Meclis tarafından seçildiğini söyleyebiliriz. Normalde 88 üye vardı fakat üyeleri arasında vefat eden Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Tebriz Cuma İmamı da bulunuyordu. O ikisinin eksikliğinde üye sayısı 86'ya düşmüş oldu. Dolayısıyla bu Meclis’in kompozisyonu, dini liderin belirlenmesi anlamında önemli bir yer tutuyor.” dedi. 

TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ NASIL İLERLEYECEK?

Dr. Caner, İran’daki cumhurbaşkanı değişimlerinin Türkiye-İran ilişkilerinde çok fazla etkili olmadığını belirterek, sözlerini şu şekilde sonlandırdı, “Hem tarihsel hem kurumsal stabil bir boyutu var ilişkilerin. Genelde işbirliği ve rekabet arasında şekilleniyor. Dolayısıyla mevcut kurumsal yapı, diplomatik gelenekler dikkate alındığında cumhurbaşkanının, çok majör bir etkisi olmuyor iki ülke arasındaki ilişkilerinde.” 

Muhabir: Gökhan Erek