İran’ı bugünkü yönetimi; Mazdekilerin ibahe biçimini daha da geliştirmiş “muta nikahı” adı altında evliliği aşağılık bir dereceye düşürmeye çalışmıştır. Vakti zamanında Bolşevik Devrimi ile Komünist Ruslar, bu iğrenç yola başvurmuş özel mülkiyet ve evlilik kurumunu ortadan kaldırmaya çalışmışlardır.
Bu sapıklık derecesindeki düşünce sistemine göre mülkiyet ve namusa gerek yoktur. Hayvanlar gibi yaşamak gerekir. İran rejimi ise bunu daha bıcimsellestirmis; Rafızı din adamları ile muta nikahı adı altında namus ahlak kavramlarını ortadan kaldırmışlardır.
Bu davranışın bir benzeri Sabetay Yahudilerinde görülmektedir. “Mum söndü” adı altında dini ayinler yapılmakta ve köpekler gibi birbirlerinin namuslarını kirletmektedirler. Yetmedi bu ayinlerde doğan çocuklara kutsal gözle bakılmaktadır.
Yahudi inancında kendi ırklarından olmayan birisiyle evlenmek yasaktır. Bunu yapanlar yani Yahudi bir kadın haricinde doğan çocuklar Yahudi sayılmazlar. Yahudi olmak için muhakkak Yahudi bir anneden doğmak gerekir.
İşte Mazdekilerin ve Yahudilerin birçok toplum tarafından dışlanmasının ve aşağılanmasının en önemli sebeplerinden bir tanesi bu ırkçı ve çirkin yaklaşımdır.
Bu yazı birçok insanı rahatsız edecek derecede acı olsa da İslam’a dil uzatanlara susturmak için kaleme alınmıştır. Bazı acı gerçekleri dile getirerek İslâm ‘a dil uzatanlara hadlerini bildirmek amaçlanmıştır.
Mazdek ile birlikte Mazdekizm öğretileri ile ülkeyi yönetmeye başlayan Kavat’a benzer şekilde Ahir zaman Kavatı Feto da öylesine iğrenç işler ve büyüler yapmıştır ki sonunda tüm insanların nefretini kazanmıştır. İran halkı Kavat’a kızıp tüm dünyaya küçük düşürüldüklerini anladığı için isyan etmiştir. Kavat iktidardan indirilir ve Mazdek kaçar. Her ikisinin manevi şahsiyetini içinde barındıran Feto ise Türkiye’den kaçar ve fitnesine ABD’de devam eder.
Kesin olmamakla birlikte ilginç bir iki ayrıntıyı da vermekte yarar vardır. İlk komünistler olarak kabul edilen Mazdekîler, İran Şahı Kavat’ın müsamaha göstermesiyle etkinlik kazanıp ülkeye hâkim olunca, yayılan ahlâksızlıklar karşısında halk, çareyi Akhun kralına başvurmakta bulur. Türk anlayışının kavrayamayacağı şeyleri öğütleyen Mazdekîlerin görüşlerine çok sinirlenen Akhunlar, büyük ordularla İran’a girerler ve ülkeyi bunlardan temizlerler.
Mazdekîler, tamamen ortadan kalkmadılar ve gizli olarak varlıklarını sürdürdüler. Hatta İslam’ın ilk dönemlerinde Müslüman olmamış yerli halk arasında yaygınlık kazandılar ve 9. Yüzyıl’da “Babek” adlı bir yönetici idaresinde yeniden isyan ettiler. Başlangıçta Ermeni’lerden de destek alan isyan, öngörülen ahlâksızlıklar yüzünden Ermeni ve Gürcülerin dahi nefretini kazanmıştır. Ve kaderin garip bir cilvesi olarak Babek isyanını da bir Türk komutan olan “Afşin” bastırmıştır.
Günümüzde ise sapık düşünceli FETÖ isyanını ise önderleri olan Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetiminde Türkler bastırmıştır. Ordunun yönetim kademesinin çoğunu ele geçirmiş olan FETÖ örgütü, halkın canları pahasına tankların üzerine çıkması ile perişan olmuş şimdi mahkemelerde yargılanmaktadır.
Demek ki gerçekten de tarih tekerrür ediyor. İran’ın Rafızi yöneticileri ve amaca ulaşmak için kutsal değerler dahil her turlu değeri ayaklar altına alan FETÖ örgütü iğrençliklerine devam etmektedir.
Evet, cehennemin varlığı ile bu dehşetli insanların hesap verecekleri günü bekliyor ve bir parça teselli buluyoruz, vesselam…