Astronomlar, galaksimiz Samanyolu’nun, düşündüğümüzden daha büyük bir yerel yapının yalnızca küçük bir parçası olabileceğini keşfetti. Bu araştırmanın, daha fazla gözlem ve çalışma ile doğrulanması halinde, evrenin evrimine dair modelimizi tam anlamıyla kavrayamadığımızın bir kanıtı olabileceği belirtiliyor.
Evreni daha fazla inceledikçe, kendimizi yer çekimi etkileşimleriyle oluşmuş çok daha büyük yapılar içinde buluyoruz. Biz Güneş etrafında dönerken, Güneş de Samanyolu'nun bir parçası ve Samanyolu, Andromeda'nın da bulunduğu birçok küçük galaksiyi içeren Yerel Grup’un bir üyesi. Ancak bu, bununla sınırlı değil. Yerel Grup, Virgo Süperkümesi'nin dış kenarında yer alıyor ve Virgo da Laniakea adlı dev bir havza içinde bulunuyor. Yeni çalışmaya göre, Laniakea da potansiyel olarak hacminin 10 katı büyüklüğünde bir “çekim havzası” (BoA) içinde yer alıyor.
YERÇEKİMİ HAKİM GÜÇ DEĞİL
Araştırmacılar, “Evrenin tamamı, karasal manzaranın havzalarına ayrıldığı gibi, birbirine bitişik BoA'ların bir yaması olarak düşünülebilir. Bir BoA, genellikle yer çekimi ile bağlı değildir çünkü içindeki uzak noktaların göreli hareketi genellikle kozmik genişleme tarafından domine edilir,” açıklamasında bulundu.
Çekim havzaları o kadar büyük yapılar ki, yer çekimi hâkim güç değil, ancak yine de ortak bir akışın kanıtları mevcut. Araştırma ekibi, 56.000 galaksinin hareketlerini inceleyerek, galaksilerin hız ve hareketini ölçerken oluşan hatalar göz önüne alınarak “olasılıksal bir harita” oluşturmaya çalıştı. Böylelikle bu çekim havzalarının varlığına dair olasılıkları daraltmayı umdular.
BİLDİĞİMİZ HER ŞEY DEĞİŞEBİLİR
Hawai'i Üniversitesi'nden astronom R. Brent Tully, “Evrenimiz dev bir örümcek ağı gibi; galaksiler, filamentler boyunca yer alıyor ve yer çekimi kuvvetlerinin onları bir araya çektiği düğümlerde toplanıyor,” dedi. “Su, havzalarda nasıl akıyorsa, galaksiler de kozmik çekim havzalarında öyle akıyor. Bu daha büyük havzaların keşfi, kozmik yapıyı anlama şeklimizi köklü bir şekilde değiştirebilir.”
Veriler üzerinde simülasyonlar yürüten ekip, BoA'nın birçok dev yapıyı kapsadığını, bunun içinde gizemli Büyük Çekici'nin de bulunduğunu tespit etti. “Yakında, Milky Way Galaksisi'nin merkezinin arkasında yer alan Ophiuchus kümesine yakın bir BoA'nın kanıtları ortaya çıkıyor,” diyen ekip, “Bu BoA, Büyük Çekici bölgesi ve kendimizi de içeren Laniakea'yı kapsayabilir. Uzantısında [...] Sloan Büyük Duvarı ve ilişkili yapı son derece baskın.” diye ekledi.
Evrenin böyle haritalarını oluşturmak karmaşık bir iş; galaksilerin hareketini ve birbirleri üzerindeki etkisini takip ederek bu kozmik “akıntıları” ve akışları modellemek gerekiyor. Bu nedenle birçok belirsizlik mevcut. Ekip simülasyonlarına göre, Samanyolu'nun aslında Laniakea’da değil, Shapley yoğunluğunda yer alma ihtimali yüzde 60.
EV ADRESİMİZİ NETLEŞTİRMEK
Bu çalışmanın yalnızca kendi ev adresimizi netleştirmekle kalmayıp, evrenin modelleri üzerinde çok daha büyük etkilere sahip olabileceği öngörülüyor; eğer aynı yapı daha fazla gözlem ve analizle bulunmaya devam ederse. Temelde, dev boyutlardaki yapılar, kozmik anlayışımızı sorgulatıyor.
Kozmik mikrodalga arka planında gördüğümüz şeylere göre, evrenin genişlemesi sırasında yapılar ancak bu kadar büyük hale gelebilir. Ancak bu ve benzeri keşifler, mevcut modellerimizin öngördüğünden daha büyük yapılar gibi görünüyor. Şu anda ekip, kozmik en büyük yapıların haritalanmasına devam etmeyi planlıyor.
Potsdam Leibniz Astrofizik Enstitüsü'nden astronom Noam Libeskind, “Evrenin derinliklerine doğru baktıkça, ev sahibi süperkümesinin düşündüğümüzden daha fazla bağlantılı ve geniş olduğunu bulmak belki de şaşırtıcı değildir,” dedi. “Çok daha büyük bir yapının parçası olduğumuzu keşfetmek heyecan verici. Şu anda bu sadece bir ipucu; ev sahibi süperkümenin boyutunu doğrulamak için daha fazla gözlem yapılması gerekecek.”