ÖZEL HABER

Seçmen siyasette diyalog ve yumuşamadan memnun

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CHP Lideri Özgür Özel’in 31 Mart Mahalli Seçimleri sonrası siyaseti yumuşatma ve diyalog temelli görüşmelerinin tabana yansıması ve seçmenin görüşleri ile ilgili Kamuoyu Araştırmacıları Hakan Bayrakçı, Murat Gezici, Hilmi Daşdemir ve Gürkan Duman Aslında’ya konuştu. Ortak kanaat; seçmenin, normalleşme ve diyalog temelli siyasetten memnun olduğu yönünde.

Gökhan Erek / Özel Haber

Siyasi arenada 7 Şubat MİT kriziyle baş gösteren, 17-25 Aralık kumpasları ile artan ve 15 Temmuz ihaneti ile zirve yapan gerilim aradan geçen 17 yılın ardından ilk kez normalleşme sinyali verdi.  31 Mart Seçimlerinin ardından seçimden birinci olarak çıkan CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel’in ılımlı mesajları, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından da karşılık bulunca ülkeyi bir anda yumuşama havası kapladı.

KRİZ SEVERLER FIRSAT BEKLİYOR

Medya kuruluşları ve parti tabanlarında yumuşama iklimine açıktan eleştiriler henüz olmasa da gerilim siyasetinden nemalanan klikler ilk fırsatta sahneye çıkacak gibi görünüyor.

Peki, bu yumuşama siyasetinin halkta bir karşılığı var mı? Aslında, kamuoyu araştırma şirketlerinin yöneticileri Hakan Bayrakçı, Murat Gezici, Hilmi Daşdemir ve Gürkan Duman’la görüştü. Ortak kanaat, seçmenin, normalleşme ve diyalog temelli siyasetten memnun olduğu yönünde. 

ASLINDA SORDU: 31 Mart Mahalli Seçimleri sonrası siyaseti yumuşatma ve diyalog temelli görüşmelerin, tabana yansıması ne durumda?

HER İKİ TARAFIN SEÇMENİNDE OLUMLU ETKİ BIRAKIR

 Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Özgür Özel tarafından yapılan görüşme ve siyasette yumuşama süreci ile ilgili henüz bir anket çalışması yapmadıklarını, ancak geçmişten edindiği tecrübeler üzerinden değerlendirmelerde bulunabileceğini dile getiren Sonar Araştırma Başkanı Hakan Bayrakçı, “Bu tür yaklaşımlar; her iki tarafın seçmeninde de çok olumlu etkiler bırakır daima. Hangi iki taraf yaklaşıyorsa, hangi iki taraf bir yakınlaşma,  bir yumuşama eğilimi ile bir diyalog dönemi başlatıyor ve bir diyaloğa girmişse; her iki tarafın seçmeni de buna çok olumlu bakar daima. Dolayısıyla şimdi bu gelişmede de büyük ihtimalle her iki tarafın kendi konsolide seçmeni de olumlu bakıyordur.” şeklinde konuştu. 

                                                            Hakan Bayrakçı

BİRBİRİNDEN OY ALAN PARTİLER 

Bayrakçı, siyasette yumuşama dönemlerinde, birbirlerinden oy alabilen partiler, liderler görüldüğünü hatırlatıp, “CHP’ye oy vermeye eli varmayan AK Partili seçmenin, CHP'ye oy verme olasılığı ya da bir türlü AK Parti'ye oy vermeye eli varmayan CHP'li seçmenlerin, AK Parti’ye oy vermesi gibi.” ifadelerini kullandı. 

HER ANLAMDA OLUMLU

Bayrakçı, partiler ve liderlerin kurdukları diyaloglarla kendi oy alanlarını güçlendirdiklerini söyleyerek şunları kaydetti, “Bu birbirlerinden aldıkları ya da alabilecekleri anlamında değil. Zaten diğer üçüncü boyuttaki partilerin de seçmenlerinde bu hep olumlu etki bırakır ve diyaloğu kurmuş partiler veya liderlere biraz oy teveccühü sağlayabilir. Dolayısıyla her anlamda kendileri adına olumludur.” 

ÜLKE ADINA SÜKÛNET ORTAMI

Diyaloğun, genel anlamda ülke adına sükûnet ortamı bakımından olumlu bir şey olduğunu söyleyen Bayrakçı, “Ama pratikte işlerine yarar mı yaramaz mı onu zaman gösterir. Geçmişte hep böyle oldu. Bu tür diyaloğa girmiş olan liderler, hep yararlandı, fayda gördüler, zarar görmediler.” dedi.

ÖZEL’İN SİYASİ SAHNEDEKİ YÜKSELİŞİ

Özgür Özel'in siyasi sahnedeki yükselişinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dikkatini çektiğini ve Özel’in liderlik vasfıyla ilgili bir rahatsızlık oluşturmadığını söyleyen Gezici Araştırma Başkanı Murat Gezici, sözlerine şu satırları ekledi, “Bu yükselişin kamuya yansıması, doğrudan bir çatışma beklenmediğini gösteriyor. Ne Özgür Özel ne de diğer siyasetçiler, polemik yaratmak istemiyor gibi görünüyorlar.” 

                                                       Murat Gezici

“İMAMOĞLU’NUN RAHATSIZ OLMAMASI ZOR GÖRÜNÜYOR”

Gezici, Ekrem İmamoğlu'nun hala büyük vaatlerle dolu bir figür olduğu gerçeğinin, göz ardı edilemeyeceğini belirterek, “Geçmişte, İmamoğlu adı, daha sık dile getiriliyordu. Ancak Özel'in gösterdiği başarılar ve Erdoğan'ın ona karşılık vermesi, İmamoğlu'nun popülaritesinde bir gerileme olduğunu gösteriyor. İmamoğlu'nun talep ettiği randevu, arka planda kaldı. Ancak Özgür Özel'e verilen randevu, ülke genelinde büyük bir tartışma yarattı. Bu durumdan, İmamoğlu'nun rahatsız olmaması zor görünüyor. Çünkü Özel, artık kendi yetkinliğini kanıtlamış bir konumda.” ifadelerini kullandı. 

YURTTAŞLARIN SESİNE KULAK VERİLMESİ

Seçmenlerin, CHP'nin 31 Mart Yerel Seçimleri'nde birinci parti olarak çıkmasıyla birlikte partinin; yurttaşların tüm endişelerini dikkate alacağı umudunu taşıdığını dile getiren Gezici, şunları kaydetti, “Parti kanadından bu görüşmeye dair verilen tepkiler, bu sürecin, CHP'nin, yurttaşların sesine kulak verdiği algısını pekiştirdiği yorumuna yaslanıyor gibi görünüyor.”

CHP SEÇMENİNDEKİ ŞÜPHE NE?

Gezici, CHP seçmeni nezdinde bir tür şüphenin de mevcut olduğunu belirtip, “Görüşmeye olumlu bakılıyor ama atılan adımlarda temkinli olunması isteniyor. Ki parti yetkilileri de bu kaygıyı önemsediklerini belirtiyorlar. Bu durum, partinin sadece iktidara eleştirmekle kalmayıp, aynı zamanda seçmenin beklentilerine ve endişelerine de duyarlı olduğunu gösteriyor.” ifadelerine yer verdi.

CHP TABANI İÇERİSİNDE RAHATSIZ OLAN KİTLE

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tabanı içerisinde Erdoğan-Özel Görüşmesi’nden oldukça rahatsız olan bir kesim olduğunu aktaran Optimar Araştırma Başkanı Hilmi Daşdemir, “Bunların içerisinde gazeteciler var. Özellikle ‘Saraçhane Basını’ denilen basın, Ekrem İmamoğlu'na yakın ve onun tarafından fonlandığı konuşuluyor. Onlar oldukça rahatsızlar. Bu rahatsızlıktan sebep de bu görüşmeleri oldukça olumsuz buluyorlar ve mutlaka bir kulp takma peşindeler. Kılıçdaroğlu ve ekibi de bu gruba dâhil edilebilir.” ifadelerini kullandı.  

                                                   Hilmi Daşdemir

BAŞLI BAŞINA ÖNEMLİ BİR ADIM

Türk milletinin oylarıyla seçilmiş cumhurbaşkanının ziyaret edilmemesi  ve davetine katılmamanın, aynı zamanda ‘Ben demokrasiye inanmıyorum, saygı duymuyorum’ anlamına da geldiğini dile getiren Daşdemir, “Bugün bakıldığı zaman böyle bir yaklaşımdan vazgeçilmiş olması, başlı başına önemli bir adımdır.” diye konuştu. 

GERİLİM NEDENİYLE YATIRIMCI GELMİYOR

Gerilimin herhangi bir şekilde partilere ve ülkeye bir faydası olmadığını belirten Daşdemir, şunları kaydetti, “Gerilim ortamından beslenen bir takım çevreler, ciddi anlamda buradan besleniyorlar. Ticaretlerini yapıyorlar ve bu gerilim sebebiyle de dışarıdan gelecek yatırımcı gelmiyor belki de. 2018 seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan yine  kazanmıştı. Ondan sonra hemen erken seçim tartışmasının başlamasının da böyle bir etkisi olmuştu. Yatırımların yapılmaması, yaptırılmaması benzeri gibi sebeplerden dolayı.” 

NAMIK TAN’IN ZİYARETTE OLMASI

Daşdemir, siyasi partilerin farklı program, anlayış, yaklaşımları olabileceğini hatırlatarak, “Ama netice itibari ile bu demokrasi oyunu içerisinde herkes bir kitleyi temsil ediyor. CHP’nin temsil ettiği bir kitle var. Temsil ettiği kitle; öncelikli olarak birazcık daha seküler ama daha çok Batı güdümünde. Batı’ya yakın, Batı ile el ele, kol kola bir yaklaşım içerisinde olduğunu biliyoruz. Özel’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaretine Namık Tan ile gitmiş olması da en temel mesajlardan birisidir. Namık Tan, daha önceden Abdullah Gül ile  yakın çalışmış, Abdullah Gül'ün Dışişleri Bakanlığı döneminde sözcülük yapmış olan bir isimdir. Bu da onun küresel sistem içerisinde ne kadar etkin bir şekilde var olduğunun göstergesi.” şeklinde konuştu. 

AK PARTİ İÇERİSİNDE KÜRESEL SİSTEME YAKIN OLANLAR

AK Parti içerisinde de küresel sisteme yakın bir takım isimlerin olduğunu dile getiren Daşdemir, sözlerine şu satırları ekledi, “Hükümette, AK Parti Genel Merkezi’nde olanlar var. Onlara bakıldığı zaman, onlar da bundan memnuniyet duyuyorlar. Aynı zamanda bu isimler, 7 Haziran  2015 seçimleri sonrasında CHP ile bir koalisyon kurulması için çalışmışlardı. O zaman CHP ile bir koalisyon kurulmuş olsaydı; daha sonraki süreçte AK Parti tek başına iktidar olma şansını elinden kaybederdi.”

“KABUL VE ONAYLAMA ANLAMINA GELİR”

Diyalog zemininin oluşmuş olmasının normalleşme olarak nitelendirebileceğini aktaran Daşdemir, “Türk milletinin oyuyla seçilmiş olan bir cumhurbaşkanının kabulü, onun onaylanması anlamına da gelir. Elbette birilerinin onayına gerek yok. Türk milleti onayını, desteğini vermiş, seçmiş, kim seçerse seçsin, saygısızlık yapmak, kimsenin hakkı da haddi de değil. Bu açıdan bakıldığı zaman da bu sürecin olumlu bir gelişme olduğunu değerlendirmek ama daha sonraki süreçlerde de siyasi rekabetin de  devam etmesinden daha doğal bir yaklaşım içerisinde olacağını da göz önünde bulundurmak lazım.” dedi.

TABAN VE SEÇMEN NE DÜŞÜNÜYOR?

Erdoğan-Özel Görüşmesi’nde seçmenin görüşleri ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Daşdemir, şunları söyledi, “Tabanı ikiye ayırmak gerekiyor. Özellikle CHP içerisinde ciddi anlamda bir Erdoğan nefreti var. Bunu yaptığımız araştırmalar, derinlemesine görüşmeler, odak grup tartışmaları ve benzeri çalışmalarda da görüyorduk. Ama ortalama vatandaşı rahatsız eden bir durum yok. Ortalama CHP tabanında da rahatsız eden bir durum yok.” 

TROLLEŞMİŞ GAZETECİLER VE İSİMLER

Erdoğan-Özel Görüşmesi ile ilgili sosyal medyada trolleşmiş gazeteciler ve trolleşmiş isimler üzerinden bir eleştiri oluşturulduğunu aktaran Daşdemir, “O da bence toplumun genelini yansıtmıyor. Zira onlar toplumun genelini yansıtıyor olsaydı; seçim sonuçları hep daha farklı olabilirdi.” diye konuştu.

MİLLET NORMALLEŞMEDEN YANA

Türk milletinin, itidalli  davranmayı sevdiğini anımsatan Daşdemir,  “Milletimiz, mutedil olandan yanadır. O sebepten dolayı gerilimden değil; birazcık daha normalleşmeden yana bir tavır içerisinde  olanları da tercih eder.” ifadelerine yer verdi.

YUMUŞAMAYI KONUŞMAK İÇİN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?

Betimar Araştırma Başkanı Gürkan Duman, siyasette yumuşamayı konuşmak için 14 Mayıs ve 28 Mayıs sürecindeki genel seçimlere ve ritmine bakmak gerektiğini belirterek, “Genel seçim süreçleri daha çok beka, devletin güvenliği, dış politika yönetimi ve Millet İttifakı’nın tek bir çatı altında toplanıp süreci yönetememesini konuşmuştuk. 31 Mart 2024 seçimlerine gelindiğinde yerel seçim havası olması gerekirken genel politikalar üzerinde bir seçim sürecini ve özellikle ekonominin en belirgin olduğu CHP’nin birinci olarak çıktığı bir seçimi geride bıraktık.” şeklinde konuştu. 

                                                              Gürkan Duman

CHP’YE KREDİ İKTİDARA SARI KART

Duman, sandığa katılım oranının düşük kalması, gençlerin sandığa gitmemesi, 18-24 yaş grubunun, emeklilerin ciddi bir tepki verip sandığa katılımı yüksek oranda göstermesinin ve CHP yönünde belli bir kesimin oy kullanmasının CHP’ye verilmiş bir kredi olduğunu vurgulayıp, “Ayrıca iktidara da bir sarı kart gösterilmiştir.” dedi.

GALİBİYET VE OYLARIN KALICILIĞI

Duman, Özgür Özel’in, 31 Mart seçimlerinde aldıkları galibiyeti ve oyların kalıcı olabilmesini sağlamak için toplumsal merkezin konumlandırılması gerektiğinin altını çizerek, “Bunu sağlayabilmek için Sayın Erdoğan ile görüşmesi çok önemli hale gelmişti.” diye konuştu.

“POPÜLARİTESİNİ DEVAM ETTİRİYOR”

Özel’in, özellikle Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanı olduğu süreçte Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı üzerinden muhalefet yapma anlayışı ve bundan beslenen bir iktidar görüldüğünü hatırlatan Duman, şunları kaydetti, “Sayın Özel, CHP Genel başkanı olduktan sonra ve yerel seçim galibiyeti ile bu yaklaşımını belli oranda kenarda bırakmış gözüküyor ve özellikle öğretmenler, emekli maaşları, toplumun sıkıntılarını gündemde tutarak kendi popülaritesini devam ettirmektedir.” 

BASIN VE TABANA OLUMLU HAVA YANSIDI”

Duman, Özel’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı  görüşme sonrası hem basın da hem de teşkilat tabanın da olumlu bir havanın yansımış durumda olduğunu vurgulayıp, sözlerine şu satırları ekledi, “Bu süreç anayasa değişikliği ve 26 Mayıs’ da CHP’nin yapacağı emekli mitinginden sonra nasıl bir yol izleyecek bize daha belirgin bir tablo verecektir.”

ASLINDA SORDU: Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Özgür Özel’in diyalog ve siyasette yumuşama sürecine devam etme isteklerine seçmenin tepkisi ne?

 YAŞANAN GELİŞMELERİ ELEŞTİRENLER 

Liderlerin diyalog ve siyaseti yumuşatma dönemlerinde yapılanları eleştiren ve olumsuz bakanlarla ilgili geçmişten örnek veren Sonar Araştırma Başkanı Hakan Bayrakçı, şunları kaydetti, “Bu rakam mevzusu o kadar göreceli bir kavram ki kitle anlamında. Mesela 1950 seçimlerinden önce CHP'nin Lideri İsmet Paşa Taksim'e geliyor ve Taksim ful. Beyoğlu, İstiklal Caddesi'nden, Gümüşsuyu, İnönü Caddesi'nden, Cumhuriyet Caddesi’ne kadar her taraf. Taksim'e giriş-çıkış mümkün değil. Ertesi hafta ise Demokrat Parti liderleri Adnan Menderes ve Celal Bayar geliyor. Taksim’in yarısı boş. Hatta tramvay, Beyoğlu'ndan çıkıp İstiklal Caddesi'nden, otelin önünden dolaşıp Mete Caddesi’nden gidebiliyor. Yarı yarıya bir seçmen gelmiş Taksim'e.  Bunu görenler Türkiye'de o yıllarda anket, ciddi bir araştırmacı diye bir şey olmadığı için buna bakıp diyorlar ki ‘İstanbul bitti, İsmet Paşa CHP’si  açık ara aldı.’ Hatta meşhur laftır ‘İşte Paşam İstanbul” diyor İstanbul Valisi. Oylar bir çıktı, aradaki fark 14 puan. Demokrat Parti önde.”  

BELLİ BİR KİTLENİN GÖSTERGESİ

Bayrakçı, bazen sosyal medyayı da toplumun bir çeşit göstergesi olarak düşünebileceğimizi belirterek, “Belli bir kitlenin tabii. Biraz daha okumuş, yazmış bir kitle, daha aktif özellikle Twitter’da. Şimdi o mecralardaki kitlesel görünen, kalabalık gözüken bağırtı çağırtılar, itirazlar ya da kabuller fark etmez, herhangi bir konu için genelde ‘çoğunluk istemiyor, çoğunluk istiyor’ gibi gibi görünümler, o sesini çok yükseltenler nedeniyle fazla gibi duruyor.” ifadelerini kullandı. 

“HER İKİ TARAF DA MUHTEMELEN ANKET YAPMIŞTIR”

Diyalog görüşmeleri ile ilgili muhtemelen her iki tarafın da anket yaptırdığını aktaran Bayrakçı, “O yaptıkları anketlerde olumsuz şeyler çıksa; onlar devam etmezlerdi.  Herkes iyi kötü anketin önemini biliyor, öğrendi artık.  Bu anket öyle bir şey ki doğru dürüst yapılırsa; aşağı yukarı seçimi buluyorsunuz.” dedi.

ÖZEL’İN CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN İLE GÖRÜŞMESİ’Nİ SEÇMEN NASIL YORUMLUYOR?

Gezici Araştırma Başkanı Murat Gezici, Özgür Özel’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir araya gelip ülke sorunlarını konuşması hakkında seçmenin düşüncesinin ne olduğuna dair anket yaptıklarını söyledi.

Türkiye genelinde 27-28 Nisan tarihleri arasında 18 yaş ve üstü bireyleri temsil eden, yaklaşık yarısı kadın olmak üzere toplam 2688 katılımcı üzerinden çalışma yaptıklarını aktaran Gezici, “Yapılan çalışmada tüm veriler hanelere gidilip yüz yüze görüşme metodu ile toplanmıştır. Örneklemin seçilmesinde, kota yöntemi kullanılıp, görüşülecek katılımcıların belirlenmesinde ise cinsiyet ve yaş kotası uygulanmıştır.” dedi.

EZİCİ ÇOĞUNLUK DOĞRU BULUYOR

Gezici, yaptıkları araştırmaya göre, katılımcıların %64,7'sinin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Özel toplantısının doğru olduğunu düşündüklerini dile getirip, sözlerini şu şekilde devam ettirdi, “%21,2'si kısmen karşı olduğunu ifade etmiş ve %14,1'i ise tamamen karşı olduğunu belirtmiş. Bu verilere dayanarak, çoğunluğun böyle bir toplantının doğru olduğunu düşünmesi dikkat çekicidir.”

DİYALOG VE İLETİŞİM KURMALARI ÖNEMLİ

Yaptıkları araştırma verilerini değerlendiren Gezici, “Bu veri, ankete katılanların çoğunluğunun, siyasi liderler arasında diyalog ve iletişim kurmanın önemli olduğunu düşündüğünü ve halkın bu konuda olumlu bir tutum sergilediğini göstermektedir. Özellikle, Türkiye gibi siyasi olarak aktif bir ortamda, halkın liderler arasında iletişim kurmalarına ihtiyacı olduğunu ve bu iletişimin demokratik bir sürecin önemli bir parçası olarak kabul edildiğini görmekteyiz. Bu durum, toplumun siyasi liderlerinin sadece kendi ideolojileri veya parti hizipleriyle değil, aynı zamanda rakip partiler veya muhalefetle de diyalog içinde olmasını beklediğini işaret ediyor.” ifadelerini kullandı. 

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VE KATILIMCI SİYASET 

Demokratik toplumların temel bir özelliği olan ifade özgürlüğü ve katılımcı siyasetin son derece önemli değerler olduğunun altını çizen Gezici, “Siyasi liderler arasında açık iletişim kurulması, toplumun farklı kesimlerinin ihtiyaçlarını ve endişelerini daha iyi anlamalarına ve çözümler üretmelerine olanak tanıyacaktır. Bu da toplumun genel refahı ve demokratik sürecin sağlıklı işleyişi için önemli bir unsurdur.” dedi. 

POTANSİYEL OLARAK TARTIŞMALI KONU

Yaptıkları araştırma sonuçlarına kısmen ve tamamen karşı olanların toplamının %35,3 olduğunu anımsatan Gezici, sözlerini şu şekilde sürdürdü, “Bu gruplar, böyle bir toplantının olumsuz etkilerine veya demokratik süreç açısından uygun olmayabileceğine inanabilirler. Bu da kamuoyunun bölünmüş olduğunu ve böyle bir toplantının potansiyel olarak tartışmalı bir konu olduğunu gösteriyor.”

 “OLUMSUZ DEĞERLENDİRME BEKLEMİYORUM”

Erdoğan ve Özel’in siyasette yumuşama ve diyalog temelli hareket etmesi hakkında seçmenin olumsuz bir değerlendirmesini beklemediğini söyleyen Optimar Araştırma Başkanı Hilmi Daşdemir, “Şu anda yeni bir ‘Türkiye'nin Nabzı’ araştırmasına başladık. Bunları da soruyoruz.  Orada da göreceğiz. Kuvvetle muhtemel, bu görüşmelerin olumlu değerlendirildiği bir sonuç çıkacak.” şeklinde konuştu. 

“ÖZEL CHP İÇERİSİNDE LİDERLİĞİNİ İNŞA EDİYOR”

Yaşanan gelişmeleri, Özgür Özel açısından değerlendiren Daşdemir, “Özel'in, CHP tarihinde hiç olmadığı kadar bir karmaşa içerisinde olduğu dönemde onun genel başkanlığında kazanmış olduğu bir başarı var.  Bunu kimse  başarısızlık olarak nitelendiremez. Özel öncesinde Kılıçdaroğlu’nun da kendi kitlesini bir şekilde konsolide etmesi, İYİ Parti ile yakınlaşması, uzun süre onlarla işbirliği yapması, Saadet Partisi ve benzeri gibi bir takım oradaki isimleri parti listelerinden aday yapması daha doğrusu belli oranda Merkez Seküler Milliyetçi ve Muhafazakar Milliyetçi kesime de hitap eden siyaset ortaya koymuş olması bir sorun ama netice itibari ile Özel buradan CHP içerisinde kendi liderliğini inşa ediyor. Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hem de Devlet Bahçeli'yi ziyaretinde bu şekilde bir diyalog zeminin oluşturulması  açısından önemli olduğu şeklinde değerlendirilebilir.” ifadelerini kullandı.

"İMAMOĞLU VESAYETİ BİR KENARA BIRAKILACAK"

Daşdemir, sonraki süreçler açısından bakıldığı  zaman da Özgür Özel'in,  Ekrem İmamoğlu’nun vesayetinde,  onun desteğiyle genel başkan olmuş olması gerçeğini de bir kenara bırakacağını da sözlerine ekledi.  

“31 MART SÜRECİ DEVAM EDİYOR”

CHP’ye, özellikle Özgür Özel’e bir kredi verildiğinin seçmen tarafından görüldüğünü aktaran Betimar Araştırma Başkanı Gürkan Duman, “Burada 31 Mart sürecinin devam ettiğini yapılan araştırmalarda da görmekteyiz.” dedi.

SEÇMENİN KREDİSİ NEYE GÖRE DEĞİŞECEK?

Duman, seçmenin verdiği kredinin; Özel‘in performansına ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu‘nun bu fotoğraf karesine nereden gireceği ve sessiz kaldığı sürece nasıl yöneteceğine bağlı olarak değişim göstereceğini de sözlerine ekledi. 

YAŞANACAK GELİŞMELER GÖSTERECEK 

Özgür Özel‘in, dış politika, anayasa değişikliği gibi konularda DEM Partisi ile yürüyecekleri yol haritası, yumuşama sürecinin devam etme isteğini, seçmen refleksini daha sonra analiz yapmanın daha doğru olacağını  belirten Duman, sözlerini  şu şekilde sonlandırdı, “Çünkü şu anki seçimlerde CHP’ye verilmiş bir kredi var. Özgür Özel’in şu anki liderlik anlayışı ile bu süreci seçmen tarafında doğru yönettiğini gösteriyor. Ancak yukarıda ifade ettiğimiz konulardan dolayı atmosferin değişip değişmeyeceğini bundan sonra yaşanacak gelişmeler gösterecektir.”