Seddi Zülkarneyn ve Yecüc Mecüc (2)

Hatta şimdi de komünistlerin yaptığı katliam gibi DAİŞ gibi terör örgütlerinin zulümlerine Kuran’ın bir işareti olup anarşistlerin ehemmiyetli efradının bunlardan olduğuna şüphe yoktur. Yani Yecüc ve Mecüc ismiyle anılan dehşetli varlıkların bir kısmı bunlardır, diyebiliriz.
Günümüzde bu taifeye başka bir örnek olarak intihar bombacıları adı verilen ve çoğunlukla Müslüman ve masum insanları katleden taifelerden bir bölümünü de sayabiliriz. Türkiye’de de görülen ve yakın çevremizi ateşler içinde bırakan Suriye, Irak ve Pakistan’da son zamanlarda sık sık görülen bu eylemlerde şahit oluyoruz. Bir anda yüzlerce masum insanın öldürüldüğü, yüzlerce insanın da yaralandığı vahşet, pek çok insanın bu konuda kabul edebileceği birer delildir. 
Evet, Fransız Devriminde hürriyetperverlik tohumuyla ve aşılamasıyla sosyalistlik nasıl türemişse aynen komünizmde olduğu gibi mal ve sermaye sahiplerine karşı büyük bir katliam yapılmıştır. Rusya’daki Ekim devrimi ve Çin’deki Kültür ihtilalinde öldürülen insanların sayısı on milyonları geçmiştir. Bu katiller ayrıca bir kısım mukaddeslere karşı da savaş açmışlardır.
Bu devrimlerin aşıladığı fikir ve eylemler; bilâhere komünizmin düsturları içinde sayılmıştır. Komünizm ve Bolşeviklik dahi çok ahlaki değeri ve vicdani unsurları bozduğundan, elbette ektikleri tohumlar hiç bir kayıt ve hürmet tanımayan anarşistlik mahsulünü verecektir.
“Çünkü kalb-i insanîden hürmet ve merhamet çıksa; akıl ve zekâvet, o insanları gayet dehşetli ve gaddar canavarlar hükmüne geçirir, daha siyasetle idare edilmez. Ve anarşistlik fikrinin tam yeri ise; hem mazlum kalabalıklı, hem medeniyette ve hâkimiyette geri kalan çapulcu kabileler olacak. Ve o şeraite (şartlara) muvafık insanlar ise, Çin-i Maçin’de kırk günlük bir mesafede yapılan ve acaib-i seb’a-i âlemden (dünyanın yedi harikasından) birisi bulunan Sedd-i Çinî’nin binasına sebebiyet veren Mançur ve Moğol ve bir kısım Kırgız kabileleridir ki, Kur’an’ın mücmel haberini tefsir eden Zât-ı Ahmediye (Aleyhissalâtü Vesselâm) mu’cizane ve muhakkikane haber vermiş”.
Bediüzzaman’ın “ahlakta ve hayatta zulmetli bir anarşilik ve zulümlü bir dinsizlik” ifadesinden yola çıkarak, bu anarşinin sadece maddi planda olmayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Zaten kalblerdeki anarşidir ki, insanları fesada sevketmiş, dünyayı kan gölüne çevirmiştir. 
Bediüzzaman, meşhur Çin seddi için; Seddi Zülkarneyn’in inşa ettiği setlerin külliyetinden bir ferdi olduğunu beyan etmektedir. Burada Bediüzzaman’ın düşüncesine ilaveten başka bir hususu da dile getirmekte yarar vardır.