GENEL

Semih Çelik Kimdir? Fatih’te İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’i Katleden Cani

2024 yılında Semih Çelik tarafından işlenen planlı ve vahşi cinayetler, Türkiye’yi derinden sarstı. Çelik, uzun süre planladığı bu cinayetleri işlediği sırada çevredekilerden yardım isteyen İkbal Uzuner'in çığlıkları yanıtsız kaldı. Devletin bu tür olayları önlemedeki yetersizliği ise büyük tepkilere yol açtı.

2024 yılı Ekim ayında Türkiye, iki genç kadının vahşice öldürülmesiyle şoke oldu. 19 yaşındaki Semih Çelik, önce sevgilisi Ayşenur Halil’i, ardından eski sevgilisi İkbal Uzuner’i katletti. Cinayetler, sadece saplantılı bir aşktan doğmuş sıradan olaylar değildi; uzun süredir planlanmış, devletin gerekli önlemleri almaması sonucunda gerçekleşmiş trajedilerdi. Semih Çelik’in İkbal Uzuner’e yönelik yıllardır süren takıntısı, defalarca ihbar edilmesine rağmen, yetkililer tarafından ciddiye alınmadı. Bu ihmal, sonunda iki genç kadının hayatına mal oldu.

Cinayetlerin Planlanışı ve Semih Çelik’in Vahşeti Semih Çelik, bu cinayetleri bir saplantı sonucu değil, bilinçli ve planlı bir şekilde işledi. Olaylardan kısa bir süre önce, internette ortaya çıkan bir videoda Semih Çelik’in cinayetleri planladığına dair ipuçları yer aldı. Görüntülerde, Çelik’in İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’e yönelik ölüm tehditleri savurduğu ve nasıl bir vahşet gerçekleştireceğini adeta itiraf ettiği görüldü. Bu videoya rağmen, yetkililerden herhangi bir müdahale gelmedi ve cinayetler işlenmeden önce Çelik’e yönelik caydırıcı hiçbir tedbir alınmadı.

4 Ekim 2024’te, Eyüpsultan’da Semih Çelik önce sevgilisi Ayşenur Halil’i bıçaklayarak öldürdü. Ardından Fatih’e, Edirnekapı surlarına giderek eski sevgilisi İkbal Uzuner’i öldürdü. İkbal, surlarda çaresizce yardım çığlıkları atmasına rağmen, çevredeki insanlar bu çığlıkları duymazdan geldi. Genç kadın, Semih’in vahşi saldırısına maruz kaldı, başı kesilerek surlardan aşağıya atıldı. Semih Çelik ise bu cinayetlerin ardından surlardan atlayarak intihar etti​.

Devletin İhmali ve Toplumsal Tepki İkbal Uzuner’in ailesi, Semih Çelik’in uzun yıllardır kızlarını taciz ettiğini, tehditler savurduğunu ve hatta onları takip ettiğini defalarca yetkililere bildirdi. Ancak devletin hiçbir organı bu saplantılı katilin peşini bırakması için ciddi bir adım atmadı. İkbal'in defalarca şikayette bulunmasına rağmen, polis tarafından koruyucu bir önlem alınmadı ve Semih Çelik’e karşı herhangi bir yaptırım uygulanmadı. Ailesi, kızlarını korumak için okulunu değiştirdi, ancak bu da yeterli olmadı. Çelik, kızın peşini bırakmadı ve saplantılı aşkını sonunda bir cinayete dönüştürdü​.

Toplum bu olaylara büyük tepki gösterdi. İnsanlar, devletin kadınları koruma noktasındaki yetersizliğini eleştirirken, özellikle sosyal medyada "#İkbalİçinAdalet" gibi kampanyalar başlatıldı. Kadın cinayetlerine yönelik bu vahim olay, devletin koruyucu önlemleri yetersiz bulmasına yönelik eleştirileri daha da körükledi. Türkiye, kadınların yaşam haklarını koruyamayan bir sistemin sorumluluğuyla yüzleşiyor. Bu katliamlar, devletin koruyucu politikalarının sadece kağıt üzerinde kaldığını, uygulamada ise kadınların korunamadığını açıkça gösterdi.

Semih Çelik ve Kadınlara Yönelik Tehditler Semih Çelik gibi saplantılı, şiddete meyilli bir insanın yıllarca elini kolunu sallayarak dolaşması, cinayetlerin devlet tarafından önlenebileceği halde önlenmediği düşüncesini pekiştirdi. Korkunç olaylar, yetkililerin daha etkin ve hızlı önlemler alması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi. İkbal’in son anlarında yardım dilendiği, fakat çevresindekilerin bu çağrılara kulak asmaması, toplumda vicdani bir hesaplaşmaya da neden oldu. Kadınların çaresiz bırakıldığı, şiddete karşı yalnız olduğu bir düzenin son bulması gerektiği, her kesimden insanın haykırdığı bir gerçek haline geldi.