Sepetlerin diliyle geçmişe yolculuk

Eski zamanlarda evimizin en nadide köşelerinde yer bulan sepetler, bugünlerde modern dünyanın telaşı içinde unutulmaya yüz tutmuş durumda. Ancak Edirne’nin dar sokaklarında, küçük bir atölyede bir kadın, sepetlerin ruhunu yeniden canlandırıyor. İşte karşınızda, babaannesinden öğrendiği sepet örücülüğü sanatıyla dekoratif ürünler tasarlayan Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel El Sanatları Sanatçısı Özlem Durmaz.

Küçük yaşlarda, babaannesinin el emeğiyle yoğurduğu sepetlerin büyüsüne kapılan Özlem Durmaz, yıllar içinde bu kadim sanatta ustalaşmış. Bugün, Deveci Han Kültür Merkezi’ndeki atölyesinde sepetlerin sesi yankılanıyor. İnce ağaç sürgünleri ve bitkilerin odunlaşmamış sapları, onun maharetli ellerinde yeniden hayat buluyor.

Durmaz’ın tasarladığı ürünler, sadece geçmişin nostaljisini taşımakla kalmıyor; aynı zamanda günümüzün ihtiyaçlarına da cevap veriyor. Eskiden sebze saklamak için kullanılan sepetler, şimdi mutfaklarımızda ekmeklik olarak yerini alıyor. Sepetlerin içine konan baklagillerin yerini çiçekler, kalemler ve daha nice dekoratif ürünler alıyor.

Özlem Durmaz, bu sanatın yaşaması ve yeni nesillere aktarılması gerektiğine inanıyor ve yılın belirli dönemlerinde açtığı kurslarla gençlere bu kadim sanatı öğretiyor. Özellikle kadınların bu sanatı öğrenerek aile ekonomilerine katkı sağlamalarını isteyen Durmaz’ın gelecek hayalleri arasında büyük bir atölye kurmak ve hem yurt içine hem de yurt dışına satış yapmak var.

Özlem Hanım'ın sepetleri, eski zamanların taşıma ve saklama amacıyla yapılan sepetlerinden farklı olarak şimdilerde, günlük hayatımızın birçok alanında kullanılıyor. Her biri el emeği göz nuru olan bu sepetler, modeline ve büyüklüğüne göre bir-iki gün içinde tamamlanıyor. Üretim sırasında herhangi bir makine kullanılmıyor; tamamen el işçiliğiyle, sabırla ve sevgiyle örülüyor.

Edirne’nin son sepet ustası Özlem Durmaz, bu zorlu ama bir o kadar da güzel sanatı yaşatmak için var gücüyle çalışıyor. Durmaz, sepetlerin diliyle geçmişe yapılan bu yolculukta, geleneksel sepetleri günümüze uyarlıyor, nostaljiyi modern hayatın bir parçası hâline getiriyor. İşte bu yüzden, Durmaz'ın sepetleri sadece birer eşya değil; geçmişle bugün arasında kurulan sağlam bir köprü, kültürel mirasımızın yaşayan sembolleri…

Özlem Durmaz ve onun sepetleri, bize bir kez daha hatırlatıyor; her sepet, içinde bir hikâye taşır. Geçmişin zarif dokunuşları, bugün de hayatımızın bir parçası olabilir. Sepetlerin diliyle babaannelerimizin hikâyeleri yeniden can buluyor; bize geçmişin sıcaklığını ve samimiyetini getiriyor.