Serbest Piyasa ve Devletin Fiyatlara Müdahale Etmesi

Şu anda üretici enflasyonu yaklaşık yüzde 130 Tüketici enflasyonu ise yüzde 80’dir. Ocak ayında ise yüzde 65’e düşeceği tahmin ediliyor.

Bunun anlamı şu demektir. Aracı kurumlar ve tüccarlar üreticilerden aldıkları malı daha az kârla satmaktadır. Ticareti devamlı kılmak için kâr marjlarını azaltıyorlar. Yani fahiş fiyat denilen bir durum yanıltıcıdır.

Aslında her şeyin fiyatı bize yansıyandan daha çok artmıştır. İstisnalar kaideyi bozmaz.

Günümüzde ticari kurumlar arasında rekabet çok fazladır. “Pahalı mal satıyor” imajı, bir esnaf veya alışveriş mağazası için çok tehlikelidir. Müşterisini kaybetmemek için bazı malları kasıtlı olarak maliyetine hatta zararına satarlar.

Bu şirketler tek satıştan değil sürümden para kazanılacağını çok iyi bilirler.

Kısaca fiyatlar arz ve talep dengesine göre oluşur. Dünyanın pek çok yerinde böyledir.

Hükûmetimizden çok Erdoğan’ı severim.

 Bana göre dünyanın en iyi siyasetçisidir. Bu durum onu her bakımdan destekleyeceğim anlamına gelmez. Kur korumalı hesap ile döviz çıkışını durdurmayı başarılı bulduğum gibi zincir marketlere karşı politikasını hatalı bulabilirim.

Bu nedenle sorgulamadan yapılan her siyasi propagandaya inanmamalıyız. Zira çok silik söz yani yalan piyasada geziyor. Doğruları eğri, eğrileri doğru gösteren çok sayıda demagoji üstadı, cerbezeli insan var. Hükûmeti de Erdoğan ı da yanıltabiliyorlar.

Yanılmayacak, aldanılmayacak tek husus Kur’an ve hadislerdir. İslam, Medine de hüküm sürmüş medeniyetin en ileri seviyesini bizzat yaşamıştır. Kuralları tecrübe edilmiş insanlığın en güzel günlerinin ortaya çıktığı Asr-ı Saadet yaşanmıştır. Yani önümüzde denenmiş bir model var.

Asr-ı Saadette serbest piyasa düzeni vardı. Bu düzen sayesinde İslam ülkeleri dünyanın en büyük ve zengin devletlerini kurdular. Fakat sonrasında saltanat rejiminin kötü yönleri ve İslami kuralların gevşetilmesi nedeniyle ekonomik, sosyal ve ahlaki düzen bozuldu. Perişan olduk.

Eğer yeniden dünyanın büyük devleti olmak istiyor isek İslam esaslarına sahip çıkmalıyız.

Faizi kaldırmak gerektiği gibi serbest piyasa düzeninin yeniden sağlıklı bir şekilde çalışmasına gayret etmeliyiz.

Devletin aslı görevlerine dönerek yani, savunma, iç güvenlik, adalet, eğitim, sağlık, alt yapının sağlanmasına çalışmasını sağlamak zorundayız. Eğer devlet ticarete, üretime, mal satışına geçerse başarılı olamaz. Çünkü rant dediğimiz haksız kazanç meydana gelir. Yöneticilere yakın insanlar ranttan pay isterler. Ekonomik meseleler aslında bu kadar basittir. Karmaşık ve anlaşılmaz değildir.  Siz TV’lere çıkıp palavra sıkan faşist ve devletçi profesörlere inanmayınız. Bunlar menfaati için faize helal, devletçiliğe mucizevi buluş derler. Komünizmin açtığı derin yaraları ve vahşi kapitalizmin hırsızlıklarını görmezlikten gelirler. Zira İslam dan habersizdirler. İslâm ı Batılılardan öğrendikleri için gerçekleri kavrayamaz, göremezler. Hem aldanmış hem de aldatmaktadırlar. Kıssadan hisse bu olmak gerektir ki; sorgulayıcı olmalı her sözün kalbimize girmesine müsaade etmemeliyiz. Mihenge vurmalıyız. Mihengimiz ise akil, kalp ve vicdanimizdir. Vicdanimiz bizi yanıltmaz. Çünkü Allah’ın kalbimizdeki sesidir.