Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayeti, kamuoyunda birçok spekülasyona sebep oldu. Bu olayda ‘’emniyet ve yargı işini yapsın, olay açığa çıksın.’’ diye MHP’nin sessiz kalmasını fırsat bilen ülkücü ve MHP düşmanları, ciddi anlamda Sinan Ateş cinayeti üzerinden MHP ve Ülkü Ocakları’na ‘yargısız infaz’ yaptılar.
Öncelikle şunu söylemeliyim. Hiçbir cinayetin onaylanacak tarafı yoktur.
Babasız kalmış iki yetim çocuğun, acısı dindirilemez. O çocuklar açısından tesellisi mümkün olmayan acı, yıllar boyunca devam edecektir.
Olayın duyulduğu esnada, Habertürk televizyonunda yayında idim. İlk kınayanlardan birisi oldum. Hiçbir cinayeti aklı başında olan birisi onaylayamaz, onaylamamalıdır zaten.
Medyada, bu olayı üzerinden MHP’yi hedef alarak konuşanlar, dezenformasyon yapanlar, Cevheri Güven, Emre Uslu gibi FETÖ tetikçileri, Erk Acarer gibi Alman istihbaratına çalışan elemanlar oldu.
Başka kimler vardı? PKK’sından DHKPC’sine kadar ne kadar MHP ve Ülkücü düşmanı terör örgütleri varsa onlar da bu dava üzerinden MHP’yi ‘mahkum’ etme yarışına giriştiler.
Başka? Bir de ülkücü geçmişi olup da bir Ülkü Ocakları Başkanı’nın öldürülmesi olayında MHP ve Ülkü Ocakları’ndan birisinin de işin içinde olabileceği algısına inanmış olan birileri, bu olay üzerinden dezenformasyonlara alet oldular.
CHP, İYİ Parti, Deva, Gelecek gibi partiler bu cinayetin siyasi rantını paylaşma yarışına giriştiler.
Yayılan yalanlardan bazıları; ‘’AT plakalı Audi marka Ülkü Ocakları’na ait araç, cinayeti işleyenleri kaçırdı.’’ iddiası vardı.
O araçlar, İstanbul yolu üzerinde Mobese kameralarına giriyor. Araçta iki kişi var. Başka kimse yok. Mola verip yemek yediklerinde de iki kişi yemek yiyor. Paket yaptırma v.b. gibi bir durum da yok.
Sinan Ateş’e ateş eden tetikçi Eray Özyağcı ‘’Ben bacağına ateş ettim.’’ diyor. Bacağındaki kurşun çekirdeği Sterling marka ama ölümüne sebep olan MKE marka mermi çekirdeği. Bu durumda, duruşmaya katılması gereken Sinan Ateş’in yanındaki Selman Bozkurt ve Ahmet Keçik neden yoklar?
Bu iki isim, olay sonrasında hemen ambulans çağırması gerekirken neden silahlarını ortadan kaldırma telaşına düşüyorlar?
Tetikçi Eray Özyağcı’ya, Savcı Durmuş Ali Kaya ‘’Bu davanın siyasi olduğunu düşünüyoruz. Bizi uğraştırma, Devlet Bey’den emir aldıysan söyle.’’ diyor.
Sanırım MHP Lideri Devlet Bahçeli, böyle bir emir verecek son kişidir. Devlet Bahçeli’nin çizgisine bakılınca görülür ki ülkücüleri ve MHP’yi buna benzer olaylardan uzak tutmaya çalışan birisidir.
Yine Savcı Durdu Özer ise ‘’MHP’den iki isim yeter. Biz seni koruruz.’’ diyor.
Buralardan da yine hedefin MHP olduğunu görüyoruz.
Daha önce de yazdım, ABD’den Michael Rubin gibi FETÖ ile yakın çalışan isimler yukarıda yazdığım FETÖ’cü ve MHP düşmanı isimlerin hedefinde MHP ve Ülkü Ocakları’nın itibar kaybetmesidir.
Ama hedef sadece MHP ve Ülkü Ocakları ile de sınırlı değildir.
Sonraki adım Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır.
Cumhur İttifakı’nı bitirip, Erdoğan’ı yalnızlaştırınca küreselciler için herşeyin kolaylaşacağını varsayıyorlar.
Ancak, unuttukları bir husus var ki o da Cumhur İttifakı tabanda karşılık buldu. İçerde bitirmek isteyenlere rağmen sürecektir.
PROVAKATÖRLER KAYSERİ’DE DEVREDE İDİLER
Dün akşam saatlerinde Suriyeli bir sapığın yine suriyeli çocuğa tecavüz ettiğinin anlaşılması ile Kayseri’de sokaklar hareketlendi.
Öncelikle çocuğun suriyeli ya da türk olması önemli değildir. Çocuk çocuktur. Sapık da sapıktır. En ağır cezayı alması gerekir.
Olay duyulunca mahalleli sapığı döverek polisi arıyorlar mahallenin gençleri. Ancak daha sonrasında sosyal medyadan olayı kışkırtanlar toplumu galeyana getiriyor. Suriyelilere ait ev ve işyerleri yakılıyor yıkılıyor.
Dün geceki olaylar Kayseri’nin başarılı valisi Gökmen Çiçek ve Emniyet Müdürü Atanur Aydın tarafından kontrol altına alınıyor.
Bugün organize sanayiindeki işyerlerinde çalışan suriyeliler korkudan işlerine gidemiyor. Suriyeli esnaf dükkanlarını açamıyor.
Yine bugün Suriye’de kontrolümüz altında bulunan El Bab bölgesinde türk tırları saldırıya uğradı.
Mare emniyet müdürlüğündeki Türk Bayrağımız provakatör gruplarca indirildi.
Yine Azez ve Afrin’de türk tırlarına saldırılar oluyor.
Dün Kayseri’deki olayları bahane eden PKK yandaşları Suriye’deki kontrol ettiğimiz yerleri karıştırdılar.
Bizim oradaki varlığımızdan normal Suriyelilerin bir rahatsızlıkları yok bilakis memnuniyetleri var.
Türkiye’yi sığınacak ülke olarak gören buraya sığınan Suriyelilerden de bir rahatsızlığımız yok ama birileri sürekli sığınmacı karşıtlığını kullanarak toplumu manipüle ediyor. Birlik ve beraberliğimize dinamit koyuyorlar.
Bu tür provakatörlerin oyunlarına gelmek bize zarar verir.
Oynanan oyunun farkında olarak ona göre davranmak zaruridir.
Ülkemizi karıştırarak istihbarat örgütleri ile birlikte çalışan siyasetçi ve gazeteci görünümlü kişilere de fırsat vermemek gerekir.