Tuğba Çakıroğlu Demşo / Muhabir
ETEK BOYU SORUSU!
Sanık Avukatı Gülsün Doygun mahkeme heyetinden A.A.'ya, "Etek boyunu kısaltmaması için ve daha usturuplu davranması için okuldaki hocaları tarafından uyarılıp uyarılmadığının" sorulmasını istedi.
MAHKEME BAŞKANI ENGEL OLDU
Ancak mahkeme başkanı müdahale etti. Başkan, "Bu sorunun sorulmasını ben uygun bulmuyorum" diyerek soruyu A.A.'ya yöneltmedi. Ara verilen durulmada avukat Gülsün Doygun ile çocuğun annesi arasında gerilim yaşandı. Doygun, "Kadın olup çocuğuna sahip çıksaydın, bu çocukların başı yanmazdı" diyerek bağırdı. Doygun ayıca mağdurenin kimliğinin açıklamakla tehdit etti.
SKANDALA TEPKİ BÜYÜK
Bir hukukçunun hem de bir kadının 13 yaşındaki bir çocuğu sistematik bir biçimde istismar eden kişileri savunurken küçük kızın etek boyunu gündeme getirmesi ve kızın annesini suçlaması tepki çekti.
“KAMUOYU TATMİN OLMALI”
Bir avukatın savunma hakkı adına çocuk istismarını normalleştirecek düzeyde bir savunma geliştirmesinin nedenlerini hukukçulara sorduk.
Avukat Murat Emergen, iddianamenin kapsamını bilmediğini belirterek, basına yansıyan haberler üzerinden değerlendirmede bulundu, “İddiaya göre olay çok eskiden vuku bulmuş. Bir iddia var ve bu mahkeme tarafından kesinlikle araştırılacak. Savcılık suçun işlendiğine kanaat getirerek iddianame düzenlemiş. Kovuşturma başlamış. Ancak henüz mahkumiyet yok. Bu sebeple iddianame ve kapsamına hakim olmadan, deliller toplanmadan değerlendirmek hatalı olabilir. Umarım kamuoyunu tatmin edecek şekilde adaletle hüküm verilir.” ifadelerini kullandı. Emergen, aynı zamanda her iki taraf için hassas olunması gerektiğinin altını çizdi.
Hukukçu Pınar Hacıbektaşoğlu, “ilk duyduğunda insanın kanı donuyor” diyerek avukatın savunması karşısında yaşadığı şoku dile getirdi. Savunma hakkının kutsal olduğunu belirten Hacıbektaşoğlu, masumiyet ve suçsuzluğu kanıtlamak adına avukatlık mesleğinin itibarsızlaştırılmaması gerektiğini vurguladı.
“BÖYLE SAVUNMA UYGUN DEĞİL”
13 yaşındaki bir çocuğa yönelik yaşanan olaydan duyduğu üzüntüyü dile getiren Avukat Emergen, Avukat Doygun’un mahkemede mağdur genç kıza ve annesine yönelik ifadelerini ve savunmasını uygun bulmadığını, “Her şeyden önce tarafların avukatlarının dosyanın tarafı olmadığını dosyanın tarafı değildir. Mevzuata ve mesleki ilkelere uygun şekilde savunma yapmak zorunda olan her avukat sadece iddia ve savunmanın hukuki yönü ile ilgilenmeli. Taraflar arasında anlaşmazlığın doğurduğu düşmanlıkların dışında kalmalı ve düşmanca olayın tarafı gibi hareket etmemelidir.” sözleriyle dile getirdi.
Pınar Hacıbektaşoğlu da mahkemede sanıkları savunmak uğruna her yolu mubah gören Avukat Gülsün Doygun’a “3 kuruşluk dünyada 3 kuruş için …. olmaya değer mi?” diye sordu. Bir avukatın böyle bir savunmayı ya maddi karşılık için ya da çok manevi ve kutsal bir durumu korumak için yapabileceğini söyledi.
“AVUKATIN SAVUNMASI DİSİPLİN CEZASI GEREKTİRİR”
Sanık avukatı Doygun’un dosyada mağdur olan A.A’ya karşı ithamda bulunması meslek ilkelerinin açık ihlali olduğuna dikkat çeken Emergen, “Disiplin cezası gerektirir. Mensup olduğu Baro tarafından bu konuda yaptırıma tabi tutulması muhtemeldir.” sözleriyle yönetmelikte bir karşılığı olduğunu kaydetti.
Hukukçu Pınar Hacıbektaşoğlu da baroya da çağrı yaptı. Avukatlık mesleğinin ilgili kanun gereğince ‘meslek itibarını koruyarak yapılması’ gerektiğini belirterek bir soruşturma açılmasını beklediğini kaydetti. “Savunmanın sınırları vardır. Haddi aşan, itibar zedeleyici ifadeler kullanılamaz. Ceza alır. Ben bağlı bulunduğu baroyu harekete geçmesi için davet ediyorum.” dedi.
“AVUKATLAR KİMLİK AÇIKLAMA TEHDİDİNDE BULUNAMAZ”
“Kamuoyu haklı adalet bekleyişinde ve bu tür dosyalarda ithamlardan kaçınarak daha dikkatli davranmak icap eder.” diyen Avukat Emergen, hiçbir avukatın mağdur kişinin kimliğini açıklama tehdidinde bulunamayacağını vurguladı. Bu bağlamda Sanık avukatının yargılama sürecini de etkileme saikiyle gerçekte olmayan kasıtlı soru ve yakıştırmaları ve insan onurunu lekeleyici tehditlerini uygun bulmadığını söyledi.
“SAVUNMA HAKKI AŞAĞILAMA HAKKI VERMEZ”
Sanık Avukatı Gülsün Doygun’un duruşma arasında çocuğun annesine yönelik "Kadın olup çocuğuna sahip çıksaydın, bu çocukların başı yanmazdı" aşağılayıcı ve tahrik edici söylemleri hakkında da konuşan Avukat Emergen, olayın henüz yargılama aşamasında olduğunu, kesin hüküm olmadığını, sanıklar hakkında deliller toplandığını hatırlattı. Bu süreçte avukatların müvekkillerinin haklarını savunacaklarını ancak bu hakkın hiçbir zaman avukata bir başkasını suçlama ve aşağılama hakkı veremediğini vurguladı.
Yapılan savunmanın ne dava esasına uygun olduğunu ne de müvekkilin suçsuzluğunu ispat edecek şekilde olduğunu söyleyen hukukçu Hacıbektaşoğlu, “Neyse ki mahkeme kabul etmemiş. Bu insani de hukuki de değil. Etek boyunun savunma haline gelmesi ya da hafifletici neden olarak gösterilmeye çalışılması, benzer suçlara meyilli olanların eline imkan veriyor.” dedi.
“AVUKATLAR SÖYLEMLERİNDEN SORUMLUDUR”
Duruşmanın selameti açısından sanık avukatlarının mağdur ve annesini anlamaya çalışmasının, değilse de en azından üzüntüsüne saygı duyması gerektiğini “Avukat, duruşma esnasındaki her türlü eylem ve söyleminden sorumludur.” İfadesiyle dile getirdi. Avukat Murat Emergen, "Kadın olup çocuğuna sahip çıksaydın, bu çocukların başı yanmazdı" şeklindeki kişilik haklarını zedeleyici söylemi nedeniyle şikayet üzerine her an yargılanması, ceza alması ve tazminata mahkum olması muhtemeldir.” dedi.
“ÖZEL İHTİSAS MAHKEMELERİ KURULMALI”
Hukukçu Pınar Hacıbektaşoğlu’nun bu tür davalarda daha hassas davranılması adına ‘özel mahkeme’ fikri var. Hacıbektaşoğlu, “Türkiye’de özellikle çocuklara yönelik istismar davaları için özel ihtisas mahkemeleri kurulmalı. Özel mahkemeler tarafından süreç yürütülmedi. Avukatlar, savcılar, hakim, iddia makamı çok hassas davranmalı” diyerek bu davaların titizlikle yürütülmesi gerektiğine dikkat çekti.