Sobe

Hani  konuşmak ister insan  ya da paylaşmak anıları.Sözcüklere mana yüklemek o kadar kolay mı? Hatırı sayılı sözcükler var bende dilimden,kalbimden,gönlümden geçen öyle çiçekli böcekli de değil harbi içten.Saklı duruyor bir yerlerde ne topal kurt dedim ne de topal tilki öyle kurda kuşa da kaptıramam sözcüklerimi.Kapadım gözlerimi 1,2,3....99,99 henüz olmadı daha yüz.Sonra açtım gözlerimi önüm arkam sağım solum sobe, tek başına oynanmaz ebe.''

Demiş yalnızlık sonra kapatmış perdelerini elinde eski günlerden kalma bir daktilosu ve ağzında da babadan kalma bir piposu bir de gaz lambası elinde de sevdiğinin al yazması.Mektubu da var allı  pullu rengarenk notları da  güllü beyaz gül, kırmızı gül, sarı gül şöyle ömrümden al da bir gül.Gül ki gamzelerin görünsün gül ki yanakların allansın, dillerin ballansın sen gül çiçekler açsın arılar bal yapsın,tohumlar fidan olsun,fidanlar ağaç olsun,ağaçlar dallansın.Dallansın ki yazın güneşin yakar sıcağı kışın da yağmurun dolusundan seni korusun.Kışın yapraklarını döksün ayakların çamura batmasın,yazın meyvelerini versin karnın aç kalmasın..

Ben saydım sobe oynarken ve sonunda  yüz, gözlerimi de kapatmışım hile yok bir sola bir de sağa döndüm kimse yok..Sessizliğin içinden seslendim ''TOPAL KURT'' hadi saklandığın yerden sende artık çık.Sobeee..