KÜLTÜR SANAT

Stratonikeia'da bulunan iskeletler üzerinde arkeogenetik çalışmalar yapılıyor

Muğla'nın Yatağan ilçesinde "gladyatörler kenti" olarak tanınan Stratonikeia Antik Kenti'ndeki mezarlarda bulunan iskeletler üzerinde arkeogenetik çalışmalar yapılıyor.

Helenistik, Roma, Bizans, Anadolu beylikleri, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde de önemini sürdüren, dünyanın en büyük mermer kentlerinden Stratonikeia'da kazı, restorasyon ve konservasyon çalışmaları yıl boyu devam ediyor.

Kazı çalışmalarının yanı sıra bilim insanları, belirlenen alanlarda proje hazırlayarak antik kent ve eski dönemlerine ışık tutacak çalışmalara imza atıyor.

"İlk bilgiler şu an için gerçekten umut verici"

Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyofizik Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aylin Köseler, Stratonikeia'da 1,5 yıl sürecek proje kapsamında arkeogenetik çalışma yürüteceklerini söyledi.

Bölgede eski zaman hastalıkları ile yeni zaman hastalıkları arasındaki yöresel farklılıkları karşılaştırdıklarını belirten Köseler, "Kazılarda bulunan kemik buluntularına DNA izole ederek bu yörede yaşanmış eski hastalıklara dair bilgi elde etmeye çalışıyoruz. Elde ettiğimiz ilk bilgiler şu an için gerçekten umut verici." dedi.

Köseler, özellikle kazılarda gün yüzüne çıkan mezarlardaki kemiklerin kendileri için çalışma kaynağı olduğunu kaydederek, şöyle konuştu:

"Projenin yaklaşık 6 ayını tamamladık. Dönemsel buluntular, kazı ekibi tarafından tanımlanıyor. Kronolojik veri hazırlanıyor. Çıkan iskeletlerde belli başlı MTHFR dediğimiz mutasyonları tanımladık. '3-5 örnek olduğu için acaba popülasyon genelinde daha fazla örnek elde edersek bu mutasyonlara daha fazla rastlar mıyız?' diye çalışmalarımızı bu doğrultuda devam ettiriyoruz. Bu mutasyonlara, Roma ve Bizans dönemlerine ait iskelet bulgularında da rastladık."

Stratonikeia ve Lagina Antik Kentleri Kazı Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt ise antik kentte kazı çalışmalarının yanı sıra araştırma ve destekleme projelerinin de yürütüldüğünü ifade etti.

Bunlardan birisinin de Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi ile yürüttükleri çalışmalar olduğunu anlatan Söğüt, "Bu projede kazılarda bulduğumuz hayvan ve insan iskeletleri üzerindeki hastalıklar ve o döneme dair araştırmalar yapılıyor. Şu an alınan sonuçlar açıkçası çok sevindirici." diye konuştu.