Susma...

Yanlış insan olmayı kadere yüklememiz bizim en büyük hatamız değilmi Rabbimizin bize verdiği eşref ül mahlukat yani yaratılanların en şereflisi manasının neresindeyiz. Biz katiliz cezasını elbet çekeceğiz görüp sustuğumuz herşey önümüze teker teker gelecek o zaman Rabbimin Celal ismi tecelli edecek kaçacak yer bulup yanlışlarımıza kılıf uyduramayacağız.

Ölenlere üzülmüyorum elbet onların mükafatı büyük ya kalanlar bu yükü nasıl taşıyacak. Bu büyük felaketin sorumluları yastığa kafasını nasıl koyacak, fırsatçılıklarına göz yumanlar yerin kaçıncı dibine girecek. Ceza çok büyük bekleyin hem de öyle büyük ki bunu ne siz ne de ben biliyorum. Kime ders ne için, aptallığımız bize ders mi olacak yani.

Oysa akıllı zannediyordun kendini değil mi. Kızgınım hem de çok, korkmuyorum tedbirimi alıp takdiri Yaradana bırakıyorum. Çocuklara da üzülmüyorum onların melek olduğunu ve kimin koruduğunu çok iyi biliyorum. Ben suskunluğa ve yanlışa izin verenlere isyan ediyorum. Masum yavrunun bir telindeki acıyı hissetmesi seni zaten kahr ı perişan etti. Onun vebalini ödemeye gücün yetmez. Yerle bir olan yaşamların affedilesi hiçbir yanı olamaz ne bu dünyada ne ahirette. Can olacağız onlara elbette uzanabilen her el uzanacak ama içlerin yangınını söndürebilmek mümkünmü asla asla olamaz. Artık suskunluğumuzu bozalım hala eski binalarda oturup bizim ev sağlam ya diyen ahmaklar dolanıyor etrafta.

Şu yüzyılda cehaletinden zerre kadar kaybetmemiş tek ülke biziz kanımca. Üç beş lira kazanacağım diye malzemeden çalan ruhsuzlar şimdi mutlumusunuz. Evindeki konforu bozulmasın daireler yeni yapılınca küçük olacak diyen salak halkım mutlumusun. Yaptırım uygulamayıp bu başı boş halkın yanlışlarına göz yuman devlet mutlumusun. Gerekirse şehirler yeniden kurulana dek çadırlarda yaşayalım. Hakedediyoruz bunu bize ancak bu yakışır. Çağ atlamamış koyuna benzeyen bir halkız. Bendeniz de yaşı kırkı geçmiş bir apartmanda oturmaktayım tam on dört daire var ve sözde çoğu görmüş geçirmiş insanlar şu felaketin olduğu günden beri tam on beş gün geçti. Bir Allahın kulu da demedi ki hadi artık kolları sıvayalım da şu apartmanı yeniden yaptıralım neymiş kat versinlermiş öyle yaptıralımmış.

Ey komşular göçük altına girince bir katın bize hiç bir faydası olmayacak.  Neyseki bir mesajımla onları ayaklandırdım. Oyun oynuyoruz sanki mübarek. Durmayın artık uyanın duyarlı olun biz deprem ülkesiyiz bize verilen ömrü lay lay lomla geçiremeyiz. öyle bir denetim gelmeli ki çürük binada oturanları kodese tıkmalı. Herşeyi hazır ve bedava bekliyoruz nerde o bolluk. Armut pişsin ağzıma düşsün bangır bangır binalarınıza baktırın diyorlar bizimkiler hala uyuyor. Uyan kardeşim sabah oldu. Sadece devletimi suçlayalım yani biz hiç suçlu değilmiyiz.

Bir arkadaşımda bile bile hala kumla karılmış binada oturuyor, müteahhit kim sevgili kayın babası. Bir zamanlar herkes müteahhit oluyordu ya işte onlardan bir tanesi, yıllardır çatlak binada oturuyorlar.

Bilmiyorum artık  Allahım aklımı koru. Suçluyu ben bulamadım siz bulduysanız bana da söyleyin meşhur bir caddede asalım onları, ibreti alem olsun. Cahil halkım sana sesleniyorum bıdı bıdı siyaset yapıp kafa şişiriyosun ya şimdi de susma ayaklandır konuyu komşuyu. Gerekirse sokakta yat ama ölme. Kafan öyle cinliklere çalışıyor ya çakıl taşlarını dolduruyorsun çimentonun içine. Vardır sen de güzel çözümler bu sefer iyi bir şeylere çalıştır kafanı. Fırsatçı ucuz insan seni. Suçlu bir tane değil heryerde.

Biz suçluyuz, devlet suçlu, sistem suçlu, usulüne uygun yapmayan tüm müteahhitler suçlu, onlara göz yumanlar onlardan daha suçlu. Tek masum çocuklar...