Tarih Bilimi Duygusal Olamaz

Birisi meşhur tarihçi Hammer’e yazdığı eserlerden dolayı eleştiri yapmış. Buna seyirci kalmak doğru değildir. Çünkü tarihe meraklı ve kitaplar yazmış bir kişi olarak değerli bir vakanüvist yani tarihçiye iftira atanlara itiraz etmek gerekiyor.

Öncelikle Hammer oldukça dürüst bir tarihçidir. Hatta Batılılar içinde Türkiye ye karşı en yakın ve hakperest bir kişiliktir. Birçok yönü ile özgürdür.

Hammer in Osmanlı tarihi ile ilgili kitabını okumuştum. Çok istifade ettim.

Gelelim bizim tarihçilerimize yani maneviyatı güçlü vakanüvislere...

Maalesef bizim resmi tarih yazarları dalkavuk ve çoğunluğu faşisttirler.

CHP nin faşist diktatörlerine güzellik yapmak için yapmadık iğrençlik kalmamıştır. Bu şarlatanlar utanmadan tarihçiyim diye ortalıkta gezmektedirler. Çoğu ölmüş, yalan ve iftiralarından dolayı şimdi kabir azabı ile meşguldürler. Bunlara acınmaz çünkü din düşmanı kişilere dalkavukluk yapıp neredeyse gerçek tarihimizi tersine çevirmişlerdir.

Dindar tarihçilerimiz ise resmi tarihçilere tepkisel olarak Osmanlı'yı her yönü ile güzel göstermeye çalışmışlardır. Bu durum da doğru değildir. Tarih bilimi yalan ve gerçek dışı bilgilerle yazılmaz. Aslında bunlar da tarih ilmine ve bu bilim dalına aynı resmi tarihçiler gibi ihanet etmişlerdir.

Duygusal olarak tarih yazılmaz. Yani ben Müslümanım diye Müslümanları daima temize çıkarmak hakikate ve bilime karşı gelmektir.

Müslümana da yakışmaz. Müslüman bir insan, Allah’tan korkar yalan ve yanlış bilgi vermekten hicap eder.

Ne yazık ki bunu yapamadık. Mesela Osmanlı Sarayındaki çirkin icraatları görmedik. Padişahların hepsi çok iyidir dedik.

Yahu çocuk yastaki kırk küsür kardeşini öldüren, boğduran bir padişah iyi olabilir mi? En azından böyle bir toptancılık yapıp hepsine iyi denir mi?

Bazı padişahlar ise sayısız kadından çocuk sahibi olmuştur. Böylesine bir durum Müslüman birisine yakışır mı? Örneğin çok sevilen bir padişahın 18 kadından çocuğu olmuştur.

Bu nedir yahu...

Şimdi iftira atıyor denilmesin. İsim vermedim zira sarayın çirkin icraatlarına kurban edilmiş bu zavallı padişahin yüze yakın torunu bu vatanda ve çeşitli ülkelerde yaşıyor. Her bir annenin ismi, cismi vardır ve gururla padişah hanımı olduklarını ifade etmektedirler. Öğrenmek isteyenlere İnternet ve arama motorları yardımcı olabilir.

Bu acı gerçekleri görmeden yani saraylarda meydana gelen çürüme ve İslâm dışı uygulamaları inkâr etmek hakikat perver bir tarihçiye yakışmaz.

Hammer'e laf söylemek yerine "acaba sözlerinde bir hakikat var mı?" diye sorgulamak gerekir.

Türk milleti, İslâm in kahraman bir evladıdır. Osmanlı Padişahlarının çoğu da iyi eğitim almış imanlı, cengâver yiğitlerdir. Bu gerçekleri bütün dünya biliyor. İnsanların bir kısmı Islama hizmet ettikleri için alkışlarken diğerleri sırf bu padişahlar iyi bir Müslüman olduğu için düşman olmuşlardır.

Bununla birlikte özellikle bazı Hristiyan ve Yahudi kadın ve cariyelerin padişah karısı olup sarayı pisliğe ve entrika yuvasına çevirmesini unutmamak gerekir.

Aslında dünyadaki bütün saraylar böyledir. Çünkü saltanat ısırıcıdır ve zalimliğe elverişlidir. Saray kadınlarının bir kısmı sarraf ve terzi kılığındaki birçok casusu saraya sokup her türlü kirli entrikaları çevirmişler ve kendi çocuğu padişah olsun diye binlerce masum insanın öldürülmesine sebep olmuşlardır.

Kısaca Osmanlı Sarayı özellikle son dönemde çok fena çürümüştür.

Büyük bir cihan devleti olan Osmanlı’nın çökmesinde saray içindeki fena insanların rolünü kimse unutmamalıdır.

Yahu "nü" yani çıplak kadın resimleri çizen Halife olmuş adamlar var. Bunları da internetten bulabilirsiniz. İsmini vermiyorum. Çünkü bu yazım genç tarihçilere yol göstermek içindir. Dedikodu için değildir.

Eğer tarihimizi gerçekler üzerine kuramaz isek bu bilim dalından istifade edemeyiz. Geleceğimize ilgili karar verirken hatalı sonuçlara varabilir. Bu nedenle tarih bilimi çok önemli olup asla gerçeklerden taviz verilmemelidir, vesselam.