Erkan, "Biz üzerimize düşeni yaptığımızda ve sizler de yaptıklarımız üzerinden bizi değerlendirip bu patikaya olan inancınızı pekiştirdiğinizde, enflasyonu bu patika üzerinde oturtup dezenflasyonu minimum maliyetle gerçekleştirmemiz mümkün olabilecektir. Biz üzerimize düşeni yaparken şu ya da bu sebeple 'algı, kabul, itibar' üçlüsü devreye girmiyorsa, enflasyonu daha yüksek bir maliyetle de olsa bu patikaya oturtmaya azimli ve kararlıyız." dedi.
Erkan, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı'ndaki konuşmasında, daha önceki politika metinlerinde de belirttikleri üzere halen öngördükleri dezenflasyon ve istikrar süreçlerinden önceki geçiş döneminin yaşandığını söyledi.
Geçiş döneminde daha önce şeffaf bir şekilde paylaştıkları gibi enflasyonda geçici bir yükselişe şahit olduklarını belirten Erkan, bu süreçte enflasyondaki düşüşün sürdürülebilir bir şekilde başlamasını sağlayacak zemini özenle hazırladıklarını dile getirdi.
Erkan, para politikasının enflasyon üzerindeki etkisinin, talebin yanı sıra beklentiler, varlık fiyatları, finansal koşullar ve krediler gibi çeşitli kanallar tarafından belirlendiğini ifade ederek, "Bu çerçevede, parasal aktarım, birkaç çeyreğe yayılan etkilerle gerçekleşmektedir. Öncü sinyallerini yavaş yavaş almaya başlamakla birlikte parasal sıkılaştırma sürecimizin etkilerini, büyük ölçüde dezenflasyonu tesis edeceğimiz 2024 yılında göreceğiz. Önümüzdeki süreçte talepte dengelenme yaşanırken, arz güvenliği ve üretimin sürekliliğinin de sağlanmasına azami katkı vermeyi sürdüreceğiz." diye konuştu.
Erkan, dezenflasyon döneminde ana eğilime ek olarak manşet enflasyonun da gerilemeye başlayacağına, döviz kuru istikrarı, cari işlemler dengesinde iyileşme, sermaye akımlarında kalıcı güçlenme ve rezervlerde artışın devam edeceğine dikkati çekti.
Dezenflasyon dönemini, öngörülebilirliğin artacağı, enflasyonun tek haneli rakamlara ulaşacağı ve kaliteli büyümenin yanı sıra enflasyondaki düşüşün kalıcı olarak sağlanacağı istikrar döneminin takip edeceğini vurgulayan Erkan, şöyle devam etti:
"Merkez Bankası olarak tüm kararlarımızı toplumun refahı için alıyoruz. Kurumumuza, bu amacı fiyat istikrarını sağlayarak gerçekleştirme görevi verilmiştir. Kapsamlı, güçlü, üzerinde iyi çalışılmış ve başarmak için çok çalıştığımız bir program uyguluyoruz. Politikamız, mümkün olan en kısa sürede enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmeyi hedefliyor. Aynı zamanda, bu süreçte toplumsal maliyetleri de dikkate alıyor ve uygulanan politikanın maliyet kısmını en düşük düzeyde tutmayı hedefliyoruz.
Bu noktada, ekonomimizin dayanıklılığına da değinmek gerek. Reel sektör firmalarımız, likit bilanço yapıları, yüksek kârlılıkları ve azalan borçluluk oranları sayesinde finansman maliyetlerindeki artış kaynaklı riskleri yönetebilecek kapasitededir. Firmalarımızın finansal göstergelerindeki güçlü görünümün uzun süre korunacağını düşünüyoruz. Benzer şekilde bireysel borçluluğun da gerilediğini, hane halkı kesiminin milli gelire oranla borcunun tüm emsal ülkelerin ortalama yüzde 40 altında olduğunu görüyoruz. Bankacılık sektörüne gelince, aktif kalitesi göstergeleri tarihin en düşük, en iyi seviyesindedir, sermayeleri oldukça güçlüdür. Bilançolar faiz riskini yönetebilecek kapasitededir. Ülke risk primindeki gerilemeyle birlikte bankacılık ve reel sektörün dış finansman koşulları da iyileşecektir."
"Parasal sıkılaştırma hızını yavaşlatacağımızı ve sıkılaştırma adımlarının kısa bir zaman diliminde tamamlanacağını öngörüyoruz"
Hafize Gaye Erkan, son dönemde dış talebin zayıfladığını gördüklerini belirterek, "İSO Türkiye İhracat İklimi Endeksi olarak takip ettiğimiz ihracat ağırlıklı küresel PMI son 1,5 yıldır zayıflamış ve son 3 aydır 50 eşik değerinin altında seyretmiştir." dedi.
İhracat ağırlıklı küresel büyüme tahminlerinin 2023 yılı için yüzde 1,7 seviyesine kadar gerilediğini ifade eden Erkan, "Bu başka ülkelerde fazla rastlanmayan dayanıklılık sayesindedir ki sanayi üretimimiz ve ihracatımız yıllık bazda büyümeye, ülkemiz dünya ticaretindeki payını artırmaya devam edebilmiştir. Hem reel sektörün hem de finans kesiminin güçlü bilanço yapısı ve dayanıklılığı para politikamızın etkinliğini destekleyen en önemli faktörlerden biridir. Finansal istikrar açısından elde ettiğimiz bu kazanımları fiyat istikrarı ile taçlandırarak toplumsal refaha en büyük katkımızı sunmuş olacağız." diye konuştu.
Erkan, dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığını değerlendirdiklerini belirterek şunları söyledi:
"Bu çerçevede, parasal sıkılaştırma hızını yavaşlatacağımızı ve sıkılaştırma adımlarının kısa bir zaman diliminde tamamlanacağını öngörüyoruz. Fiyat istikrarının kalıcı tesisi için gerekli parasal sıkılığı ise gerektiği müddetçe sürdüreceğiz. Parasal sıkılaştırmada belirli bir noktaya ulaştığımız ve politika adımlarımızın birikimli etkilerini gözlemleyeceğimiz bir döneme giriyoruz. Bu aşamada, meslek kuruluşlarına, sivil toplumun tüm kesimlerine ve özellikle de sanayicimize çok önemli bir rol düşmektedir. Enflasyonu düşürmek için kısa vadede bazı maliyetler söz konusu olabilir. Ancak orta ve uzun vadede katlanılan maliyetlere karşı elde edilecek olan fayda çok daha yüksek olacaktır. Bunu Bankamızın, ülkemizin ve dünyanın bu konudaki tüm tecrübe ve bilimsel birikimine dayanarak ifade ediyoruz. Firmalarımızın ve çalışanlarımızın emeklerinin karşılığını daha verimli şekilde alabilmesi, ekonomimizin de hak ettiği noktaya ulaşabilmesi için kalıcı fiyat istikrarının gerekliliğine hep birlikte inanıyoruz. Sizlerin de bunu etki alanınıza yaymanız, hep birlikte gösterdiğimiz bu çabanın meyvelerini en verimli şekilde toplamamıza büyük fayda sağlayacaktır."
"Enflasyonu daha yüksek bir maliyetle de olsa bu patikaya oturtmaya azimli ve kararlıyız"
TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan, enflasyonla mücadelede ikinci olmazsa olmaz koşul olan enflasyon patikasına dair "algı, kabul ve itibar" üçlüsünün, enflasyonun bu patikaya oturabilmesi için çok önemli bir araç ve kolaylaştırıcı faktör olduğunu vurguladı.
Erkan, "Şu noktayı sizlerle bütün açıklığıyla paylaşma ihtiyacı ve sorumluluğu hissediyorum; biz üzerimize düşeni yaptığımızda ve sizler de yaptıklarımız üzerinden bizi değerlendirip bu patikaya olan inancınızı pekiştirdiğinizde, enflasyonu bu patika üzerinde oturtup dezenflasyonu minimum maliyetle gerçekleştirmemiz mümkün olabilecektir. Biz üzerimize düşeni yaparken şu ya da bu sebeple 'algı, kabul, itibar' üçlüsü devreye girmiyorsa, enflasyonu daha yüksek bir maliyetle de olsa bu patikaya oturtmaya azimli ve kararlıyız." dedi.
Ekonomik gelişmeler gerçekleştikten sonra ortaya çıkan durumun tasviri konusunda paydaşların ortak zeminde buluşabildiğini gözlemlediklerini dile getiren Erkan, "Ancak çözüm konusunda görüş birliği sağlanamadığı ölçüde çözüme gidiş de zorlaşabiliyor. Bu nedenle tüm paydaşların, meslek ve iş kolları gruplarının, sivil toplum kuruluşlarının kendine hem içerden hem dışardan bakabilmesi ve ortak çıkar kümesini maksimize etmeye odaklanması, içinde yaşadığımıza benzer dönüm noktalarında hayati önem taşıyor." ifadesini kullandı.
Erkan, ortak düşünme temelleri üzerinden hareket etmenin hem karar alma süreci hem de alınan kararların etkisini çabuk ve kuvvetli görmek için kritik önem arz ettiğine dikkati çekerek şunları kaydetti:
"Doğaldır ki her birimizin içinde hayat bulduğu bir kendi Türkiye'si var, ancak bu zor zamanları atlatmayı sadece ortak Türkiye algımızı kendimizinkinin önüne koyabildiğimiz ölçüde başarabileceğiz. Zaman; sabır, ortak çaba, ortak çıkar ve diğerkamlığın galebe çaldığı bir zaman olmak durumundadır. Hiçbir iktisadi birimin teknik tabiriyle sadece kendi bilançosuna odaklanma lüksünün olmadığı bir dönemden geçiyoruz. Yaşadığımız süreci, o lüksü gerektiği kadar kazanabilme çabası diye de nitelendirebiliriz. Bu gerçekliğin farkında olduğumuz için sizlerle iletişimi ve diyaloğu çok önemsiyoruz. Sizden tek talebimiz, en önemli talebimiz, süreç boyunca bizlerle iletişim içinde olmanız ve sürekli bilgi akışına katkı vermenizdir. Serbest piyasa ekonomisi koşulları altında tüm iktisadi aktörlerin ve karar alıcı mercilerin hem bu geçiş döneminde ihtiyaç duyacakları donanım ve tedbir kısmında yeterli olduklarını hem de ortak amaç konusunda hakiki bir farkındalık ve fikir birliği içinde olduğunu da memnuniyetle gözlemlemekteyiz."
TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan, toplantıda, konuşmaların ardından basına kapalı olarak gerçekleştirilen bölümde sanayicilerin sorularını yanıtladı.