1990’lı yılların furyası olan Televole yayınlarından şükür ki kurtulduk. Hemen hemen her gün 1-2 tv’de hem de reyting saatinde vatandaşlarımıza sunulan bu yayınlar halkımıza hiçbir şey vermedi. Vermediği gibi alıp götürdü.
Reyting saatinde yapılmayan kalitesiz işler bir toplum için büyük tehlike. TV’lerdeki tüm kuşak için bu tehlike geçerli ama ekran başında daha çok bulunulan saatler elbette daha önemli.
Bir TV izlyecisini günün her anında ele aldığımızda sabah kuşağı ve öğleden sonraki kuşaklardaki kadın programları kaliteden uzak. Güya format atılmış haliyle yeniden izleyicinin karşısına çıkan öğleden sonraki kuşak yayınlarında ahlaki değerler tüm Türkiye’nin huzurunda ortaya saçılıyor.
Kimin kimle ilişkisi var, kime kaçmış, kime dönmüş, sosyal medyadan nasıl aldınmış, sosyal medyada ne yapmış, çocuklarını bırakıp gitmiş vb, vb, uzayıp giden benzer konular.
Bundan 20 yıl önce TV’de ortaya dökülmeyi bırakın mahallede bile duyulmasının istenmediği konular. Tüm Türkiye’de herkesin önünde.
Yok artık diyorsunuz iyice öğrendikçe. Bu nasıl olur diyorsunuz. Maalesef Türkiye’nin gerçeği diye ekrana taşınan bu konular ahlaki değerlerimize ters. Tıpkı 20-25 yıl önce Televole’nin bize bir şey katmadığı gibi.
Herşeyin başı eğitim. Bir toplumu eğitmek sadece 1-2 dönemle de olmaz. Eğitim için uzun bir süreç gerekir. Bu süreçte kendini eğitebilmek, senin hayattaki yönünü tayin eder.
Cahillik yapmış deyip giden hayatlar aslında çok kısa.
Bir varsın, bir yoksun.
Merhaba Televole’yi geçtik aslında güle güle Televole diyeli yıllar oldu. Ancak ekranlardaki toplumumuza değer katmayan yayınlar da aslında birer Televole. Dizi olsun, canlı yayın olsun…
Allah çoluğumuzu, çocuğumuzu gelecekte bu vatana, bu millete ve kendine faydalı olan nesillerden eylesin.