Trump kabinesinin karakteri

Dünyanın berbat jandarması ABD’de seçimi Trump, ‘süper güç’ elde ederek kazandı.

İlk başkanlık dönemini, hayırla yâd ediyor değiliz. Türkiye’yi ekonomisini mahvetmekle tehdit etmesini, Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan edişini ve diğerlerini unutmadık.

2016’da, biraz acemi ve hassas dengeleri gözettiği için zayıflıklarının farkında olan bir Trump vardı. Şimdi daha tecrübeli, daha güçlü, dolayısıyla daha gözü kara.

Bu sebeple dünyanın geleceğine dair tahminler, çokça endişe, biraz bilinmezlik, biraz umut barındırıyor.

TEK RENKLİ KABİNE

Trump’ın muhtemel kabinesi, neredeyse tamam. İsimlerini anmadan dediklerine, durdukları yerlere bakalım.

ABD’nin Suriye’den çekilmesini “stratejik hata” olarak kabul edip itiraz eden, “Kürtler bizim doğal müttefikimizdir.” diyen, PKK/YPG’li teröristlere özel ABD vizesi verilmesi için çağrı yapan, göğsünde Kudüs Haçı ve “Tanrı böyle istiyor.” yazılı dövmeleri olan,

Gazze’de ölen siviller için Hamas’ı suçlayan, “İsrail’in Hamas’ın her unsurunu yok etmesini istiyorum. Onlar vahşi suçlar işleyen hayvanlardır.” diyen, Batı Şeria’nın ilhakını isteyen, iki devletli çözüme “aptal bir fikir” diyerek karşı çıkan, İran için “öldürülmesi gereken bir yılan” ifadesini kullanan, Suriye’nin kuzeyine operasyon düzenlediği için Türkiye’ye yaptırım uygulanmasını talep eden, Filistin yanlısı gösterilerin yapıldığı üniversitelerin rektörlerini McCarthy dönemini hatırlatan yöntemlerle sorgulayan…

Kısacası; kabinenin neredeyse tamamı siyonistlerden ve ırkçılardan oluşuyor.

Ya doğrudan ve açıktan siyonistler ya da karakterleri siyonist. Aynı zamanda tescilli Türkiye düşmanları.

En net tespit şu: “Ancak Netanyahu böyle bir kabine kurabilirdi!”

EŞBAŞKAN ELON MUSK

Trump’ın aile fotoğrafına giren Elon Musk’ın, bakan olup olmayacağı henüz kesin değil. Ancak önemli de değil. Sosyal medya patronu Musk, şimdiden eş başkan gibi hareket etmeye başladı bile. Trump’ın yanında değil, ona bitişik durumda. Parti toplantılarına katılıyor, diplomatik görüşmeler yapıyor, atamalara müdahale ediyor.

Yönetimin mimarisi şöyle şekilleniyor: Koalisyonun büyük ortağı establisment yani müesses nizam + siyonist kabine + maceracı Elon Musk + narsist Donald Trump.

Bu tablodan çıkan sorular:

- Elon Musk’ın dünya üzerine kurduğu proje ve fantezileri mi daha kapsamlıdır yoksa Donald Trump’ınkiler mi?

- Trump’ın tüccarlığı mı dünyanın başına daha çok bela açar, Elon Musk’ın sofistike açılımları mı?

- Dünyayı dinleyen, evimizde ne konuştuğumuzdan haberdar olan Elon Musk’ın akıl hocalığında Trump, hangi zirvelere(!) çıkabilir? Bir afacan danışmanla dengesiz bir başkan, dünyayı deney odası gibi kullanabilirler mi?

 

BİRAZ DA UMUT

Trump’ın, koalisyonun büyük ortağı ‘kurulu düzen’e, ilk dönemindeki kadar alan açmayacağını tahmin etmek zor değil.

Kabinesini de genel olarak tecrübe ve bilgi açığı olan, bir anlamda kendisine sadık çalışacak isimlerden kurdu. Yani kabinenin, onun direktiflerinden çıkmayacağını öngörebiliriz.

Trump’ın öngörülemezliğine rağmen, birebir diplomasiye açık olması başlı başına bir avantaj. Dolayısıyla ikna edilebilme olasılığı her zaman mevcut.

Çok taraflı diplomasiyi çok iyi başaran Dışişleri ekibi yolu açabilir ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump ile yapacağı ikili görüşmelerden olumlu sonuçlar çıkabilir. Türkiye ve bölgemiz adına, umutlu olmak için yeterince sebebimiz var.