Kanun-u Esasi yani Osmanlı Devletinin anayasası, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda esas alınmıştır. Kurucu anayasamızdır. Kurucu ilkelerin başında da 20 Ocak 1921 tarihinde kabul edilen ilk Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun ikinci maddesi olarak “Türkiye Cumhuriyeti’nin dininin İslam olduğu” gerçeğinden bahsetmek gerekiyor.
Bu hüküm tartışmasız olarak İslam dininin bu ülkenin kurulmasında ne derece önemli olduğunun bir göstergesidir. Hukukçu ve akademisyen olarak kamuoyunun önüne çıkan ve dinsizliği bu vatanda yaymak için çaba gösteren ahmakların gözüne bu gerçeği sokmak çok önemlidir. Çünkü bu kişiler, CHP’nin 1936 yılında ortaya çıkardığı ilkeleri “kurucu ilkeler” adı altında piyasaya sürmeye çalışmaktadır.
Kısaca CHP’nin altı oku olarak gösterilen bu ilkeler “Cumhuriyetçilik, devletçilik ve milliyetçiliktir” İtalya’da faşist bir cumhuriyet kuran Mussolini’nin partisinden çalınmıştır. Ne ilginçtir ki; bu partinin sembolü olan “balta ve oklar” CHP’nin de parti amblemi yapılmak istenmiştir.
Denizci asker öğrenciler karacı askerler ile yaptığı spor müsabakalarında rakiplerini küçümsemek için “balta” lakabını kullanırlar. “Balta” sembolü halk ağzında ve argoda “kaba saba, işe yaramaz” sözü yerine kullanıldığı için bunun yerine CHP sembolü olarak sadece “oklar” tercih edilmiştir. İtalyan faşistlerinden alınan bu ilkeler; çok fazla anlaşılmasın diye ilave olarak “laiklik, halkçılık ve devrimcilik” CHP’nin sembolleri olarak ortaya konulmuştur.
İşte CHP’nin ilkeleri ve siyasetinde “din” kavramı ve “demokrasi” bulunmamaktadır. Marksizm’de olduğu gibi dini; halkı uyutmak için kullanılan bir afyon(!) olarak görürler. Tamamen seküler ve materyalist bir felsefe; bu partinin kurucu esasları arasında yer almıştır. Nitekim CHP’nin kurucu başkanı “Biz, ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz” diyerek bu gerçeği ifade ettiği gibi 2022 yılında dahi CHP sözcüleri bu sözü tekrarlamaya devam etmektedir.
Elbette her siyasi partinin düşüncelerine saygı duymak gerekir. Fakat bir siyasi parti dine ve insanların kutsallarına saygı duymuyor ve bunu ısrarla dile getiriyorsa bu durum kendileri için ciddi bir sorundur. Çünkü ülkemizde din duygusu çok güçlüdür ve asla reddedilmesi mümkün olmayan bir gerçektir.
2023 seçimlerine giderken ilk defa CHP’de Genel Başkan Kılıçdaroğlu tarafından “helalleşme” adı altında bir söylem geliştirilmeye başlandı. Gerçekten de halkın değerlerine tepeden bakan seçkinci ve faşist bir siyasi partiye göre bu tavır geç olsa da önemli bir gelişmedir. Her ne kadar bu helalleşme kavramı sadece “başörtüsü” konusunda kullanılmış olsa da bunu önemli bir gelişme olarak görmek gereklidir. Fakat seçimleri kazanıp iktidar olabilmesi için yeterli değildir. Çok partili dönemde CHP’nin Türkiye’de ilk defa seçim kazanabilmesi için yapması gerekenlerin başında “Teşkilatı Esasiye” kanunundan çıkardığı “Türkiye Cumhuriyeti’nin dininin İslam olduğu” maddesini yeniden hayata geçirmek gereklidir.