ABD merkezli yayın organları, Amerikan Kongresi'nde Türkiye hakkındaki lobi çalışmalarını gündeme taşıyor. Kongre'den sızan bilgilere göre, Yahudi lobisi, Donald Trump'ın başkan seçilmesiyle birlikte Cumhuriyetçi Parti'nin güçlü üyelerine Türkiye’yi hedef alan mesajlar iletiyor. Ancak Cumhuriyetçi Parti’nin büyük bir kısmının bu iddialara kulak asmadığı belirtiliyor.
Öne çıkan iddialardan biri, Türkiye'nin milli balistik füzesi Tayfun’un İsrail için tehdit oluşturduğu yönünde. Lobiciler, "Bölgede ABD ve Rusya haricinde hiçbir ülkenin böylesine bir silahı yok. Bu, İsrail için doğrudan bir güvenlik sorunu teşkil ediyor" diyerek, gelişen Türk savunma sanayisinin Orta Doğu’daki etkisini vurguluyor.
Türkiye’nin Stratejik Kararları ve Bölgedeki Gücü
ABD Kongresi’nden kulis bilgileri paylaşan The Hill, Washington’daki Yahudi lobisinin ABD’nin Suriye ve Orta Doğu politikasında "Türkiye’ye dikkat edilmesi" yönünde baskı kurduğunu belirtti. Lobi grupları, Türkiye’nin Suriye üzerindeki etkisinin giderek arttığını ve altyapı faaliyetlerine odaklandığını öne sürüyor.
Lobiciler ayrıca, Türkiye'nin Suriye hava sahasını kontrol ettiğini ve ülkede daimi kara ve hava üslerine sahip olduğunu belirterek, bu durumun İsrail’in hareket kabiliyetini kısıtladığını dile getiriyorlar. "Türkiye, bölgede bu güce sahip değilken İsrail, Suriye'deki Hizbullah üslerini vurma özgürlüğüne sahipti. Mevcut durum, İsrail için stratejik bir tehdit oluşturuyor" ifadeleri dikkat çekiyor.
Tayfun İsrail İçin Büyük Tehdit Olarak Görülüyor
Cumhuriyetçi Parti’ye yakınlığıyla bilinen National Interest (NI) yayın organında, Türkiye’nin ilk milli balistik füzesi Tayfun’un, İsrail için "kabusa dönüşebilecek bir tehdit" olduğu belirtildi. Türkiye’nin hipersonik füze geliştirme kabiliyeti, ABD ve Rusya dışında bir ülke için büyük bir stratejik sıçrama olarak değerlendiriliyor.
Bazı Cumhuriyetçi politikacılar, Tayfun’un başarılı testlerinin İsrail'de şok etkisi yarattığını savunarak, "Bölgede hipersonik balistik füzeye yalnızca ABD ve Rusya sahip. İsrail’de bile böylesine bir füze yok. Bu durum, bölgesel güvenlik dengelerini değiştirebilir" görüşünü dile getiriyor.
Dörtlü Güç Mücadelesi ve Türkiye’nin Yükselişi
NI yayın organı, Cumhuriyetçi Parti içinde Türkiye’ye karşı yürütülen lobi faaliyetlerine kulak veren üye sayısının sınırlı olduğunu vurgulasa da, Orta Doğu’da dört büyük gücün hâkimiyet mücadelesi içinde olduğunu belirtiyor. Bu güçlerin İsrail, İran, Suudi Arabistan liderliğindeki Sünni Arap dünyası ve Türkiye olduğu ifade ediliyor. Türkiye’nin geliştirdiği savunma teknolojileriyle bu rekabette etkin bir aktör haline geldiği belirtiliyor.