GENEL

Uluslararası katılımlı "Ankara Hematoloji ve Onkoloji Kongresi" başladı

Dernek tarafından bir otelde düzenlenen, uluslararası katılımlı "4. Ankara Hematoloji ve Onkoloji Kongresi" başladı.

Kongrede, kanser tanı ve tedavisinde yapay zeka, tıbbi onkoloji, hematoloji, cerrahi onkoloji, radyasyon onkolojisi, kök hücre nakli, immünoterapi, kanser aşıları ve hücresel tedaviler gibi birçok başlık ele alınacak.

Prof. Dr. Altuntaş, kongre ve 4 Şubat Dünya Kanser Günü'ne ilişkin düzenlediği basın toplantısında, kanser konusunda toplumsal farkındalığın önemine, erken tanı ve tedavinin önemine işaret etti.

Dünya Kanser Günü'nün bu yılki uluslararası sloganının, "Kansersiz bir gelecek için şimdi harekete geçme zamanı" ve "Tedavi açığını kapatın" olarak belirlendiğini dile getiren Altuntaş, "Her yıl 10 milyon insan kanserden ölmektedir. Eğer bilgilendirme, bilinçlendirme ve farkındalığı artıramazsak 2030'a kadar kanser ölümlerinin 13 milyona çıkacağı tahmin edilmektedir." ifadesini kullandı.

"Yeni tedavilerle lösemisiz hayat mümkün"

Altuntaş, lösemi görülme sıklığı artsa da güncel tedaviler sayesinde uzun süreli yaşamın yüzde 60'lara kadar çıktığını, bazı çocukluk çağı lösemilerinde bu oranın yüzde 90'lara ulaştığını kaydetti.

Lösemide ilk aşamanın ilaç tedavisi olduğunu, ilaç tedavisi ile hastalık kontrol edildikten sonra bazı hastalara kemik iliği nakli yapılması gerektiğini bildiren Altuntaş, "Kök hücre umut, kök hücre gelecektir. Ancak uygun vericisi olmayanlar için de hayatın sonu değildir. Yeni tedavilerle de lösemisiz hayat mümkün." dedi.

Lenf bezi kanserlerinde de yüzde 95'lere varan tedavi başarısının mümkün olduğunu vurgulayan Altuntaş, "Bir tür kemik iliği kanseri olan multiple myeloma hastalarında yeni kuşak ilaçlar ve otolog kök hücre nakli ile başarı oranları son yıllarda belirgin şekilde artmıştır. Ülkemizde myelomalı hastaların her türlü ilaç, tedavi ve bakımı, gelişmiş dünya ülkeleri standartlarındaki kanser merkezlerimizde sunulmaktadır." bilgisini paylaştı.

Hematolojik kanserler artık kronik hastalık gibi tedavi edilebiliyor

Altuntaş, lösemi, lenfoma, myeloma gibi hematolojik kanserlerin akıllı tedaviler sayesinde kronik bir hastalık gibi tedavi edilebildiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:

"Bu kanser türleri şeker hastalığı gibi, hipertansiyon gibi tedavi edilme eğiliminde. Tıptaki gelişmeler de bu yönde ilerlemekte. Gelecek bağışıklık sistemi, kök hücre, hücre ve genetik temel üzerine yoğunlaşmakta. Hastalıktan ziyade hasta bazlı tedaviler konuşulmakta, hematolojik onkolojide tedaviler bireyselleştirilmektedir."

Kanserde klinik araştırmaların önemine de işaret eden Altuntaş, kanserde kişiselleştirilmiş ve hedefe yönelik tedavilere geçiş olduğunu vurguladı.

"Onkoloji tedavilerinin yüzde 46'sı hedefli tedavilerden oluşuyor"

Kongre Başkanı Prof. Dr. Berna Öksüzoğlu ise artık onkoloji tedavilerinin yüzde 46'sının hedefli tedavi olduğunu, geliştirme aşamasındaki kanser ilaçlarının yüzde 73'ünü ise kişiselleştirilmiş tedavilerin oluşturduğunu söyledi.

Öksüzoğlu, belli yaş gruplarında önerilen kanser taramalarının büyük önem taşıdığının altını çizerek, şöyle devam etti:

"Rahim ağzı kanserini önlemek için yapılan aşıların koruyuculuğu yüzde 100'lere varıyor. Düzenli aşılama ile dünyanın belli bölgelerinde rahim ağzı kanseri 2035 yılı itibarıyla eradike edilecek ve tarih olacak. Rahim ağzı kanserinin oluşumunu engelleyen bu aşı diğer sık görülen kanserler için henüz bulunamamış olsa da bu yönde çalışmaların devam ettiğini bilmekteyiz. Kişisel sağlığınızı iyileştirmek için, rahim ağzı kanserinin ortadan kaldırılmasına yardımcı olmak, kendinizi eğitmek, kanser hizmetlerine erişmek ve çaba sarf etme için en az 21 günde 1 gün kendinizle konuşun."

Kanserde CAR-T hücre tedavisinin klinik çalışmaları sürüyor

Kongrenin yürütme kurulu üyesi Prof. Dr. Mehmet Sinan Dal da kanserde kişiselleştirilmiş "CAR-T Hücre" tedavisinin, Türkiye'de ilk kez klinik araştırma kapsamında Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hematolojik kanserli hastalara uygulandığını anımsattı.

Uygun hastaların klinik araştırma kapsamında bu tedaviyi ücretsiz alabildiğine dikkati çeken Dal, "CAR T hücreleri genetik olarak tasarlanmış yapay T-hücre reseptörlerini taşır. Bu şekilde bağışıklık hücreleri kanser hücrelerine karşı yönlendirilmekte ve kanser hücrelerinin bağışıklık hücreleri tarafından yok edilmesini sağlamaktadır. Teorik olarak, bu üretilmiş hücreler, herhangi bir antijene karşı yönlendirilebilir ve hedef kanser hücrelerini daha güçlü bir şekilde öldürebilir. Bu işlem aslında kişiselleştirilmiş bir tedavi yöntemidir." dedi.

Prof. Dr. Öztürk Ateş ise kanser biyolojisine ilişkin araştırmalara işaret ederek, "Onkolojik tedaviler için heyecan verici bir yenilik çağındayız. Hedefe yönelik tedaviler ve daha hassas bir onkoloji için biyobelirteç odaklı ilaçlar geliştirilmektedir. Onkoloji alanında çığır açan kişiselleştirilmiş tıp tedavileri, insan vücudunun hangi bölgesinde bulunduğuna bakılmaksızın, hücrelerdeki onkogenik etkenleri bloke etmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Kongre, 4 Şubat'a kadar sürecek.