ÖZEL HABER

Urumçi Katliamı 15.yıldönümünde anıldı

5 Temmuz 2009’da Çin yönetimi Uygur Türklerinin hakkını aramak için başlattığı barışçıl protestolara müdahale ederek şiddetin dozunu arttırdı. Bu olaylarda 187 kişi hayatını kaybederken bin 721 kişi de yaralandı. Urumçi Katliamının 15. yıldönümünü anmak için Çin Başkonsolosluğu önünde toplanan Uygurlar Çin’i protesto ederek “Yaşasın Tam Bağımsız Türkistan” sloganlarını attı. Ailelerine ve akrabalarına ulaşamayan ve protestolara katılan Uygur Türkleri duygu ve düşüncelerini Aslında'ya anlattı.

LEYLA İLHAN-ÖZEL HABER

Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği (ETHRE) Genel Sekreteri Abdulahad Udun, “26 Haziran 2009’da Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’de çıkan bir kavgada 15 kişi öldü. Uygur Türkleri hakkını aramak için, faillerin bulunması için barışçıl eylem düzenledi. Daha sonra bu eylemler patlak verdi ve 5 Temmuz’da 100’den fazla kişi hayatını kaybetti. Bu olayların 15. yıldönümünde bu faciayı hatırlamak, bağımsızlık mücadelemizi ortaya koymak ve şehitlerimizi anıp dua etmek üzere Çin Başkonsolosluğu önünde toplandık. Herkesin her yıl düzenlenen bu protestolara katılmasını bekliyoruz” dedi.

ÇİN ZULMÜ SON YILLARDA İVME KAZANDI

ETHRE’dan Araştırmacı ve Editör Feyza Pınar Kılınç da, “5 Temmuz Urumçi Katliamı Doğu Türkistan’da yaşanan soykırımı ve Çin devletinin yürüttüğü devlet terörünü anlamak açısından önemli bir dönüm noktası. Doğu Türkistan’da yaşanan soykırımın özellikle Çin Devlet Başkanı Xi Jinping döneminde hızlı bir şekilde ivme kazandığını ve bu politikaların giderek sertleştiğini görüyoruz” dedi.

Bunun ilk adımlarından birinin de Urumçi Katliamı olduğunu söyleyen Kılınç, “Urumçi katliamında zorla çalıştırılmak üzere Çin’in farklı bölgelerine gönderilen Doğu Türkistanlı vatandaşların ırkçı Çinliler tarafından bir kavga ve linç girişimine maruz kaldığını ardından da Doğu Türkistanlı ailelerin bu vatandaşlardan hiçbir şekilde haber alamadığına şahit olmuştur dünya.  Bu olayların ardından Doğu Türkistanlılar Urumçi meydanında gerçekleştirdikleri protestolarda Çin devletinin zulmüne ve orantısız müdahalesine maruz kalmışlardır ve olaylar giderek büyümüştür” şeklinde konuştu.

HER YIL ANIYORUZ

Kılınç, “Hem devletin şiddetine maruz kalmaları sebebiyle hem de kendi çocuklarından haber alamamaları sebebiyle protestolara devam eden Doğu Türkistanlıların yüzlercesinin hayatını kaybettiğini biliyoruz. Zorla çalıştırma, işkence, toplama kampları, kısırlaştırma politikaları ve daha nicesi bu tarihten itibaren büyük bir ivme kazandı. Bu yüzden her yıl Doğu Türkistan’da yaşanan zulmü ve soykırım politikalarına karşı çıkmak ve Urumçi Katliamını anmak adına her yıl 5 Temmuz’da Çin konsolosluğu önünde toplanıyoruz” diye konuştu.

BABAMDAN HABER ALAMIYORUM

İbn Haldun Üniversitesi’nde yüksek lisans yapan Doğu Türkistanlı Yusuf Tusun ise, “Doğu Türkistan’da tam anlamıyla bir soykırım yaşanmakta. Buraya protestolara katılan herkesin Doğu Türkistan’da akrabaları vardır ve onların birçoğu toplama kamplarındadır. Babam da toplama kampında. Ondan 7 senedir haber alamıyorum. Hem Çinli hem de Türk yetkililerden Babama ulaşmam için bana yardımcı olmalarını talep ediyorum” ifadelerini kullandı.

ÇİN İŞGALİNİN VAHİM ÖRNEKLERİNDEN BİRİ

Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği (UDTSB) Genel Sekreteri Abdureşid Eminhacı da, “Doğu Türkistan 76 yıldır Çin’in işgali altında asimilasyon politikalarına maruz kalmaktadır. Burada anmakta olduğumuz 5 Temmuz Urumçi katliamı bu işgal politikası kapsamında yürütülen bir kıyımdır. Yüzlerce insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın ortadan kaybolduğu vahim bir katliamdır Bu aslında işgalin ne kadar vahim olduğunu anlatan örneklerden bir tanesidir” şeklinde konuştu.

Eminhacı, Doğu Türkistan’ın Çinlileştirme adı altındaki asimilasyon politikalarına direnenlerin işgalci Çin güçleri tarafından gözaltına alındığını ve toplama kamplarına götürüldüğünü söyledi.

SESİMİZİ YÜKSELTMEYE ÇALIŞIYORUZ

19 yaşındaki lise öğrencisi Z. A ise “Bir amacım var çünkü benim yardımımı bekleyen binlerce insan var. Bu davayı dünyaya yaymak en büyük amacımız. Aynı zamanda Doğu Türkistan’a bir faydamız dokunsa ve ülkemiz için bir şeyler yapabilsek diye düşünüyoruz. Bu bizim için çok kıymetli. Bu yüzden okumamız ve daha çok çalışmamız gerektiğine inanıyorum” dedi.

Doğu Türkistan’da akrabalarının olduğunu ve onlardan haber alamadığını belirten Z.A, “Şu anda hiçbir şey yapamasak bile sesimizi yükseltmeye çalışıyoruz. Elimizden ancak bu geliyor” diye konuştu.