LEYLA İLHAN-MUHABİR- DOSYA HABER 4.BÖLÜM

Aslında; Çin’in baskıcı politikaları altında, gözlerden uzak bir şekilde varlığı inkâr edilen, acı çeken ve toplama kamplarında tutulan aile üyeleri için mücadele eden Doğu Türkistanlıların sesi olmaya devam ediyor. Eski Doğu Türkistan Vakfı Başkanı Araştırmacı-Yazar Hamit Göktürk, Doğu Türkistan’da yaşananları Aslında’ya anlattı. 

Whatsapp Image 2024 06 07 At 09.52.55
SOYKIRIM POLİTİKASI 

Çin’in 1949 yılından beri Doğu Türkistan’daki baskılarına ve zulmüne devam ettiğini aktaran Göktürk, “Çin’in 2017’de ilan ettiği 50 maddelik ‘Aşırılıkçılar ve Terörcülerle Savaş’ yasası gereğince ÇKP işgal rejiminin resmi politikası şeklinde insanlık suçu ve etnik soykırım suçu sürüyor. Çin Komünist Partisi (ÇKP) lideri 2013’te ilan ettiği küresel yayılma, hegemonya kurma ve ülkeleri sömürgeleştirme amacı taşıyan ‘Bir Kuşak-Bir Yol’ projesinin merkezi ve düğüm noktasında yer alan Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurları, Kazak, Kırgız ve diğer Müslüman Türk halklarını engel olarak görüyor, bunların tamamen yok edilerek ortadan kaldırılması gerektiğine inanıyor ve bu nedenle Uygur Türklerine yönelik toptan soykırım politikası uyguluyor.” dedi. 

China Uyghur

Venezuela'da sosyal medyadan seçim kazanma yarışı Venezuela'da sosyal medyadan seçim kazanma yarışı

TÜRLÜ İŞKENCELERE MARUZ KALIYORLAR

Göktürk, Çin’in Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerine uyguladığı baskı, zulüm ve etnik soykırım uygulamalarını şu şekilde sıraladı: “2017’de Nazi kampları gibi Çin tipi toplama kampları kuruldu. Müslüman Türkler, terör eylemleri yapma suçlamalarıyla toplu şekilde gözaltına alındı. Bu toplama kamplarında ÇKP’nin öğretileri Çince ezberlettiriliyor, Çince bilmediği için ezber yapamayanlara su, yemek vermeme, tuvalet ihtiyaçlarını engelleme gibi çeşitli işkenceler uygulanıyor. Genç kadınlar zorla kısırlaştırılıyor. Kabul etmeyenlere ise hücre cezası, işkence ve istismarda bulunuluyor. Çin işgal rejimi, toplama kamplarında devasa üretim tesisleri kurmuş ve bu tesislerde kamplarda tuttuğu esirleri köle olarak çalıştırarak küresel tedarik firmaları ve ünlü markalar için mal ve malzeme üretmektedir. Öte yandan Uygur ailelerin evlerine Çin işgal rejiminin tanımı ile ‘ikiz ve kardeş aile’ adı altında devlet memuru etnik Çinli erkekler yerleştirilmektedir. Buradaki amaç Uygur ailelerini kontrol etmek, gözetlemek, onların inançlarını ve onurları çiğneyerek yok etmek ve aşağılamaktır.” 

İBADETLER YASAKLANIYOR 

Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Türklerin ibadetlerinin engellendiğini ve Ramazan ayında da ibadetlerin yasaklandığını belirten Göktürk, “Uygur Türklerinin yüzyıllardan beri büyük bir coşku ile yaşattıkları ve kutladıkları özgün Ramazan gelenekleri, Çin işgal rejimince yıllar önce “Bölücülük ve etnik kışkırtma” olarak yaftalanmıştır. Oruç ve diğer Ramazan ibadetleri yasaklanmıştır.” dedi. 
Çin’de 2017’de çıkarılan “Aşırılıkçılar ve Terörcülerle Savaş Yasası”ndan sonra Türklerin pasaportlarına el konulduğunu, yurt dışında olanların ise aileleri ve yakınları üzerinden tehdit ve şantajlarla dönüşlerinin sağlandığını vurgulayan Göktürk, “Türkiye ve diğer ülkelerde yaşayan Uygur Türkleri, ülkelerinde vefat eden ana, baba ve ailelerinin ölüm haberlerini aylar, yıllar sonra dolaylı yollardan alabilmekte ve gıyabi cenaze namazlarını kılmaktadır.” ifadelerini kullandı. 

MEDYA SINIFTA KALDI 

Ulusal ve uluslararası medyanın Doğu Türkistan’da yaşananlara karşı tutumunda sınıfta kaldığını aktaran Göktürk, “Çin’in en büyük kozu medya. Çin işgal rejimi, bazen Türkiye’den bazı medya mensuplarının tüm masraflarını karşılayarak Doğu Türkistan’a götürüyor. Gazeteciler, Urumçi, Kaşgar ve Turfan gibi kadim Türk kentlerini ziyaret ediyor. Gazetecilere önceden hazırlanmış tiyatro sahnelerini gösterip önceden hazırladıkları güdümlü sözde Uygurlarla konuşması sağlanıyor. Çin’in güdümündeki bu iş birlikçiler, önceden ezberledikleri Çin’in söylemlerini papağan gibi tekrarlıyor. Türkiye’deki demokrasi ve medya özgürlüğünü kullanarak Doğu Türkistanlılara sınır ötesi baskılarını sürdüren Çin, Türk milletini yalanlarla kandırmaya çalışıyor.” ifadelerini kullandı. Göktürk, kedi köpek haberlerini gündeme taşıyan Türk medyasının, Doğu Türkistan’daki insanlık dramını görmezden geldiğini söyledi. 

TÜRKİYE GÜNDEME GETİRMELİ

Türkiye’nin ve Türk milletinin Doğu Türkistan’da yaşananlara duyarsız kalmadığını ve her zaman Doğu Türkistan’ın yanında olduğunu ifade eden Göktürk, “Türkiye bütün Türklerin ve mazlumlarını ilham ve ümit kaynağı olan yegâne sığınaktır. Türkiye olmadan Doğu Türkistan ve diğer mazlumların meseleleri çözüme kavuşturulamaz. Türkiye’nin uluslararası ilişkilerde ülke çıkarlarını gözetirken Doğu Türkistan meselesini de hak, hukuk ve adalet kuralları çerçevesinde gündeme getirmesini ve mazlum Doğu Türkistanlı kardeşlerine ilgisini sürdürmesini bekliyoruz.” şeklinde konuştu. Göktürk ayrıca, “Doğu Türkistan meselesinin üniversiteler, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, araştırma merkezleri nezdinde gündeme getirilmesini ve unutulmamasını, bu insanlık dramına sessiz ve kayıtsız kalınmamasını özellikle beklemekteyiz.” dedi.

Kaynak: Haber Merkezi