Batılı emperyalist güçler Osmanlı Devleti gibi büyük devletleri tek lokmada yutamadıkları için önce parçalara ayırdı ve sonra da afiyetle yuttular. Alemin hali buna şahittir.
Şimdi Türkiye’yi de yine Osmanlı gibi parçalara ayırıp yutmak istiyorlar. Lakin onlar için hala koca bir lokma. Bunu başarabilmek için bölmek gerekiyor. Peki ne yapmalılar? Adem-i merkeziyet denilen eyalet sistemini hayata geçirmek istiyorlar. İşte bunu yapmak için önce PKK’yı kullandılar şimdi diğer şer odaklarını ve özellikle de FETÖ örgütünü kullanmaya çalışıyorlar.
PKK’nın siyasi kolu olan HDP, ülkenin hayrı, vatan ve memleketin refahı için değil de vatanı nasıl parçalarım diye çalışmıştır. Özyönetim diye uydurdukları bir söz ile önce ülkeyi eyaletlere ayırmayı sonra da bölüp parçalamayı esas tutmuşlar. Çıkarılan patırtı kütürtünün aslı budur, muvaffak olamadılar, olamayacaklar inşallah…
Bundan 108 yıl önce de aynı görüşler dile getirilmekteydi. Özellikle “Ahrar” partisinin kurucu ve yöneticilerinden olan Prens Sabahattin, eyalet sistemini savunuyor bunun için kamuoyu meydana getirmeye çalışıyordu. İşin doğrusunu söylemek gerekirse adem-i merkeziyet yani eyalet sistemi daha iyi bir yönetim için gereklidir. Çünkü yerinden yönetim sayesinde daha çabuk karar alma ve uygulama şansı vardır. Bununla birlikte ülkenin tamamı bütünlük içinde bulunmuyor ise eyalet sistemi tam bir faciaya yol açma istidadı gösterir. Nitekim Amerikan İç savaşı bunun en güzel örneğidir.
19. yüzyılın ortalarında Amerika Birleşik Devletleri’nin güneydoğu bölgelerinde, büyük çiftliklerin ağırlıkta olduğu ve tarıma dayanan bir ekonomi yerleşmişti. Bu çiftliklerde özellikle pamuk, tütün ve şeker kamışı yetiştirilmekte ve gereken işgücü Afrika’dan kaçırılıp getirilen siyahi kökenlilerden oluşan kölelerden sağlanmaktaydı. ABD’nin diğer bölgelerinde ekonomi sanayiye yönelmiş ve bunun gerektirdiği serbest işgücü için kölelik ortadan kaldırılmıştı. Kısaca ülke bir farklı iki bölgeden oluşuyordu. Sosyal ve kültürel bakımdan ülkede bir bütünlükten bahsetmek mümkün değildi.
ABD’nin batı kesiminde hala yeni eyaletler kurulmaya devam ediyor ve bu yeni eyaletlerin çoğunda kölelik yasaklanıyordu. Bu ortamda güney eyaletleri köleliğin eninde sonunda güneyde de yasaklanacağından endişelenmekteydiler. Bu da güneyin köleliğe dayanan üretim tarzını kökünden tehdit ediyordu. Köleliği kaldırmaya söz vererek seçime katılan başkan adayı Abraham Lincoln seçimi kazanınca güneyli 7 eyalet yeni başkanın köleliği kaldıracağına kesin gözle bakarak 1860 yılında ABD’den bağımsızlığını ilan ettiler.