Vermeyince ma’but neylesin Sultan Mahmut

İstemeyi bilsende nasipden öte köy olmadığını bilenler...  Çarşıya çıktım bu gün şöyle bir vitrinlere daldım sonra baktımki ay sonu gelmiş. elektrik ,su,doğalgaz faturası bir daha ki ay dedim bir daha ki ay. Sonra gülümsedim yine olsundu yine olsun. Rabbimin verdiğine şükrettim sonra vermediğine de. Nasipdi kısmetdi vakti gelmemişdi... sonra tıkandı baba geldi aklıma tıkandı tıkandı tıkandı...

 Sultan 2. mahmut bir gün kimseye söylemeden kılık kıyafetini değiştirir ve çarşı pazar dolaşmaya başlar. Bir kahvehaneye girer ve bir fakirin orada insanlara çay taşıdığını görür. . tıkandı baba çay getir tıkandı baba bana da çay getir diye koşturur insanoğlu. sultan mahmut da düşünür tıkandı baba niye derlerki fakire diye. merak eder usulca fakirin yanına yaklaşır sorar sana neden tıkandı baba derler anlatırmısın.

Başlar anlatmya Allah dostu. Bir gece rüyamda  bir sürü insan gördüm herbirinin bir çeşmesi vardı. hepsi de oluk oluk akıyordu ben de aldım çomağı elime daha çok aksın diye oluğa soktum , açmaya çalışdım. bir de baktımki çomak olupun içinde kırıldı ve akan su coşacağına suyu damla damla akmaya başladı sonra onlarıki kadar akmasada olur önceki kadar aksın diye yine çomağı soktum baktım ki oluk tıkandı ve hiç akmadı insanlar da bana tıkandı baba tıkandı dedi. o gün bu gündür neye elimi attıysam elimde kaldı ben de burda çaycılık yapmaya başladım.

sultan mahmut fakirin anlattıklarına çok üzüldü yanındakilere her gün bu adama bir tepsi baklava götürün her dilimine de bir altın koyun demiş ertesi gün baklavayı götürmüşlet tıkandı babaya. tıkandı baba tepsiye bakmış ve düşünmüş ben en iyisi bunu satayımda ihtiyaçlarımı gidereyim demiş ertesi günü zor etmiş hemen çıkmış çarşıya bir yahudi gelmiş bir güzel hoşbeş pazarlık almış götürmüş baklavayı. bir dilimini yemiş bakmış altında bir altın ikinciyi yemiş yine altın ve ertesi gün yine  gelmiş tıkandı babanın yanına baklavayı sormuş ve yine pazarlık etmiş iyi paraya verirsen her gün alırım demiş almış baklavayı gitmiş.

bir ay geçmiş sultan mahmut tıkandı babayı merak etmiş gitmiş yine kahvehaneye tıkandı baba yine perişan sormuş sultan sana baklavalar gelmedimi diye o da cevap vermiş geldi sultanım duacınızım be n onları ihtiyacım için sattım demiş. sultan mahmut tebessüm etmiş almış götürmüş saraya altın dolu sandığın önüne oturtmuş vermiş eline bir kürek daldır demiş çıkan altınlar senin.

tıkandı baba her küreği daldırdığında altınlar kürekten akmış gitmiş sultan mahmut yine tebessüm etmiş ee demiş vermeyince ma ‘ bud neylesin sultan mahmut...  Nasipten öte köy yok duadan güzelde nasib. verir verir Yaradan istemeyi bilince verdiğine şükredince verir... Sevgilerimle...