Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cenay Babaoğlu, ABD başkanlık seçimlerinde Donald Trump'a açık destek veren Elon Musk'ı protesto amacıyla başlatılan "Xodus" akımını ve bu akımın ne derece etkili olabileceğini analiz etti.

...

Son yılların en popüler figürlerinden biri olan Elon Musk, birkaç ayda şöhretini, servetini, sevenlerinin ve nefret edenlerinin sayısını katlayarak artırmayı başardı. Peki nasıl oluyor da bir girişimci hem siyaseten hem idareten hem ticareten küresel ölçekte bu kadar gündem olmayı başarıyor? İşte bu sorunun cevabı aslında dijitalleşen dünyanın değişen dinamikleriyle ilgili.

Elon Musk yıllardır yaptıklarıyla oldukça dikkati çekici bir isim. Kurduğu şirketler ve atılımlarıyla dikkati çeken Musk, ilk olarak PayPal ile adını duyurdu. Ardından Tesla Motors, Solar City, SpaceX, Neuralink gibi şirketlerde kuruculuk ve yatırımcılık yaptı. Ayrıca Musk, kripto varlık dünyasında da yatırımları, destekleri ve açıklamalarıyla oldukça aktif. Yani Musk, enerjiden ödeme sistemlerine, yeni nesil dijital ekonomik araçlardan elektrikli ve akıllı otonom araçlara, uzay araştırmalarına ve hatta dijital alanla insanı etkileşimli hale getirecek biyotekno alanlara kadar farklı başlıklarda etkin bir isim. Musk, son olarak Twitter isimli sosyal medya şirketini satın alarak gündem olmayı başardı ve yeni nesil iletişim, etki alanı ve veri toplama aracına da sahip oldu.

Sosyal medya, dijitalleşmenin çarpan etkisiyle hızla büyüyerek ve değişerek dünyada yaygınlık kazanmış bir yenilik. Öncelikle eğlence ve iletişim başlıklarıyla büyüyen şirketler ve platformlar, sonrasında veri üretimi, işlenmesi, pazarlanması gibi başlıklarla gittikçe önem kazandı. Tabii bu süreçte sosyal medya şirket ve platformlarının karlılıkları, ekonomik büyüklükleri ve aynı oranda etki alanları da gittikçe arttı. Sosyal medya platformlarının sahipleri de aynı ölçüde güçlendi. Örneğin 2021 yılındaki "Kongre Baskını" olayları sırasında Donald Trump’ın attığı mesajlar nedeniyle hesabı önce geçici, sonrasında ise kalıcı olarak askıya alındı. Türkiye dahil farklı ülkelerde de benzer olaylar yaşandı ve Twitter’ın siyasi alana yönelik yetkisi tartışılmaya başlandı.

Musk'ın Twitter ifşaları

O dönemki tartışmalar sonrası Twitter’ın, Elon Musk tarafından satın alınması gündeme geldi ve 2022 yılında satış işlemi gerçekleşti. Bu dönemdeki tartışmalarda [1] Musk’ın yeni bir aktör olarak geçmişten daha farklı bir rol oynayacağı iddiasında bulunmuştum ve zaman bu iddiayı haklı çıkardı. Satın alma sonrası Musk, tam olarak beklendiği gibi davrandı ve Twitter’ın geçmiş faaliyetlerine yönelik ifşalarıyla tartışmaları alevlendirdi. Twitter ifşaları olarak tanımlanan olaylar silsilesiyle; Twitter’ın ABD istihbarat servisleriyle olan ilişkileri, trend belirleme algoritmasındaki manipülasyonları, Filistin gibi hassas meselelerde uyguladığı sansürleri, şirket tepe yönetimine karşıt siyasi görüşlere sahip hesaplara yönelik yaptırımları, kişisel veri ihlalleri, algı operasyonları fişlemeleri gibi büyük "sorunları" ortaya döküldü. Bu dönemde Musk, Twitter’ın özgürleştiğini iddia ederken, bazı kesimler ise Twitter’ın artık özgür olmadığını söyleyerek boykot çağrılarında bulundu. Yine bu dönemde Musk, farklı siyasilerle Twitter üzerinden atışmalar yaşadı.

İlginç olan ise bu ifşa dosyalarının CNN, BBC, The New York Times, The Guardian, France 24, Deutsche Welle gibi ana akım medya ve haber servisleri tarafından yeterli ilgiyi görmemesiydi. Twitter ifşalarına yönelik bu "gözden kaçış" Musk tarafından da eleştirildi. Tüm bu yaşananlar bir yandan Musk’ın sosyal medya alanındaki etkisini büyütürken, diğer taraftan sosyal medyanın ve dahi medyanın karanlık yüzlerini ortaya çıkardı. Yine bu tartışmalı dönemde X kullanıcı sayılarının ve gelirlerinin düştüğü iddia edilmişti. ABD başkanlık seçimleri sonrası ise benzer söylemler yeniden gündemde.

Threads ve Bluesky X'ten ne kadar farklı?

Tarih tekerrür ederken geçmiş süreçleri bu şekilde yeniden okumak, mevcut gelişmeleri anlamlandırmak için önemlidir. Öncelikle Musk, X’i ABD başkanlık seçimlerinde Donald Trump lehine oldukça etkili bir şekilde kullanarak sosyal medyaya farklı bir boyut kazandırdı. Sosyal medya platformları eskiden siyasi süreçleri etkilemek için dolaylı olarak kullanılırken, Musk bu kez doğrudan bir aday lehine taraf tutarak süreci etkilemeye çalıştı.

Romanya'da halk yeni cumhurbaşkanını belirlemek için sandık başında Romanya'da halk yeni cumhurbaşkanını belirlemek için sandık başında

Tabii Musk’ın bu tarafgirliği de doğrudan tepkilere neden oldu. Bu tepkilerin bir boyutunu özgürlük ve tarafsızlık tartışmaları oluşturuyor. Ancak bu tartışmaların ne kadar tutarsız olduğunu hem Twitter ifşaları hem de diğer şirketlerin verilere dair büyük sorumsuzlukları defalarca göstermişti. Bu süreçte tepkiler kamuoyuna mal edilmeye çalışılarak X üyeliklerinin sonlandırılması kampanyalarıyla birlikte üyeleri Threads ve Bluesky gibi alternatiflere yönlendirme çalışmaları yapılıyor.

Buradaki en büyük tutarsızlık Threads platformunun sosyal medyada resmen bir tekel oluşturmaya giden Facebook, Instagram, WhatsApp gibi platformların sahibi Meta’nın bir uygulaması olması. Diğer taraftan Bluesky ise Twitter’ın önceki kurucuları tarafından oluşturulmuş bir platform ve Twitter ifşaları bu isimlerin çok da masum olmadığını net bir şekilde ortaya koymuştu. Dolayısıyla bu protestolardaki özgürlük söylemleri oldukça şüphe uyandırıcı.

"Xodus" olarak adlandırılan X'i terk etme akımının bir diğer boyutu ise etki alanı yüksek kişi ve kurumların tepkileri yoluyla ya da kampanyalar eliyle platformdaki kullanıcı sayısının azalmasını sağlayarak X’e ve dolayısıyla Musk’a ekonomik olarak zarar vermektir. Yine bu gayeyle çeşitli uygulama marketlerinde yaptırımların uygulandığını ve reklam kısıtlamaları yapıldığını da hatırlatmak gerek.

Musk "Xodus"tan zarar gördü mü?

Musk’ın X üzerinden yaşadığı ekonomik kayıp, seçim sonrası şirketlerinin hisseleri üzerinden elde ettiği gelire kıyasla oldukça küçük kalıyor. Aynı zamanda Musk’ın başına getirileceği İngilizce kısaltması DOGE olan Hükümet Verimliliği Bakanlığı, doğrudan Musk’ın desteklediği DOGEcoin’e selam vererek, bu kripto varlığa olan talebin katlanmasını ve bu değere yatırım yapanların yüksek karlar elde etmesini sağladı. Dolayısıyla bu kanallar üzerinden elde ettiği gelirler Musk’ın zararlarını karşılamaya yetecektir.

Tartışmanın bir diğer boyutu da X’in kullanıcı sayısındaki düşüşleri ele alıyor. Yakın zamanda X'in kullanıcı sayıları kısa süreli olarak düşmüş olsa da benzer düşüşler, Twitter’ın ilk satış döneminde de yaşanmış, ancak sonrasında aktif kullanıcı sayısında önemli artışlar gözlenmişti. Kullanıcıların yeni uygulamalara yöneldiği iddiası ise Threads, Bluesky, Mastodon, Spoutible, Spill gibi uygulamaların indirilme oranları ve kullanıcı sayıları değerlendirildiğinde çok gerçekçi durmuyor. X’in en büyük rakiplerinden Threads gibi uygulamalarda aktif kullanıcı sayısı artsa da uygulama marketlerindeki indirme sayılarında büyük artışlar yaşanmaması, yalnızca kayıtlı kullanıcıların uygulamayı kullanmaya yöneldiklerine yönelik tespitleri gündeme getiriyor.

Sonuç olarak Elon Musk bu süreci "şimdilik" çok yara almadan aksine kazançlar elde ederek ilerletebilmiş görünüyor. Musk, X’i doğrudan kendi elinde bir araç olarak kullanarak sosyal medya açısından yeni bir sekme açtı. Bu aracı da en etkili biçimde ABD başkanlık seçimlerinde kullanmayı başardı. Tabii Musk, bu adımının olası maliyetlerini de göze aldı. Günümüzdeki boykot çağrıları ve eleştiriler de bu maliyetlerin bir parçasıdır. ABD'de ve küresel ölçekte son 20 yılda gerçekleştirdiği pek çok girişimden kazançlı çıkan Musk, Trump’a olan desteğinin faydalarını ve maliyetlerini önümüzdeki günlerde ne kadar dengeleyebilecek, bunu Trump’la olan ilişkileri ve çatışmalarıyla bağlantılı olarak yeniden değerlendirebileceğiz.

Kaynak: AA