Kışkırtıcılığını Başbakan Binali Yıldırım’ın yaptığı “Atatürk’e hakaret davaları” çok utanç vericidir. 20 Yıl önce Hasan Akar’ın kapalı bir alanda gizli kamera ile çekilen görüntüleri hiç alakası olmadığı halde Derin Tarih dergisi ve TV programı ile iltisaklı (irtibatlı) olduğu ilan edilerek kusursuz bir linç kampanyası başlatılmıştır. Mahkemeler bizzat hükümet tarafından göreve çağrılmış ve hukuk cinayeti işlenmiştir. Sene ise 2017 yılıdır.
Erkeklik öldü artık. Zira bu iğrenç duruma bir kadın yazar itiraz etmiş ve şunları söylemiştir. Nihal Bengisu Karaca’nın, “AK Parti, Atatürkçülük yapabilir mi?” başlıklı yazısından ilgili kısım şöyledir:
“Yani, ortada Atatürk’e karşı kan davası güden bir parti varmış da, şimdi doğru yolu bulmuş, işte hayat böyle öğretirmiş gibi davranmak haksızlık. Ancak insanlar sırf sorguladıkları için hapse atılır hale gelirlerse, mevzu ‘Atatürk zamanında her şey on numara beş yıldızmış. Resmi tarih çok dürüst. Sabiha Gökçen bir azizedir... Şeyh Said haindir’ noktasına gelirse, mizah dergilerine gerek kalmaz, bir parti ve hareket kendi karikatürünü kendisi çizmiş olur.”
Basınımızda Mustafa Armağan’a destek yazılarının azlığı da utanç vericidir. 2000 senesinde “Atatürk’e hakaret” ten 15 ay ceza alan Hakan Albayrak’da bu duruma isyan eden birkaç insandan sadece bir tanesi. Yargıtay’da tasdik edilmesi üzerine Mayıs 2004’te hapse girmiş altı ay yatmış. Hasan Cemal “Ayıp” diye bir yazı yazmış gazetesinde ve ifade özgürlüğünü savunmuş. 5816 sayılı Kanun’un değişmesini savunmuş. Lakin şimdi tıs yok. Hasan Pulur da destek çıkmış; o da 5816’nın kaldırılması gerektiğini savunmuştu.
Dünya görüşü farklı olsa da birçok gazeteci-yazar hakperestliği savunabiliyordu. Lakin günümüzde Mustafa Armağan’a destek yoktur. Din ve vicdan özgürlüğünü savunan hiç kimse sahip çıkmıyor. Destek yazıları, kaideyi bozmayan istisnalardan öteye geçmiyor. “Oh olsun” diyenler ise yüzlerce. Allah ıslah etsin…
Faşistler mutluluktan uçuyor; kendi yazarları söz konusu olduğunda militanlığını yaptığı fikir ve ifade özgürlüğünün içine tükürüp, Armağan’ın mahkûmiyetini kutluyor. Dindar çevreler ise mutsuz görünmüyor, hatta burada bile bayram edenler var. 2017 yılında bu seviyede olmamalı idik. Maalesef bu konuda ileri gitmemiz gerekirken fena halde geri gitmişiz, vesselam...