Sadece domuz eti değil, gıdalardaki katkı maddeleri ve sahtecilik de sağlık için büyük tehdit oluşturuyor. Her lokmada kanser riskiyle karşı karşıyayız.
DOMUZ ETİ İDDİASI
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın denetimlerinde Türkiye genelinde 280 şubesi bulunan Köfteci Yusuf’a ait ürünlerde domuz eti tespit edildiği öne sürüldü. Firmanın, isminin açıklanmaması için mahkemeye başvurduğu ve Bakanlığın bu ismi açıklamayı ertelediği de iddialar arasında. Sosyal medyada bazı hesapların özellikle bu konuda hassas olan kesimlerde büyük tepkiye yol açan skandalı, “binde 1” oranı üzerinde durarak hafifletme çabası tartışma yarattı.
BAKANLIĞI SUÇLADI
Firma, uzun süren sessizliğin ardından Bakanlığı suçlayan bir açıklama yaptı. 15 ve 29 Şubat 2024’te Ankara’daki iki şubeden alınan numunelere ait olumsuz analiz sonuçlarının geç bildirildiği belirtilen açıklamada, denetim sırasında şahit numune alınmadığı ve numune alma sırasında hata yapıldığı savunuldu. Firma, olumsuz sonuçların normal prosedür dışında uzun bir süre sonra ve doğrudan merkeze bildirilmesinin süreci zorlaştırdığını öne sürdü. Açıklama kamuoyunu tatmin etmezken gözler Bakanlığa çevrildi.
SERTİFİKA GÜVENİLİR Mİ?
Domuz eti skandalı, helal sertifikası güvencesiyle rahatça tüketilen ürünlerin güvenilirliğini sorgulattı. Helal gıda sertifikalarının ne şartlarda verildiği, denetim sıklığı ve güvenilirliği tartışılmaya başlandı. Market raflarından alınıp sepete konan ürünlerin içerikleri yeniden gündeme geldi. Katkı maddelerinin, insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri bilimsel raporlarla belgelenmesine rağmen sofralara girmesi endişeleri artırdı.
