Suriye’de yaşayan 10 milyon insanın Türkiye, Lübnan, Ürdün, Mısır, Irak gibi ülkelere güvenlik endişesiyle göç etti. Bunlar arasında ciddi rakamlarda çocuklar yer alıyor. Afrika’da her yıl 2 milyon 102 bin 400 çocuk yetim kalmakta.
Kurtuluş Savaşında Dönemin Doğu Orduları Komutanı Kazım Karabekir’in “Ölen dilenen, hapse düşen çocukların yasını ailesi çekse de tasasını topyekûn devlet çekmelidir” sözü bugün de karşılığı olan bir hassasiyet olarak duruyor. Her ne kadar hassasiyetle önemsenmese de nerede olursa olsun yardıma muhtaç bütün çocukların vebali bütün insanlığın omuzlarındadır.
Durum bu şekilde düşünüldüğünde bırakın insanlığı günümüzde yetim kalan çocuklara birinci dereceden, ikinci dereceden akrabaları bile sahip çıkmıyor! Sahip çıksalar belki de bu rakam bu sayıların çok daha altına düşer. Savaş, afet yâda kıtlık, hastalık ne olursa olsun en fazla zarar gören hep çocuklar olmakta. Dünyadaki yetim çocuk sayısı aslında gösterildiği rakamların kat kat üzerinde. Hastalanan, savaşlarda kullanılan ve sağlıksız ortamlarda çalıştırılan çocuklar! Bütün bunlar bu rakamların içinde yer almaz. İnsan tacirleri ve organ mafyası tarafından kaçırılan çocukların sayısı ise tamamen belirsiz.
Bugün belli çıkarlar uğruna isyanlarla zulümlerle sayısı belirsiz çocuklar kurşunlar arasında kamplarda perişan ve birçoğu kayıp UNICEF’in raporlarında 210 milyon yetim çocuk olduğu belirlenmiş. Dünyada şöyle biraz daha eski tarihlere gittiğimizde Kamboçya’da Khmerlerin de bir zamanlar çocuk savaşçıları kullandıkları, ayrıca Bosna Hersek’teki iç savaşta Sırpların da çocuk asker kullandıkları bilinen bir gerçek. Hatta o yıllarda açıklanan bazı kaynaklarda canice küçücük çocukların mayınların yerlerinin tespit edilebilmesi için mayın tarlalarında ölüme gönderiliyorlardı. Gerçi İsrail’in bazı sanayi alanlarında en sağlıksız ortamlarda Ortadoğu’nun bazı bölgelerinde terör yanlısı bazı gruplar da ve birçok çatışmalarda gereç ve araç olarak kullanılmakta.
Dünya milletleri bu konuya gerekli hassasiyeti göstermemekte. Çocukların çağın gereklerine göre donanımlı bir şekilde yetiştirilmeleri de o ülkenin insan kaynağının sağlam olmasının teminatıdır. Aynı şekilde çocukların sorunlu olması da o ülkenin geleceği açısından tehlikeli sonuçlar doğurabilmektedir. Çocuklar savunmasız oldukları için tarihin her döneminde olduğu gibi günümüzde de her türlü ihmal ve istismara maruz kalabilmektedir. İhmal ve istismar edilen çocukların hem bedensel hem de ruhsal gelişimleri üzerinde onarılması mümkün olmayan travmalara neden olduğu görülmekte. Bunu ülkemizde Filistin ve Suriyeli mülteci çocukların yüzlerinde ki o korku dolu ifadelerden hissetmek mümkündür.
Tarihimizde Osmanlıda Tanzimat dönemi sonrası Müslüman ve Hıristiyan ailelerle muhacir çocuklar yetim ve öksüz olup, kendilerine bakacak diğer yakınları bulunmayanlarla, yakınları olmakla birlikte bakımları ve yetiştirilmeleri için dilekçe ile müracaat edilenlerin kabul edildiği Islahhane isimli bir kurum oluşturulmuştu. Bu Islahhanede bir müdür ile İslam ve Hıristiyan yeteri kadar öğretmen ve çocuklara meslek öğretecek ustalar görevlendirilmişlerdi.
Nasipse devamı yarın