Yine Aylardan Kasım...

Bir teselli ver,
Kırılan gururuma
Bir tebessüm et,
Unutursun zamanla
Yine dalmışım aynada
Yüzüm ağlar,
Yine dalmışım
Elimde fotoğraflar
Yine aylardan kasım
Sanki sende kaldı bir yarım
Her nefesim her anım
Sanadır canım
Yine aylardan kasım
Sanki sende kaldı bir yarım...
Son zamanlarda duyduğum en güzel şarkı.
Kasıma ait bir çok film de var şarkıda
şiir de. Ben doğdum ya ondandır bence,
kendine has bir karekter gibi gelir bana
kasım ayı, Sessiz sakin bazen içine kapanık.
Ama asaleti vardır çoğunlukla. Bazen
hüzünlü gibi puslu olur bazen de güneş
gibi göz kırpar, bir ferahlatır, bir derinlere
daldırır adeta. Huyunu, suyunu kendime
benzetirim nedense. Yine aylardan
kasım, şu kasım aylarına neler sığdırırım
bir bilseniz. Bu sene kaçıncı kasımı yaşadığımı
söylemeyeceğim mesela. Leyla nın
doğum günü, bizim yıldönümümüz, benim
doğum günüm, esra nın doğum günü,
sevda nın doğum günü, öğretmenler
günü var da var yani. Hediye alacağım diye
önceki kasımdan başlıyorum para biriktirmeye.
Seviyorum kasım ayını bir sürü
güzel şey olmuş. İnsanın doğduğu aya
da ayrı bir sempatisi oluyor nedense. Aynı
ayda doğanlara da tabi ki. Sanki kardeşmiş
gibi filan hissettiriyor insanı kendisine,
aynı memleketli olduğunu duyunca kanın
kaynar gibi olur ya onun gibi bir şey. Size
ilk önce doğduğum günden mi bahsedeyim
yoksa evlendiğim günden mi, bence
ikisindende olabilir ara ara da diğer özel
günleri anlatırım. 24 Kasım akşam üstü
gözlerimi açmışım, viyaklamam bilmem
kaçıncı kattan bile duyulmuş annem öyle
der, ağlamaktan sesim kısılmış düşünün
kundaktaki bebekken, o zamanlar oyalı
kundaklar varmış hatırlayanınız varmıdır
bilmem, hatırlayan olmasada eski Türk
filmlerinde görmüşsünüzdür muhtemelen.
Çığırtkan ben doğunca, çok sevinenim olmamış
açıkçası, erkek olmamı ümit ediyorlarmış,
ondandır herhaldeki şöyle yedi
sekiz yaşına gelene kadar oyuncak araba,
uçak, misket, hatta su tabancasına bayılırmışım.
Annem bebeklerle oynamadığıma
üzülür, özendirmek için epeyce uğraşırmış.
Rahmetli babam da kızım seni karateye,
judoya göndereyim derdi çok iyi
hatırlıyorum. Erkek adamın erkek gibi kızı
olsun diyeydi herhalde, ben de heveslenirdim
aslında. Neyseki sonradan zerafet
timsali oldum şükür. Annemin payı büyük
burada, en sonunda bana bebeklerle
oynamayı öğretti. El yeteneğim de fazlaca
olduğundan çeşit çeşit elbiseler dikerdim
bebeklerime. Kendimi de ne övdüm ne
övdüm, olsun bir şey olmaz, insanın kendisini
sevmesi becerilerinin farkında olması
iyidir. Babamın karateye filan özendirmesi
tam yedi yaşıma kadar sürdü sonra
vazgeçti, vazgeçti çünkü ben adeta sanata
aşık bir çocuk oldum, nereden görüyordumsa
bir kuğu gibi dans etmeye başlamıştım.
Kasım da doğanları sevin, çünkü
ayın kendisiyle benzeşirler, duygusallıklarını
almışlardır ondan. Soğuk gibi görünürler
ama içleri sıcacıktır, hüzünlü bakan
gözleri vardır, bazen çatık kaşları, bazende
otuziki diş ortada gülüşleri. Tıpkı
kasım gibi işte, kasım gibi belirsiz, bir bakmışsın
kar yağdırmış bir bakmışsın yağmur
bir de bakmışsınki güneş. Kasım da
doğanlara selam olsun, kasımda doğmak
bir başkadır...