Sadece kabusmuş yaşadıklarımız. Korkunun zerresi yok içimizde güvende ve mutluyuz. Çocukluğumuzdaki masumiyeti yaşıyoruz. Her yer yemyeşil ve tek katlı evler, bahçelerinde top oynayıp avazımış çıktığı kadar bağırıyoruz. Çok mu zordu bu hayal. Hırslarımızın kurbanı olduk. Güzelim dünyamızı kendi ellerimizle cehenneme çevirdik. Biz insanlar yaptı bunu, hiçbir doğa afetinin yağmurun, karın, depremin suçu yok. Ellerimizle doğamızı kirlettik. Geleceği göremeden küsdürdük o nu. Şimdi de korkuyoruz ne garip değil mi. Köylerimiz vardı oysa, hepimizin doğduğu memleketlerimiz. Biz kaçıp modernleşmeyi seçtik yaşadığımız her alanı beton yığınına çevirdik. Bir kat bir kat daha gökdelenler diktik. Ve sustuk sesimizi çıkaramadık. Biz de suçluyuz tek katlı binalarımızın üstüne kat çıkmak için bir sürü yerden torpil yaptık. İskanı olmayan çürük binalara iskan almak için kuyruklar da bekleyip cebimizi boşaltmalarına izin verdik. Başarılı olunca da gevrek gevrek güldük. Şimdi de kara kara düşünüyoruz. Uzun lafın kısası artık kaçacak bir tek sağlam bina bulamıyoruz. Kaderimize mi terkedelim kendimizi napalım. Ankisiyeteler, panikataklar tavan yaptı. Bir labirentin içinde duvarlara çakılıyo gibi hissediyorum. Elde avuçta para da yok. Dalsam mı hayallere yine yoksa gerçekçi mi olsam bilemedim. Neyse umutsuzluğa yer yok. Hayallerin de gerçek olacağı bir zaman vardır elbette. Kararlı olup pes etmemeliyiz. Dağılalım şöyle bir, her birimizin memleketi var evelallah. Bağı bahçesi de vardır küçük büyük. Şimdi artık bilinçliyiz de nasıl ve nereye ev yaptıracağımızı iyi biliyoruz. İstanbul ah İstanbul taşın toprağın altındı senin. Bırakıp gitmeye de kıyamam seni. Yurdumuzun her bir köşesi cennet ama İstanbul um benim için bir başka mana yüklü. El birliği ile kurtaralım ne olur bütün şehirlerimizi. Korku bizi ne hale getirdi, oysa biz cesurduk. Başaramayacağımız hiç bir şey yoktu. Kazmayı küreği elimize alma zamanı geldi. Birlik olma, doğruların peşinde koşma zamanı geldi. Kötüleri cezalandırma, çocuklarımıza hayallerini gerçekleştireceği bir dünya kurma zamanı geldi. Yapabiliriz evet onlara yine korkusuz bir hayat verebiliriz. Oynayabilecekleri parkları bahçeleri yeniden inşa etmek zor olmamalı. Onlar da korkusuzca koşsunlar hayallerinin peşinden. Anneler ağlamasın okul kapılarında yürekleri ağızlarında beklerken. Ben daldım yine hayallere, şükür ki gerçekleşmeyecek hayali kurdurtmazmış Rabbim. Herkesin tek katlı evleri olsun mu bir de çiçekler dolu bahçeleri. Kuşlar yeniden gelmiş ötüşleri bu sefer daha bi başka. Korna sesleri yok artık herkesin bir bisikleti var. Dertsiz tasasız yollara salıyorlar kendilerini. Gereksiz korkulara yer yok tedbirleri alıp kendimizi Allah a emanet etmişiz. Yapmamız gereken de bu değil mi. Kendi ellerimizle dipsiz kuyulara attığımız şehirlerimizi yeniden kuracağız. Düşünsenize özellikle istanbul da ne kadar çok bitişik nizamlı evler var güneş görmeyen karanlık odalar. Kul hakkının alasının yapıldığı evler. Güneşleri binalarla çalınmış içinde güneş görmeden yaşayan insanlar. Güneşimizi bile çalmışsınız daha ne olsun. Bizim insanlarımızın belki de hiç aklına gelmemiştir böyle bir düşünce elin Avrupalısı düşünmüş. Biz hep hangi yolsuzluktan para kazanabiliriz düşüncesin de olunca tabii. Bu kadar hassas düşünmemize gerek yok. Para bizim için daha önemli. Konu yine hayallerimden uzaklaştı. Beynim takılmış kalmış özgürce hayal bile kuramıyorum. Hatalarımızı ve hataları biliyoruz, böyle elimiz kolumuz bağlı beklemek bize yakışmıyor. Birlik olma zamanı, yeterince bilinçliyiz, başımıza geleceklerin farkındayız. Korku içinde yaşamak hayatı bize zehir edecek sadece kendi evlerimizle ilgilemek sorunumuzu çözecek belkide, yeniden hayallerimize kavuşmak için hadi bu gün hemen gidin ve hasarlarınızı tespit ettirin, yürekteki hasarlar hiç sonsuza dek yüreğimizin bir köşesinde kalıyor.