EĞİTİM

YKS'de net artırmak için AYT önemli

AYT’nin TYT’den daha çok puan getirdiğini vurgulayan Eğitimci Onur Soğuk , “Net artırmaya yönelik sınavın Pazar günü gerçekleşecek olan AYT oturumu daha önemli.” dedi.

Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) için geri sayım başladı. 3 milyonun üzerindeki adayın katılacağı YKS cumartesi ve pazar günü yapılacak. YKS üç oturumdan oluşuyor. 8 Haziran Cumartesi 10.15'te başlayacak Temel Yeterlilik Testi (TYT), 9 Haziran Pazar 10.15'te başlayacak olan Alan Yeterlilik Testleri (AYT) ve aynı gün saat 15.45'te gerçekleşecek son oturum Yabancı Dil Testi (YDT) yapılacak.

Zorlu bir çalışma sürecinin ardından 3 milyondan fazla öğrenci okuyacakları üniversiteleri kazanmak için ter dökecek. Gençlerin geleceklerine yön verecekleri süreçte sınav stresiyle nasıl baş edecekler? Sınavdan sonra tercih sürecine nasıl hazırlanmalılar?

YENİ KONU ÖĞRENMEYİN

YKS’ye sayılı saatler kala yeni konu çalışılmasını önermeyen Eğitimci Onur Soğuk, “Yeni konu öğrenme gayretine girdiklerinde eski öğrendikleri konuları da unutabilirler. Tekrar yapmaları daha sağlıklı olacaktır. Bir de geçen yıl çıkmış soruları çözmeleri, Milli Eğitim Bakanlığı'nın yayınlamış olduğu soruları gözden geçirmeleri iyi olacaktır.” dedi.

NET ARTIRMAK İÇİN AYT

Alan Yeterlilik Testi’nin (AYT) Temel Yeterlilik Testi’nden (TYT) daha çok puan getirdiğini vurgulayan Soğuk, “Net artırmaya yönelik sınavın Pazar günü gerçekleşecek olan AYT oturumu daha önemli. Bu nedenle AYT eksiklikleri varsa onları çalışmalarını tavsiye ederim” şeklinde konuştu.

TERCİHLERİNİZİ HEMEN YAPIN

Tercihler konusunda da önerilerde bulunan Soğuk, “YKS sınavından sonra ÖSYM (Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi) soruları açıkladığında öğrenciler kaç net yaptıklarını, tahmini olarak görüyorlar. Bu aşamada tavsiyemiz hemen tercihler konusunda çalışmaya başlasınlar. Tercih süresi çok kısa ve bu sürede geleceklerini tayin edecekler. A, B ve C planlarını oluşturacak şekilde gidebilecekleri bölümleri, üniversiteleri ve şehirleri araştırsınlar.” diye tavsiyelerde bulundu.

‘MEZUNA BIRAKABİLİRSİNİZ’

Sınavda istedikleri puanı alamayan öğrencilere de önerilerde bulunan Eğitimci Onur Soğuk, “Mezuna bırakmak gibi bir şey var. Öğrenciler hedeflediklerinden çok uzaklarda bir sıralama elde ettiyse bu öğrencilerimiz tabii ki daha iyisi bir sene daha mücadele etmeleri yerinde olacaktır. TYT ve AYT sistemi çok kırıcı bir sistem. Onun için mezuna kalmanın da kendi içinde barındırdığı bazı riskler söz konusu. Dolayısıyla öğrenci aslında kendi hedeflerine yakın bir yerleri tutturabiliyorsa aslında mezuna kalmadan bir üniversiteye başlamasını öneriyoruz. Fakat bir şartla sınav maratonu biter bitmez bir iki hafta ya da üç dört hafta dinlenip tekrardan sınav maratonuna girmeliler. Okulların açılacağı Eylül-Ekim aylarını beklerlerse maalesef geç kalırlar.” dedi.



‘KAYGI HAREKETE GEÇİRİR’

Herkesin sınav kaygısını hissettiğini hatta bu kaygının belli düzeyde kişiyi motive ettiğini söyleyen Psikiyatr Uzman Dr. Merve Metin, “Bazı gençlerde kaygı öyle yükselir ki sınav öncesi çalışma temposunu, sınavda da performansını olumsuz etkiler. Gençler şunu unutmamalıdır: Amacımız kaygıyı tamamen ortadan kaldırmak değildir, çünkü kaygı bizi harekete geçiren duygulardan biridir ancak yaşanan aşırı kaygının kontrolü ve bununla baş edebilmek önemlidir.” dedi.

KAYGINIZI TANIYIN

Kaygının özellikle mükemmeliyetçi, rekabetçi gençlerde daha sık görüldüğüe vurgu yapan Dr. Metin, “Kaygıyı bastırmaya değil onu tanımaya ve kabul etmeye çalışmak ve bizi motive edici güçlerden birisi olduğunu kendimize hatırlatmak önemli bir noktadır. Sınav öncesi veya sınav esnasında yaşanan yoğun sınav kaygısını da nefes alma ve gevşeme egzersizleriyle, dikkati başka noktalara odaklayarak baş edilebilir.” diye konuştu.

‘SINAV AMAÇ DEĞİL ARAÇ’

Yoğun sınav kaygısı yaşayan gençlerin sınavı en temel amanç olarak gördüklerine dikkati çeken Dr. Metin, “Bu yanlış inancı sıklıkla gözlemliyoruz. Ancak burada sınavın bir amaç değil bizi hedeflerimize ulaştırabilecek araçlardan sadece bir tanesinin olduğunu ve şimdiye kadar kendi performansları doğrultusunda ellerinden geleni yaptıklarını kendilerine hatırlatmaları yardımcı olacaktır. Sınavın kişinin kendi değerini belirleyecek bir durum olmadığını, sadece bilgi ölçme süreci  olduğunu anımsamaları da diğer bir önemli noktadır.” diye konuştu.

‘ELİNİZDEN GELENİN EN İYİSİNİ YAPTINIZ’

“Sınavda başarılı olmamak dünyanın sonu değil” diyen Dr. Metin, “Gençler şimdiye kadar ellerinden gelenin en iyisini belki de fazlasını yaptılar. Bu noktada sınavın bütün bu sürecin bir parçası olduğuna göre dünyanın sonu olmadığını, telafisi olabileceğini, sınavda başarısız olmanın her zaman başarısız olacağı anlamına gelmediğini, istedikleri sonucu alamazlarsa tembel ve beceriksiz oldukları anlamına gelmeyeceğini unutmamalılar.” dedi.

EBEVEYNLERE ÖNERİLER

Sınava girecek adayların ebevenylerine de önerilerde bulunan Dr. Metin, “Aileler sınırlarının farkında olmalıdırlar. Sınav hakkında konuşurken özenli davranmalı, gerçekçi olmalı ve akranlarıyla karşılaştırmaktan kaçınmalıdırlar. Bu süreçte en önemli görev empati. Çocuklarını koşulsuz sevdiklerini ve onların yanında olduklarını hissettirmeleridir. Sınavı yüceltmeme ölüm kalım sorunu yapmama ve yüreklendirici davranmalarını öneriyoruz.