Sağ ayağı yaklaşık 7 saatlik zorlu operasyonla dikilen Sarısoy, “2 ayağımı kaybettiğimi düşünürken bir ayağım tekrardan bana umut olacak, kaza anında ayaklarımın koptuğunu görmüştüm, umudum yoktu. İlk müdahaleyi kendim yapmıştım, daha beteri de olabilirdi, vazgeçmek yok” derken operasyonu gerçekleştiren El Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Egemen Ayhan, “En kritik dönemi atlattık, ayağını sorunsuz şekilde kullanacağını düşünüyoruz” diye konuştu.
TEM Otoyolu Gaziosmanpaşa mevkii Ankara istikametinde 25 Mart'ta akşam saatlerinde meydana gelen kazada iddiaya göre seyir halindeki otomobil, kontrolden çıkınca bariyerlere ok gibi saplandı. Kazada araç sürücüsü vefat ederken 2 ayak bileği üzerinden kopma meydana gelerek ağır yaralanan 28 yaşındaki Orhan Sarısoy'u yaşama bağlamak için adeta kaza yerinde seferberlik yaşanmıştı. 112 ekipleri genç adam ve olay yerinde parçalı halde olan kopan uzuvlarını titizlikle alarak kritik sürede hastaneye yetiştirebilmek için zamanla yarıştı. Sağlık neferleri genç adamı, Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'ne götürmek üzere yola çıktığındaysa hastane ekibi de yaralıyı beklemeye başladı. Hastaneye transferin sağlanmasının ardından hemen kopan uzuvların sterilliği sağlanırken genç hasta, ameliyata alındı.
7 saatlik zorlu operasyon, titiz takip süreci
Çam ve Sakura Şehir Hastanesi El Cerrahisi Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Doç. Dr. Egemen Ayhan ve ekibinin akşam saatlerinde girdiği zorlu operasyon sabaha karşı tamamlanırken sol tarafta kopan uzvun çok parçalı olması nedeniyle uyum sağlanamadı, sağ tarafta ise kopan uzuv başarıyla dikildi. Yaklaşık 7 saatlik ameliyatın ardından tedavi süreci titizlikle takip edilen Sarısoy da sağlık ekibinin tüm uyarına dikkatle uydu. Çam ve Sakura Şehir Hastanesi El Cerrahisi Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Doç. Dr. Egemen Ayhan, Uzm. Dr. Kadir Çevik ve Dr. Kağan Çevlik, hastalarının zorlu tedavi sürecine yönelik bilgi verirken Sarısoy ise yaşadığı dehşet anlarını anlattı. Öte yandan tedavisi tamamlanan genç adam, kontrollerini sürdürmek üzere taburcu edildi.
“Kaza anında 2 ayağımın koptuğunu görmüştüm, umudum yoktu”
Kaza sonrası yaşadıklarını anlatan 28 yaşındaki Orhan Sarısoy, “Talihsiz bir kaza sonucu hastaneye geldim, 2 ayağımı kaybettiğimi düşünürken doktorların sayesinde bir ayağımı tekrardan bana umut olacak şekilde kurtardılar. Şu an iyi durumdayım. Kaza anında baygınlık geçirmediğim için 2 ayağımın koptuğunu görmüştüm, umudum yoktu. Tabi ki ameliyat sürecinde bunlar nasıl gelişti, oldu, bilmiyorum ama hastaneye geldiğimde 2 ayağım yoktu, çok iyi biliyordum. Orada ilk müdahaleyi kendim yapmıştım, sonrasında buradaki arkadaşlar, doktorlar gerçekten çok ilgilendiler. Hem ameliyat hem sonrasındaki ilgi, çok memnun kaldım, o yüzden de bir ayağım gerçekten bana umut oldu. İlk yardım eğitimleri alarak müdahale etmek çok önemli. Ben bunları biliyordum bir şekilde kendimde uygulamayı başarabildim, bir de tabi ki olayın şoku da vardı. Soğukkanlılıkla bunları başarabildim. Yoğun bakımdan çıktığımdan beri psikolojimi kendim yönetiyorum. Haliyle buradan çıktıktan sonra da tabi ki insanların, kendimin üzgünlüğü söz konusu ama psikolojimizi yöneteceğiz. Daha beteri de olabilirdi, sabredeceğiz, sabrın mükafatını göreceğiz inşallah. Daha güzel bir hayat bizleri bekliyor, vazgeçmek yok, devam" dedi.
"Hastanın tamamen basması 2 ay ile 6 ay arasında değişebiliyor”
Uzuv kopmalarında hızlı davranılmasının çok büyük önem taşıdığına dikkat çeken El Cerrahisi Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Doç. Dr. Egemen Ayhan şöyle konuştu: “Hasta bir kaza sonrası her 2 bacaktan ampütasyon yani diz altından kopma sonrası geldi. Soldaki ampütasyon yerine koyma için uygun değildi, güdük kapamayı tercih etmek durumunda kaldık. Sağdaki ampütat replantasyon için uygundu. Bunların hastaneye gelmesi, acil servise geldikten sonra ameliyathaneye çekilip kanlandırılması ve ampütatın kurtarılması lazım, gerçekten bir an önce olması gereken şeyler. Hastanın olay yerinden alınıp ameliyathaneye girmesi arasındaki o sürecin çok hızlı ve organize ilerlemesi gerekiyor. Replantasyonu yapan biziz ama arkasında birçok sağlık emekçisi var. Ambulanstaki doktorundan, teknisyenine, hastayı getiren personele, hastayı karşılayan arkadaşlara, ameliyathaneye çeken hemşiresine, personeline dolayısıyla bunu sadece bir cerrahi işlem başarısı olarak görmek doğru olmaz. Cerrahi 6-7 saat aralığında sürdü, öncelikle kemikleri tespit ediyoruz sonra yumuşak dokuları, tendon, damar, sinir bütün dokuları teker teker onarıyoruz. İlk 5 gün hatta bir hafta diyebiliriz çok kritik, bu süreçte yakından takip ediyoruz. En kritik dönemi atlattık, bundan sonraki süreçte kemiğin kaynaması önemli, yumuşak dokuların aynı dönemde iyileşmesi, sinirin, hislerin geri gelmesi, hepsi bir süreç. Genellikle kemik kaynaması 6-8 hafta kadar sürebilir, bazen bu tip durumlarda daha uzun da olabiliyor. Hastanın tamamen normal hissedip basması, bütün yükünü vermesi 2 ay ile 6 ay arasında değişebiliyor. Tamamen normale dönmesini, bu ayağı sorunsuz şekilde kullanacağını düşünüyoruz. Taburculuk sonrası en önemli şey; kontrollerine düzenli gelmesi, herhangi bir sorun olduğu zaman mutlaka bize başvurması. Enfeksiyon riski her zaman var, özellikle ilk başta var. Ampütat, parça temiz bir şekilde getirilemiyor, ister istemez mikroplar bulaşıyor. Ameliyathanede çok detaylı temizliyoruz ve o şekilde yerine koyuyoruz. Hastanın bir şekilde iyileşmeyi istemesi de çok önemli, bu anlamda şanslıydık, Orhan Bey bizimle iyi ilişkiler kuran bir hastamızdı, bu sonucun olmasında önemli katkısı olduğunu düşünüyorum”
“Sigara içmemesi lazım"
Hastanın bir sigara kullanıcısı olduğu ancak bu süreçte bırakması gerektiğini söyleyen El Cerrahisi Uzmanı Dr. Kadir Çevik, hastanın da kendilerine uyumlu olmasının tedavi için büyük kazanım sağladığını belirtti. Uzm. Dr. Çevik, kopan uzuvların olay yerinden alınması, hastaneye nakil basamaklarının başarılı olmasının kendileri için çok önemli olduğunu belirterek, “O basamaklar sağlıklı geçilemeseydi çok fazla yapacak bir şeyimiz olmazdı. Acilde iyi bir müdahale yapıldı, ameliyathanede hızlı şekilde bize teslim edildi. Bu tip yaralanmaların tedavisi için multidisipliner bir hastane olması lazım, gayet güzel bir bakım oldu. Hastanın da uyumuyla bir problem yaşamadık. Yaralanma esnasında hangi mikroplara maruz kaldı bilmiyoruz, uzvu gelir gelmez ameliyata başlamadan önce temizlemek lazım. Hastamız sigara içicisiydi, içmedi, sonrasında da içmemesi lazım, ağrı kontrolü olması, çok soğuktan biraz uzak kalması lazım” şeklinde konuştu.