Türkiye, Mayıs 2023 genel seçimlerinin ardından ekonomi politikalarında köklü değişiklikler yaptı. Bu süreçte TCMB, toplamda 41.500 baz puanlık faiz artışına giderek politika faizini yüzde 50 seviyesine kadar yükseltti. Ancak, son altı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında Merkez Bankası, faiz oranlarını değiştirmeyerek sabit tuttu.
Faiz artışlarının gerekçelerinden biri olan enflasyon, Mayıs 2023'te yüzde 75,45 ile zirve yapmıştı. Ancak, Eylül 2023 itibarıyla enflasyon yüzde 49,38’e geriledi. Bu durum, iş dünyasında Merkez Bankası’nın sıkı para politikasından ne zaman gevşemeye başlayacağı sorusunu daha sık gündeme getirdi.
SIKI PARA POLİTİKASI EKONOMİYİ YAVAŞLATTI
Merkez Bankası'nın uyguladığı sıkı para politikası, ekonomide belirgin bir yavaşlamaya yol açtı. Türkiye’nin lokomotifi olarak görülen imalat sanayiinin kapasite kullanım oranı, Eylül ayında yüzde 74,9 ile son 1,5 yılın en düşük seviyesine geriledi. Benzer şekilde, hizmetler, ticaret ve inşaat gibi kritik sektörlerde de güven endeksleri düşüş gösterdi. Özellikle reel kesim güven endeksinin dört yıl aradan sonra ilk kez 100 baz puanın altına düşmesi, ekonominin hız kesmesinin bir göstergesi olarak dikkat çekti.
Sıkı para politikası, faiz oranları ve borçlanma maliyetlerindeki artışla birlikte vatandaşlar ve işletmeler üzerinde büyük bir yük oluşturdu. Artan maliyetler, işverenleri zorlarken, birçok sektör özellikle istihdamı koruma konusunda güçlük çekmeye başladı.
EMEK YOĞUN SEKTÖRLER İÇİN KRİTİK BİR KARAR
Bugün yapılacak olan PPK toplantısı, özellikle emek yoğun sektörler için hayati önem taşıyor. Yüksek faiz oranları nedeniyle finansmana erişimde zorlanan bu sektörler, iş gücünü koruyabilmek için Merkez Bankası’nın faiz indirimine gitmesini bekliyor. İşletmeler, düşen kârlılık ve yükselen maliyetlerle mücadele ederken, istihdam seviyesini koruma noktasında da zorlanıyor.
Özellikle tekstil, turizm, tarım ve inşaat gibi iş gücü yoğun sektörler, faiz oranlarının düşmesiyle birlikte daha kolay finansmana erişim sağlamayı ve işletme maliyetlerini düşürmeyi umuyor. Faiz indirimi, bu sektörlerin nakit akışlarını iyileştirerek, istihdam kayıplarını önlemeye yardımcı olabilir.
Ekonominin Yönü Belirlenecek
Bugünkü faiz kararı, iş dünyasında büyük bir beklenti yaratmış durumda. Merkez Bankası’nın faiz oranlarını düşürüp düşürmeyeceği, önümüzdeki dönemde ekonomik büyüme, istihdam ve yatırım seviyeleri üzerinde doğrudan etkili olacak. Özellikle enflasyonun kademeli olarak düşmesiyle birlikte, TCMB’nin parasal sıkılaştırmayı ne zaman gevşeteceği merakla bekleniyor.
Sonuç olarak, Türkiye ekonomisi için kritik bir dönemeçte bulunuyor. Merkez Bankası'nın atacağı adımlar, iş dünyası için hem maliyetlerin düşürülmesi hem de yatırım ve istihdamın canlandırılması açısından büyük önem taşıyor. Faiz indirimi, ekonominin hız kazanmasına ve reel sektördeki güvenin yeniden inşa edilmesine katkı sağlayabilir.