Gazze’deki savaşın 15. ayında, İsrail ile Hamas arasında yürürlüğe girecek ateşkes anlaşması, dünya gündeminin zirvesine oturdu. İsrail medyasının aktardığı bilgilere göre, ateşkese dair yapılan görüşmelerin arkasında ABD Başkanı Donald Trump’ın Ortadoğu elçisi Steve Witkoff’un yoğun baskıları bulunuyor. 19 Ocak 2025’te başlayacağı duyurulan ateşkesin, Trump’ın kişisel müdahalesiyle şekillendiği öne sürülüyor. Witkoff, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu, Trump’ın yemin törenine kadar bir esir değişim anlaşması yapmaya zorladı.
WİTKOFF’UN SERT YAKLAŞIMI İSRAİLLİ YETKİLİLERİ ŞAŞKINA ÇEVİRDİ
Haaretz’in yayımladığı özel haberde, Witkoff’un Netanyahu ile görüşmelerinin perde arkası ortaya çıktı. Görüşmelerin birinde, Witkoff’un Netanyahu’nun yardımcılarına, İsrail’e gelişinin şabat gününe denk geldiğini belirttiği ve buna rağmen görüşmeye kararlı olduğu bildirildi. İsrailli yetkililer, Witkoff’un diplomatik protokollere pek ilgi göstermediğini ve hızlıca sonuç almak için alışılmadık bir şekilde agresif davrandığını ifade ettiler.
WİTKOFF’UN DİPLOMATLIK DIŞI TAVIRLARI VE SONUÇLARI
Witkoff’un Trump’a yakın bir iş insanı olduğu, diplomatik protokoller yerine doğrudan ve baskıcı bir tarzla hareket ettiği belirtiliyor. Haberde, Witkoff’un, başta Netanyahu olmak üzere İsrailli yetkililere karşı tavırlarının, geleneksel diplomatik dil ve tavırlardan uzak olduğu ifade ediliyor. Bu yaklaşım, İsrailli yetkililerde şaşkınlık yaratırken, Witkoff’un hedefe ulaşmasında etkili oldu.
İSRAİL İÇİN SÜRPRİZ OLAN ATEŞKES
Sonunda Netanyahu, bir yıl boyunca defalarca reddettiği ateşkes planını kabul etmek zorunda kaldı. Witkoff’un baskısı sonucu, Gazze’deki savaşın sonlandırılması adına önemli bir adım atıldı ve İsrail ile Hamas arasında varılan ateşkes anlaşması, bölgede bir umut ışığı doğurdu. Gazze'deki halk, ateşkese sevinçle karşılarken, İsrail medyası ateşkesin detaylarını büyük bir dikkatle izliyor.
Trump’ın Ortadoğu elçisi Witkoff’un, sadece diplomasiden uzak, aynı zamanda oldukça hızlı ve doğrudan bir tarzla hareket etmesi, bu diplomatik sürecin sonuçlanmasında önemli bir rol oynadı. Ancak, bu tarzın, İsrail'deki politika yapıcılar ve kamuoyu tarafından nasıl karşılanacağı, ilerleyen günlerde netlik kazanacak.
