CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "YÖK'ü kaldırıp, YÖK'ü bu üniversitelerin sırtında bir yük olmaktan çıkarıp üniversiteleri özgürleştireceğiz. Üniversitelerin hem bilimsel hem yönetsel özerkliğini sağlayacağız ve anayasal güvence altına alacağız” ifadelerini kullandı.

YÖK'ün, askeri darbenin ürünü olduğunu söyleyen Özel, "Yükseköğretim Kurulu, solu, sosyal demokrasiyi, sosyalizmi, düşünceyi, demokrasiyi yok edip farklı düşüncelere tahammülü tamamen askıya almış olan tek tip bir düşünce sistemini hedefleyenlerin üniversite tasarımının üst kurulu olarak kuruldu. Kurulduğu andan itibaren ülkemizde temel hedef aldığı, akademinin özerkliğiydi ve attıkları her adımla bunu kalıcılaştırmayı, kurumsallaştırmayı, her bir üniversitenin özerkliğini yukarıda güya onları koordine edecekmiş gibi olup üzerlerinde bir vesayet makamı olarak hem idari hem akademik yönden bulunduran anlayışın ürünüydü" dedi.

Resim 2024 11 06 142505896

REKTÖR BELİRLEME SÜRECİYLE İLGİLİ KONUŞTU

Rektör belirleme süreçlerine değinen Özel, şunları söyledi:

"Bizim temel yaklaşımımız, üniversitelerdeki rektörün, üniversitenin hocaları, üniversitenin öğrencileri, üniversitenin emekçileri ve üniversiteyle bağını koparmamış mezunları tarafından iyi tartışılmış bir modelle, katsayıları iyi belirlenmiş şekilde ama illaki sandıkla, seçimle ve o sonuca yürütmenin tamamen saygı duyacağı şekilde atanması, belirlenmesi gerektiğini savunuyoruz. Üniversite rektörü seçimi noktasında dünyaya bakmanın, araştırmanın, Türkiye gerçeklerine bakmanın ve akademinin baş belirleyici olacağı, en doğru yöntemi belirlemenin de kararlılığı içindeyiz.

Biz ne yapacağız? Biz, YÖK'ü kaldırıp, YÖK'ü bu üniversitelerin sırtında bir yük olmaktan çıkarıp üniversiteleri özgürleştireceğiz. Üniversitelerin hem bilimsel hem yönetsel özerkliğini sağlayacağız ve anayasal güvence altına alacağız. Rektör atamalarını liyakate ve demokratik ilkelere bağlayacağız. Üniversitelerimizi dünyayla iş birliği ve rekabet kapasitesi yüksek, dünya standartlarında bilim üreten yapılar haline getireceğiz.

Resim 2024 11 06 142606591

Akademisyenlerimizin çalışma koşullarını iyileştirecek, maaşlarını artıracak, akademik özgürlüğü garanti altına alacak, kayırmacı, baskıcı yönetim anlayışına son vererek akademisyenlerin sadece yaşamları için değil her yönden yetkinleşmelerini ve o yetkinliklerinin bu ülkenin bir zenginliği olarak artmasını sağlayacağız. Öğrencilerimize nitelikli eğitim, güvenli, sağlıklı, mutlu yaşam ve insanca barınma olanakları sunacağız. Üniversitelerde karar alma süreçlerine öğrencilerin de dahil olmasını sağlayacak, yurt kapasitelerini artırmanın yanında burs ve kredi imkanlarını da genişleteceğiz. Akademisyenlerin ve gençlerin yurt dışına eğitime ya da görgülerini artırmaya ya da çeşitli toplantılara, sadece gezmeye gitmelerini kolaylaştırmak için muhataplarımızla hızlı bir şekilde vize sorunlarını akademisyenler ve üniversite öğrencileri için tamamen sorun olmaktan çıkaracak adımları atacağız."

"TOPLUMSAL MUTABAKAT”

Sorunların konuşulacağı yerin TBMM olduğunu dile getiren Özel, şunları söyledi:

12 bin polis adayı için ön başvuru süreci başladı 12 bin polis adayı için ön başvuru süreci başladı

"Masanın etrafında tüm siyasi partiler yerlerini almalıdır. Açık ve şeffaf olunmalıdır. Toplumsal mutabakat sağlanmalıdır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak en temel yaklaşımımız şudur ki hiçbir Kürt, 'Ben ikinci sınıf vatandaş hissetmiyorum' diyene kadar bu sorun demokratik yollarla çözülmelidir ama bu çözüm yapılırken olmazsa olmaz kırmızı çizgimiz; toplumsal mutabakat olmalı ve şehit ailelerinin, şehit annelerinin, şehit çocuklarının, şehit eşlerinin ve gazilerimizin gözünün içine bakamayacağımız hiçbir çözüm üretilmemelidir.

Birini getirip de apar topar Meclis kürsüsüne çıkarmaya kalktığınızda ben o gözlerin içine bakamam, Devlet Bahçeli nasıl bakacak bilemiyorum. Meclis'te kurulan bir komisyonun bütün sorunları dinlemesini, bütün sorunlara demokratik yollarla, yasama faaliyetleriyle çözümler üretmesini, büyük bir kardeşlik projesine dönüşmesini ve en sonunda hem şehit cenazelerinin hem annelerin gözlerinin yaşlarının durmasını hem de ayıptır söylemesi 1,5 trilyon dolar harcadık, bu terörle mücadeleye. 1,5 trilyon dolar, Türkiye bütçesinin iki katından fazla.

Gerçekten fazladan kaynak yarattığınızda yaratacağı katkı refah açısından baktığınızda aynı anda tüm emeklilerin, tüm emekçilerin, tüm çiftçilerin, tüm esnafın, tüm gençlerin bugünkü beklentilerinin herhalde 5 misliyle karşılanabileceği bir kaynak ortadan gitmiştir. Türkiye'nin geleceğinde bu kaynağı da muhafaza etmek ve bir başka yönüyle biriktirmek ve bu ülkenin gençleri için bu ülkenin güzel insanları için harcamak fevkalade önemli olacaktır."

Editör: Berfin Bitirim