16. BRICS Zirvesi, Tataristan Cumhuriyeti'nin başkenti Kazan'da gerçekleşirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı uluslararası arenada büyük yankı uyandırdı. Erdoğan, BRICS’e katılan tek NATO üyesi ülkenin lideri olarak dikkat çekerken, zirvedeki liderler arasında en çok öne çıkan isim oldu. New York Times, "Putin’in ev sahipliğindeki zirvede bir lider öne çıktı: Erdoğan" başlıklı haberinde, Erdoğan’ın zirvede önemli bir rol oynadığını vurguladı. Özellikle Türkiye'nin Batı ile olan dengeleri gözeten politikası ve Rusya ile olan iş birliği, Erdoğan’ı BRICS Zirvesi'nde stratejik bir konuma getirdi.
Erdoğan’ın bu zirvedeki varlığı, Türkiye’nin küresel politikada artan rolünün bir göstergesi olarak görülüyor. ABD’nin önde gelen dergilerinden Foreign Policy, Türkiye’nin BRICS’e katılım başvurusunu analiz eden bir yazıda, "Ankara, Batı’ya hafife alınmaması gerektiğini gösteriyor" ifadelerine yer verdi. Türkiye’nin Rusya, Çin, Hindistan ve Güney Afrika gibi ülkelerle kurduğu stratejik ortaklıklar, Batı'nın dayatmalarına karşı alternatif bir güç merkezi oluşturma çabası olarak değerlendiriliyor.
TUSAŞ Saldırısı: İsrail’in Gizli Eli Mi?
Erdoğan’ın BRICS Zirvesi’ndeki bu başarılı hamleleri dünya medyasında geniş yer bulurken, Türkiye'nin savunma sanayi devi TUSAŞ’a (Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.) yapılan terör saldırısı da aynı dönemde gerçekleşti. Ankara’nın Kahramankazan ilçesindeki TUSAŞ tesislerine düzenlenen terör saldırısı, Türkiye’nin savunma sanayiine doğrudan bir darbe vurma girişimi olarak değerlendirildi. Terör örgütü PKK tarafından gerçekleştirilen bu saldırı, özellikle zamanlaması nedeniyle dikkat çekti.
İsrail’in önde gelen gazetelerinden Yediot Ahronot, saldırının zamanlamasına dikkat çekerek, saldırının arkasında İsrail’in olabileceğine yönelik spekülasyonlara yer verdi. Gazete, "Zamanlama manidar" başlığıyla yayımladığı haberde, Erdoğan’ın uluslararası arenada dikkat çeken bir konumdayken, Türkiye’nin stratejik tesislerine yönelik bu tür bir saldırının tesadüf olmadığını belirtti.
İsrail Basınında Skandal Haberler
TUSAŞ saldırısının ardından, İsrail basınında bu saldırıyla ilgili skandal haberlere yer verilmesi, olayın arkasındaki gerçek güçlerin kim olduğuna dair soru işaretlerini artırdı. Jerusalem Post, TUSAŞ’a yapılan terör saldırısını, Kasım 2023’te Adana’daki İncirlik Üssü'nde düzenlenen Gazze protestolarına ait bir kare ile duyurdu. Bu haber, İsrail’in terör saldırısını manipüle etmeye çalıştığı ve Türkiye’nin savunma sanayisine yönelik organize saldırının arkasındaki asıl gücün İsrail olduğu iddialarını güçlendirdi.
İsrail’in bu saldırıdaki olası rolü, TUSAŞ’ın Türkiye’nin bağımsız savunma sanayi hamlelerinde kilit bir rol oynamasıyla yakından ilgili. Türkiye, özellikle son yıllarda yerli savunma sanayisinde büyük atılımlar gerçekleştirerek, dışa bağımlılığı azaltma yolunda önemli adımlar attı. Bu gelişmeler, bazı ülkeler tarafından tehdit olarak algılanıyor. İsrail’in, PKK gibi terör örgütleri üzerinden Türkiye’nin stratejik hedeflerini baltalamaya çalıştığı yönündeki iddialar da bu saldırıyla birlikte daha fazla gündeme gelmeye başladı.
TUSAŞ’a yönelik saldırının hemen ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan saldırıyı sert bir dille kınadı. Erdoğan, bu saldırının Türkiye’nin savunma sanayisine ve bağımsızlık mücadelesine vurulmuş bir darbe olduğunu belirterek, Türkiye’nin bu tür oyunlara boyun eğmeyeceğini ifade etti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de saldırıyı kınayarak, Türkiye’ye destek mesajı verdi. Putin’in bu açıklamaları, Türkiye ile Rusya arasındaki stratejik iş birliğinin ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
New York Times’ın değerlendirmesi, Erdoğan’ın BRICS Zirvesi’nde öne çıkan lider olduğunu ve Türkiye’nin bu zirvede önemli bir rol üstlendiğini belirtirken, İsrail basınının TUSAŞ saldırısıyla ilgili manidar yorumları, olayın uluslararası boyutunu gözler önüne seriyor.
Türkiye’nin Savunma Sanayi Hedefleri
Türkiye, özellikle son yıllarda savunma sanayisinde yaptığı yerli ve milli atılımlarla dünya genelinde dikkat çeken bir konuma geldi. TUSAŞ, Türkiye’nin havacılık ve uzay sanayisinde lider konumda olan ve milli projeleriyle adından söz ettiren bir kuruluş. TUSAŞ’a yönelik bu saldırı, Türkiye’nin savunma sanayi hedeflerine doğrudan bir saldırı olarak değerlendiriliyor.
Terör örgütü PKK’nın arkasındaki güçlerin kim olduğu sorusu ise, özellikle İsrail basınında çıkan haberlerle daha fazla gündeme gelmeye başladı. Türkiye’nin bağımsız savunma sanayi politikaları, İsrail’in ve bazı Batı ülkelerinin çıkarlarına ters düştüğü için bu tür saldırıların arkasında bu güçlerin olabileceği iddiaları güç kazanıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BRICS Zirvesi’ndeki başarısı ve Türkiye’nin savunma sanayisindeki ilerlemeleri, Türkiye’nin uluslararası arenadaki konumunu daha da güçlendiriyor. Ancak TUSAŞ’a yapılan saldırı, bu başarıları baltalamak isteyen uluslararası güçlerin devrede olduğunu gösteriyor. İsrail basınının saldırıya yönelik skandal haberleri ve İsrail’in bu olayla ilişkilendirilmesi, olayın uluslararası boyutunu daha da derinleştiriyor. Türkiye, bu tür saldırılara rağmen bağımsızlık yolunda emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor.
Erdoğan’ın BRICS Zirvesi’nde gösterdiği liderlik, Türkiye’nin küresel arenada artan rolünün bir kanıtı olarak görülüyor. Ancak bu yükselişin önünü kesmek isteyen güçler, Türkiye’nin stratejik hedeflerine yönelik saldırılarına devam ediyor. Türkiye, bu tür tehditlere karşı güçlü duruşunu sürdürerek, bağımsız savunma sanayisini daha da ileriye taşımakta kararlı.