Merhaba ve sanal dünyaya hoş geldiniz! İşte birkaç 10 yıl önce dijital dans pistine adım attığımızda, sanki bir Matriks filmi setindeymişiz gibi hissettik. Ancak şu unutulmamalı ki, burası, Matriks değil! Burası gerçek hayat! Kaynayan sanal kazanın etrafında birbirimize dijital yalınlıklarımızı sergiliyoruz. Bu dijital dünya, gerçekmiş gibi görünüyor olabilir ama gerçeklik bile şüpheli olan bir masal diyarıdır. Burada her an, bir "Like" tuşu kadar anlamlı bir anı kaçırabilirsiniz, aman dikkat!
Sosyal medya, insanları bir araya getirirken, aslında birbirinden uzaklaştırmanın yeni bir sanatını yaratmış durumda. Mesela, bir insanın gün içinde attığı 150 'ben buradayım' fotoğrafını gördüğümüzde, o kişinin zaten orada olduğunu, 151. fotoğrafın gerekli olmadığını anlıyoruz. Ama kim demiş mantık diye bir şey var?
Şu "Like" butonu da ayrı bir mesele. İnsanlar artık resimlere bakmıyor, direk like'a bakıyorlar. Attığınız pozu açıklamaya bile gerek kalmamış. "Aaa bak, doğadayım!", like. "Aaa bak, spor yapıyorum!", like. "Aaa bak, su içiyorum!", like. Acaba bir gün biri kalkıp "Aaa bak, nefes alıyorum!" mu diyecek, bekleyip göreceğiz.
Bu arada, arkadaşlarımızın tatil fotoğrafları da bir başka! Deniz kum güneş üçlüsünden daha sıkıcı bir şey olamaz. Ama bakıyoruz, gözlük takmışlar, denizin ortasında "Ben de buradayım!" diyorlar. İşte tam bu noktada, kendi suşi tabağımızın önünde selfi çekmemizin anlamını sorguluyoruz.
Tabii ki sosyal medyanın bir de "FOMO" adında bir kara deliği var. "Fear of Missing Out" yani "Kaçırma Korkusu". Başkalarının hayatlarını sürekli görmek, bizde bu korkuyu yaratıyor. Ama şunu unutmamak lazım ki, herkesin hayatı bir Instagram filtresinden ibaret değil.
Sosyal medyanın bir diğer büyük etkisi de insanların daima birbirleriyle rekabet etme arzusunu körüklemesi. Mesela, bir arkadaşın evlendi mi, diğer arkadaş "Aaa evleniyor muydu?" diye panik yapıyor. Evet, herkesin birbirine sürpriz yapma yarışında olduğu bu dijital dünyada, yarışa devam!
Sonuç olarak, sosyal medya varlığını sürdürmeye devam ediyor. Biz de bu sanal sirkte birer akrobat olmaya devam ediyoruz. Belki de bu kadar popüler olmasının sebebi, gerçek hayatta başarılı olamadığımız esprileri, burada patlatma şansımızın olması. Ama kimse demesin ki, "Hayatımı sosyal medyada yaşamamak beni eksik yapıyor." Çünkü gerçek dünya hâlâ orada, ama birçok kişi navigasyonu Facebook’a almış durumda. Şu an siz de bir önceki cümleyi Twitter’da paylaşma düşüncesiyle gülümsüyorsunuz, değil mi? Buyurun, sosyal medyanın gücü işte burada!