FETÖ örgütü ve elebaşı F. Gülen, yaptığı fitne eylemleri ve İslam düşmanlığı ile tarihin kara sayfalarına geçmiştir. İnsanlığın ortaya çıktığı tarihten kıyamete kadar bu kadar büyük bir aldatıcı gelmemiş ve gelmeyecektir. Öyle işler yapmıştır ki Şeytan kendi halinden utanmaktadır. Çünkü insanoğlunun içinden çıkan bu şahsı gördükçe “ben bunun kadar muvaffak olamadım” diyerek şeytanlıkta dahi geri kaldığını itiraf etmektedir.
İslam Deccalı unvanını hak edecek kadar azgınlaşmış örgüt lideri, bağlılarını dinin en hassas konularını kullanarak etkilemeye çalışmaktadır. İslam’ın reddettiği büyücülüğü dahi en iğrenç metotları kullanarak icra etmektedir. Bir dolarlık banknotlar ve “KıtmirBütyüsü” adı verilen efsunlu belgeler orta yerdedir. Bunu inkar da etmiyorlar.
Feto’nun sapkınlığını anlatmak için çok defa söylenmiş bir hatırayı tekrar nakledelim. Bu sayede isimleri hala hayatta olan insanların dilinden bu sapkınlığın boyutları anlaşılmış olsun. Bahriyede bunlarla 15 yıl mücadele ettim. Maalesef namazına başlamış olan arkadaşlarımı namaz kılmaktan alı koydular. Oruç tutanı hakeza. Bunlar yetmemiş gibi içki içmeyi ve her türlü ahlaksız davranışı yapmayı olağan hale getirdiler. Bir de buna akla hayale gelmedik bahaneler bulup insanları aldatmaya çalıştılar. Lakin büyünün tesiri öyle büyüktür ki bunca fenalık ortaya çıktıktan sonra hala bunun etkisinden kurtulamayan tutum ve davranışları gösteren insanlara rastlamak mümkündür. Feto’nun Süfyaniyetin Dördüncü Rüknü olduğunu ispatladığım yüzlerce makale neşrettim. Bunları bir çok İslam alimine okuyup hepsinin tasdik etmesine şahit oldum. Yine bunlara devam etmek gerekiyor zira bu büyünün tesirini kırmak oldukça zor olmaktadır. Bakın Güney Afrika Cumhuriyetinde yüzlerce insanın huzurunda cereyan etmiş bir olay ne kadar güzel bir şekilde Feto’nun sapkınlığını ortaya çıkarıyor: 2011 yılının sonları. Güney Afrika’da “Ali Katırcıoğlu” diye yaşlıca birinin yaptırdığı camiye gidilmiş hem Cumayı orada eda etmek hem de oradaki “Müslümanlarla” selamlaşmak niyet edilmiş. Namazdan sonra caminin yemekhanesine inilmiş. O şehirdeki kolejin öğretmenleri de orada iken 70’li yaşlarda Rizeli bir zat Feto’nun büyüsünü henüz yemiş ki acayip sözler sarf etmeye başlıyor: Feto’nun selamını getirdiğini söyledikten sonra masadaki doğal hiyerarşi gereği devamlı konuşuyor ve soruları cevaplıyormuş. Öğretmenlerden birisi okuldaki öğrencilerin bazılarının camiye gelmediğinden bahsedince bunları camide namaza nasıl teşvik edelim diye bir soru yöneltmiş. Ahmet Kemal Öncü isimli bir şahıs da hocalığı münasebeti ile bu mühim suale nasıl bir cevap gelecek diye merak etmiş. Şöyle anlatıyor: “Amca kendinden gayet emin bir şekilde şöyle dedi: Bakın hocalar, bu sorunun cevabını Türkiye’de verseydim, Türkiye’deki ahmaklar anlayamazdı ama sizin için bir şans ki Hristiyan bir ülkedesiniz. Gençleri böyle gereksiz yere namaza özendirmeye çalışmayın.
-
-