Hiçlik
Özlem Akyüz
Hiç: Hiç deyince ne akla gelir, yoksa hiç bir anlam ifade etmez mi? Bilemediğimize "şey" diyoruz. Sözlük anlamına baktığımızda "Olmayan kişi, ortalıkta bulunmayan, görünmeyen insan, bir tek kişi bile"... Bir kaç örnekle özetlemek istiyorum. "Bugün kendimi "hiç" iyi hissetmiyorum "... "O gün "hiç" gelmeyecek. Aynı zamanda da "hiç" beraberinde " O günü de yok ediyor değil mi? İnsanlar bir çok kelimeyi telaffuz ederken hiç düşünmez, ama tek başına "Hiç" dediği zaman duraklar kocaman bir boşlukta dönerler, savrulur dururlar. Hiç, bir boşluğun tanımlanması gibi gelir insana, anlayamaz anlatamaz. Ne yaparsınız "hiç", iyi misiniz "Hiç" iyi değilim gibi kelimeler dökülür insanın düşüncelerinden. Hiçlik her zaman olmayan anlamında değildir, bazen de bir olumlu yönümüzü de görürüz. Hiçlikler içinde ne kadar nereye kadar yaşanır? İnsanı zamanın ötesindeki yarınlara taşıyabilecek varlığından haberdar olduğumuz her an yenilenebilecek ve de bilinç düzeyine hazırlayacak olan üç sihirli sözcük vardır. “Sevgi, Aşk ve İyilik.” Bu sözcüğü hep bir kalıba sokmaya çalışıyoruz ölçü tutmayınca da keyfimiz kaçıyor. Hiçbir şey hesapladığımız gibi olmuyor maalesef. Aşk, Sevgi ve İyilik bütün bunlarda hesap yoktur. Aşk insani duyguların ve düşüncelerin üstündedir. Aynı zamanda mantığın da üstündedir. Zihnin üstündedir. Ne bilinç altı ne de üstü yoktur... Tarifi ifade şekli ve onca yazılanlara inat gerçekte olan bir dost da doğru yaşayanda yoktur... Aşk’a ulaşmak için önce aşkın yokluğunu kavramamız gerekir, Alfabede var olan bir sesli iki sessiz bir harfi yan yana gelişi mi aşk? Bunların yanında bir sözcük daha var ki, buna dokunmak ulaşmak çok daha zordur. HİÇLİK Var ki yaşanır, yoksa yaşanmaz. "... olmaktansa ‘’ olmayı tercih ederim" denir. Demek ki olmayan gibi gözüken hissedilen çok şey vardır. Öyleyse "hiç" olumsuz anlamında değildir olarak düşünülebilir... Mutlak anlamda hiçlik, her şeyin yokluğudur, varlığın çelişiğidir. Nasrettin Hoca'ya sormuşlar: “Kimsin?” “Hiç” demiş Hoca. “Hiç kimseyim.” Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: “Sen kimsin?” “Mutasarrıf” demiş adam kabara kabara. “Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasrettin Hoca. “Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam. “Daha sonra?” diye üstelemiş Hoca. “Vezir” demiş adam. “Daha daha sonra ne olacaksın?” “Bir ihtimal sadrazam olabilirim.” “Peki, ondan sonra?” Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp son makamını söylemiş: “Hiç.” “Daha niye kabarıyorsun be adam. Ben şimdiden senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım: "Hiçlik makamında! demiş. Aslına bakıldığında da boş bir cümle gibi ama ağzına kadar dolu ve taşkın. Hiç ve de hiçlik ne kadar çok yokluk barındırıyor içinde sizce de öyle değil mi? Bazen bütün duygularımdan arınmayı, bütün duygu ve düşüncelerimden kurtulmayı beni inciten şeylere umursamamayı varlığımdan bile muaf olmayı ne çok isterdim. Işte bunları düşündüğüm zaman ise anlamı olmayan bir boşluk içinde buluyorum kendimi... Hiçlik duygusunu ensemde hissediyorum. J.P Sartre bu sözcüklerle ne güzel ifade etmiş "Söylenecek çok söz vardır, anlatmak için söylenecek söz olmadığını...
Yorumlar