Bazı asker ve komutanların milletin gönlünde taht kurması sebepsiz değildir. Komuta ettiği askerlerinin canlarını kendi canı kadar değerli görüp askerin başında ön saflarda savaşan çok sayıda komutan vardır. Bu insanların başında ise Hazreti Muhammed (asm) gelmektedir.
Bu konuyu biraz açmakta yarar vardır. Zira kendisine bağlı bütün askerlerin öldüğü ve tek başına kurtulmuş komutanlara da rastlayabiliyoruz.
Resul-i Ekrem Aaleyhissalâtü Vesselâmın Kur’an’dan sonra en büyük mucizesi, kendi zatıdır. Yani onda toplanmış yüksek ahlak ve fazilettir ki her bir haslette en yüksek tabakada olduğuna, dost ve düşman ittifak etmişlerdir. Hatta şecaat ve cengaverlikte bir kahraman olan Hazreti Ali, sık sık onun bu halini örnek vererek şöyle demiştir:
“Harbin dehşetlendiği vakit, biz Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın arkasına iltica edip sığınıyorduk” (Ahmed bin Hanbel, Müsned 1,86)
İslam’ın en cengaver kavmi olan Türk milletinde de benzeri şekilde komutan ve liderlere sık sık rastlanmıştır. Tarihimizden ibretli iki örnek sunarak bir değerlendirme yapmak istiyorum.
Türk tarihine baktığımızda genellikle komutanlar; ordunun başına geçer hep birlikte ölmeyi ve şehit olmayı arzuladıklarını beyan ederek ölümüne savaşırlar. Bu konuda çok örnek vardır. Celalettin Harzemşah ve Oruç Gazi iki güzel örnektir:
Celalettin, Türk boyları içinde cengâverliği ile ün salmış bir hükümdardır. Hatta bir defasında Cengiz Han ile savaşırken ordusunda kalan birkaç askeri ile nehrin karşı tarafına geçer ve gelen Cengiz askerlerini tek tek Cehenneme gönderir.
Gözlerinin önünde askerlerini kılıcıyla kesip haklayan Celalettin’e hayıflanan Cengiz Han, oğullarına dönerek şunu söyler: “İşte bana böyle kahraman bir evlat yakışır”. Fakat Cengiz’in çocuklarından hiç biri buna cesaret edemez. İşte bu nedenle Celalettin, Türk tarihindeki eşsiz kahramanlar arasındaki yerini almış olur.
Diğer bir Cengâver Türk ise Oruç (Gazi) Reis’tir. Barbaros Kardeşlerin en meşhurudur. Cezayir Krallığını bırakıp Osmanlıya asker olan Oruç Reis, İspanyollarla giriştiği bir savaşta şehit düşmüştür. Bu cengaver zatı televizyonlardaki dizi filmlerden değil de tarihe geçen kahramanlıkları ile biraz daha iyi tanımaya çalışalım.
Oruç Reis, aynı zamanda “Baba Oruç” diye de bilinir. Ağabeyi İshak ve en küçük kardeş olan İlyas ile beraber savaşlarda şehit düşmüşlerdir. Osmanlı Devletine Kaptanı Derya olan Gazi Hızır Hayrettin Paşa’nın da ağabeyidir. Barbaros Kardeşler, Midilli’de doğmuştur ve bir Osmanlı Sipahisi’nin çocuklarıdır. Hızır Reis teknesi ile yakın yerlerde ticaret yaparken gözü pek olan Oruç Reis, daha uzaklara yelken açmış Trablusşam’a gitmeye karar vermişti. Fakat yolda Rodos şövalyelerinin güçlü gemileri ile karşılaşmıştı. Çok kanlı bir savaştan sonra yaralı olarak esir düştü.
Küçük kardeş İlyas ise bu savaşta şehit düşmüştü. Önce zindana atıldı sonra da Rodos gemilerinde “forsa” olarak çalışmaya başladı. Hızır Reis ağabeyini kurtarmaya çalışmışsa da buna bir türlü muvaffak olamamıştı. Fakat Oruç Reis bir fırsatını bulup fırtınalı bir günde forsa olarak çalıştığı gemiden kaçmayı başarmıştı.
Antalya’da yine bir Türk kaptanı olan Ali Reis’in gemisine ikinci kaptan olmuş o sırada Memluk Türklerinin hâkim olduğu İskenderiye şehrine gelmiş onun hizmetine girmişti. Mısır Hakanı Oruç Reis’e 16 pare gemi yaptırmış ve emrine vermişti. Lâkin Rodoslular büyük bir donanma ile Oruç Reis’i Payas’ta yakalamış hatta gemilerini yakmış, fakat kendisini yakalayamamışlardı. Oruç Reis esaretin ne derece zor bir iş olduğunu gayet iyi biliyordu.