İnsanlık âlemi Müslümanlara çok şey borçludur. Vahşet ve bedeviyet, kölelik ve esaret devirlerinin sona ermesi ancak İslâm’ın insanlığa kazandırdığı değerler ile mümkün olmuştur. 

Pozitif bilimler yani matematik, fizik ve kimya gibi ilimlerde ve sosyal bilimlerde öncülük yapan İslâm âlimleri, keşiflerin yapılmasına sebep olmuş, dünya medenîleşmiştir. Lâkin Fransız devrimi ile birlikte burjuva sınıfının önderliğinde kapitalizm devri ortaya çıkmış, sosyalist ve komünist yönetimler iş başına geçerek dünyanın altını üstüne getirmiştir.

20. yüzyıl, büyük savaşların karmaşası ve hercümerci içinde insanlığa kan ve gözyaşı ile birlikte medeniyet fantezilerini de sunmuş, lâkin insanlar beklediği huzur ve sükûneti bir türlü elde edememiştir. Otomobiller, lüks konutlar ve harika cihazlar insanlığın aradığı saadeti bulması bir yana dertlerine dert katmış, maddî ve manevî huzurun bozulmasına sebep olmuştur.

Elbette beşerin saadetinin ortadan kalkmasının en önemli sebebi; Allah’a olan inancın zayıflamasıdır. 

Müslümanlar, Batının dehşetli boyunduruğu altından kalkmak için büyük uğraşlar vermiş nihayet Türkiye’nin medarı iftiharı Recep Tayyip Erdoğan sayesinde onurlu bir duruş göstermeye başlamışlardır. “Dünya 5’ten büyüktür” diyerek insanlığı kan gölüne çeviren emperyalist devletlere (ABD, Çin, Rusya, İngiltere ve Fransa) kafa tutabilecek başka bir lider henüz ortaya çıkmamıştır. Siyonist dünyanın liderlerine özür diletmeyi başaran başka bir yiğitte yoktur. İsrail’den sonra ABD’ye dahi özür dileten bir kahramandır Erdoğan…

Feto denilen dünyanın gelmiş geçmiş en büyük kezzabı yani yalancısını dize getiren de odur. Eğer Erdoğan olmasa bu dehşetli fitneyi önlemede bu kadar başarılı olamazdık. 
Avrupa ülkeleri 100 tane Suriye’li sığınmacıyı kabul edemez iken 3 milyon insanı kucaklayan bir ülkemiz var. Hükümet ve yöneticilerimizle ne kadar övünüp gurur duysak azdır. Elbette adımızı tarihin şanlı sayfalarına yazan Erdoğan ve mesai arkadaşlarına teşekkür etmek bir borçtur.

Türkiye’nin faiz lobisine borçlarını ödedikten sonra yıllardır kurtulamadığımız borç sarmalından bizi kurtaran da Erdoğan’dır. Mazlum insanlara yapılan yardım konusunda da Türkiye başı çekmektedir. 

Kişi başına düşen yardımda dünya birincisi olduk. Toplam yardım konusunda da ilk üç ülke arasında yer alıyoruz. Mazlumun duası arşa dayanır. Elbette Erdoğan’ın başarılarının altında yatan en önemli sebeplerinden biri işte bu mazlum insanların dualarıdır.

Aklını kullanan, zamanın ruhunu okuyan her yönetici bu gidişattan ders çıkarmalı, ülkesini ve milletini seviyor ise Erdoğan liderliğinde yapılan icraatları desteklemelidir. Kısır siyasi çekişmelere son vermek, hiç olmaz ise yapılan güzel icraatlara karşı memnuniyetini dile getirmek bu vatanda yaşayan insanların boynuna bir borçtur.

Evet, ücretli sistemin sona ereceği ve “malikiyet ve serbestiyet” adının verildiği bir döneme giriyoruz. Bu dönemde hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Sadece ekonomide değil sosyal hayatta da sahip olmak (malikiyet) ve serbest olmak (özgürlük) en önemli dinamik olacaktır. Bu devir yaklaşırken ülkemizi ve bütün Müslümanları heyecana getiren ve insanlığa İslam’ın güzelliklerini gösteren Cumhurbaşkanımızdan Allah razı olsun, vesselam…