Korona virüsü denilen salgın hastalık (Pandemi) esnasında ve sonrasında büyük bir ekonomik kriz bekleniyor. Elbette ciddi işsizlik ve sosyal problemler de baş gösterecektir. Yeni devletler, bu hastalıkla mücadele ederken göstermiş olduğu başarılar ile tarih sahnesine geçeceklerdir.

Çalışma ilişkilerinde hatta eğitimde dahi büyük değişiklikler olacağa benzemektedir. Örneğin eğitim okullarda değil artık evlerde veriliyor. Birçok şirket çalışanların işlerini evden yapmasını istiyor. Otomasyon ve uzaktan çalışma neredeyse dünyanın bütün ülkelerinde sokağa çıkmanın kısıtlanması ile birlikte zorunlu olarak uygulanmaya başladı.

Bu yeni dönemde davranış kalıplarının değişmesi de beklenebilir. Nasıl ki sanayi devrimi sonrasında kadınların işyerlerinde çalışması uygun görülmemiş ve üretim bantlarında daima erkekler yer almıştı. Kadınların yuvalarından çıkması hoş karşılanmıyordu. Fakat Birinci ve İkinci Dünya savaşı esnasında erkeklerin hep birden cephelere gönderilmesi bu davranış kalıbının değişmesine yol açmıştı.

Öyle ki fabrika ve işyerlerinde bu sefer kadınlardan başka kimse çalışmaz olmuştu. Savaş bitip erkekler askerden terhis olunca bu sefer kadınların çalışma hayatına girmesine karşı çıkmadılar. Büyük sosyal sorunlara ve değişimlere neden olsa da bugün kadınlar işyerlerinin neredeyse yarısını doldurur hale gelmiştir.

Çalışma ilişkileri öyle bir değişim göstermeye başladı ki daha önce “asla evde çalışamazsın” kalıbı yıkılmak üzeredir. Elbette Korona salgınından sonra çalışma ilişkileri de eskisi gibi olmayacak. Esnek çalışma şekli devlet dairelerinde dahi yaygın olarak kullanılmaya başlayacaktır.

Makineleşme, otomasyon ve bilgisayar teknolojisinin gelişmesi üretim biçimini nasıl değiştirdi ise tüketici kalıplarını da aynı hızda değişime zorlayacaktır. Artık satılacak malların yığıldığı alışveriş merkezleri ve dükkânların yerine, internet üzerinden satışlar ivme kazanarak yapılmaya başlanacak. Nitekim evlere kapandığımız için böyle olmadı mı?

Peki, o muazzam alışveriş merkezleri ve son yüzyılın tüketim mabetleri ne olacak. Bunlar kapanacak mı?

Kapanacağını zannetmiyorum. Lakin buralarda satış yapılmayıp sadece numuneler sergilenecek. “Sen satın al biz evinize getirip çalıştırarak teslim edeceğiz” denilen farklı bir alışveriş merkezleri ve işyerleri ile karşılaşacağız.

Bundan başka daha nice davranış kalıbının süratle değiştiğini görmemiz mümkün olacaktır. Akla hayale gelmeyen yeni meslek dalları ve eğlence şekillerini görebiliriz. Kitabımıza dönecek olursak; geleceğin dünyasını şekillendiren en önemli hususun özel mülkiyet ve hürriyetler etrafında şekilleneceğini öngörüyoruz. Son birkaç yüzyılda gelişen ve güçlenen “ücretli” sistem sona erecektir. İnsanlar başkalarının yanında ücretli olarak çalışmak yerine; kendi işlerinin sahibi olacağı yeni bir çalışma ilişkisi ön plana çıkarılmaktadır.

İnsanlık tarihinde beş aşamalı bir sosyal değişim ve çalışma ilişkisi meydana gelmiştir. Bunlar Marx’a göre ilkel komünal dönem, kölelik devri, feodal dönem, kapitalizm ve sosyalizm (komünizm) devirleridir. Said Nursi, bu dönemleri benzer bir şekilde ele almakla birlikte kapitalizm ve komünizm dönemlerini tek bir devirde ele alarak “ücretli dönem” ismini vermiştir.

Bediüzzaman, ücretli sistemin dahi bir gün mutlaka sona ereceğini zira insanların esir olmak istemeyeceği gibi ücretli olmak da istemeyeceğini dile getirir. Bunun yerine serbest piyasa ekonomisi ve hürriyetin önem kazandığı özel mülkiyet sisteminin yerleşeceğini ifade etmiştir.  

Gerçektende insanlık tarihi incelendiğinde ücretli sistemin yaygınlaşması ile birlikte toprak ağalığı yani feodalizm ortadan kalkmıştır. Fakat bu sefer de toprağa bağlı köleliğin yerine emeğin metalaştırılması süreciyle karşı karşıya kalınmıştır. İşte ücrete bağlı bu sistemin diğer bir adına da “modern kölelik” denilmektedir.