Hadisin sahih ve mevzuu olması, bizim sahamıza giren bir husus değildir. Hadisin sıhhat çalışmasını hadis âlimleri yapmışlar ve bize sunmuşlar. Bize düşen; o hadisi kabul etmektir.
Akıl meselesine gelecek olursak; Evet, İslam dini, aklı muteber saymış. Hatta usulud din ilminin bir kaidesi olan: Akıl ve nakil birbirine muaraza ettikleri vakit akıl asıl itibar olunur. Nakil ise tevil olunur diye pek mühim ve esaslı hüküm vermiştir.
Lakin ey birader, o akıl, senin ve benim gibilerin aklı değildir. Belki içtihad derecesine çıkan külli marifet sahiplerinin ve nurani basiret erbabının akıllarıdır. Ve böyle olan akıl ise, kendisine uygun gelmeyen bir meseleyi ve bir hadisi inkar değil, ancak tevil ve tefsir ederler. Aynı zamanda Nasıl ki Kur’an’ın müteşabihatı var; tevile muhtaçtır veyahut mutlak teslim istiyor. Öylede hadislerinde müteşabihat (benzerlik) gibi müşkilatı vardır. Pek çok teşbih ve temsiller bulunuyor ki müruru zamanla veya ilmin elinden cehlin eline geçmesiyle hakikat-i maddiye telakki ediliyor.
Mesela; Bir vakit huzuru nebevide derin bir ses işitildi. Resulu Ekrem (asm) ferman etti ki; Bu gürültü yetmiş senedir yuvarlanıp ta, ancak bu dakika cehennemin dibine düşen bir taşın gürültüsüdür” demiş. (Sahihi Müslim hadis no: 2844; Müsnedi Ahmed 2/271, İmamı Beyhakinin Delail-ün Nübüvve 4/59 ).
Günümüzde bir takım din düşmanları, özellikle hadis sahasına şüphe atmak için sistematik olarak çaba sarf ediyorlar. Bunu da bir takım ulema-i su kapsamına giren ehli bidat âlimlerince dillendiriyorlar. Bu da avam müminlerin zihnini karıştırıyor.
Zayıf hadisler mahiyetleri itibariyle yine aynen hadistirler. Bu hüküm bütün hadis ulemasınca müttefikun aleyhtir. Yani hadisin zafiyetine sebep gösterilen hallerin bulunmasıyla birlikte, yine de hadisi şeriflerin umumiyeti içindedirler. Fakat dereceleri üçüncüdür. Yani 22 ayar 18 ayar ve 14 ayar altın şeklinde değerlendirebiliriz.
Amma bütün bu ayarlamalar münhasıran hadisin senedindeki insanların hal, vaziyet ve durumlarına göre yapılmıştır. Senedi zaif olan bir hadis , metni de , manası da zayıftır diye bir şey söz konusu değildir. ( El Menhelül Latif sayfa 74 ).