Öyle bir geldi ki zatı muhterem coştu. Sel gibi fikri taa Gazze duvarlarını aştı. Bu duruma bırakın bizi Avrupa bile şaştı. AKP’ye 5 ay sonra gelen bu zafer Artık ülkede yeni bir güneşin doğuşu olarak biliniyor.
Başbakanımızın Samsun mitinginde 85’lik bir dedenin elindeki bayrağı ile yarı büklüm o meydanda heyecan ve sevinçle koşuşu aslında en makul cevabıdır.  Bu zafer yıllarca çeşitli yönetim ve muhalefet tadını almış ona bu tebessüm ve memnuniyeti vermiş bir yönetim açık bir cevaptır.
Belki bazı sözler sizi yanıltabilir, lakin yılların tecrübesi sizi yanıltmasın. Onca yaşanan yılların anılarını içinde barındıran bir tarihi insana o mutluluğu ve o heyecanı yaşatmak büyük bir başarıdır. Çünkü çok büyük zorluklar ve yokluklar yaşamış, vatanı için belki bir büyüğünü, belki bir yakını şehit vermiş, belki de o insan da bu mücadelede bulunmuş… Ne için mi? Hepsi insanlığa daha yaşanacak, daha özgür ve daha barışçıl, daima ileri yürüyen bir Türkiye için. Kim bilir belki Ortadoğu’da akan Müslüman kanına bir müdahale ışığı gördüğü içindir, kim bilir muhalefet partilerin daha önce yaşattığı tatsız durumun kini olabilir. Ayrımcılığa, haksızlığa, fikir baskısına artık dur diyen bir ifadenin gülümsemesi o gülümseme o yürüyüş, bir zafere koşuş, o bekleyiş ve özlem. Çünkü o ayaklarda yılların yorgunluğu var. Öyle her istediğiniz yere sürükleyemezsiniz. Büyük bir özverili ve başarılı bir çalışmanın olgunlaşmış ürünüdür bunlar. Asla kolay caydıramazsınız! Çünkü bu fikirler kolay kolay yönlendirilemez, kökleşmiş kararlara sahip fikirlerdir bunlar.  Duymaz, görmez diye tabirlerde bulunun, lakin en çok yanıltan mazlumun sesini daha iyi işitip, zalimi daha kolay görebilendir. Attığı adımın toprağa mı dikenemi değeceğini çok iyi tespit eden insanlardır. Memnuniyeti zordur, lakin eğer memnun edebildiyseniz sizin için tıpkı sadık bir müşteri gibi sürekli her çağırdığınız yere o yorgun ayaklarla iki büklüm koşar gelirdi.  İşte o an söyledim, yeni bir başlangıç, yeni bir ışık var. Uzak ara önde
Yeni hedefler bu zafer, sadece bizim zaferimiz olarak düşünülmemeli, bu zulüm gören onca Müslüman’ın zaferi. Haydi Bismillah dediniz mi çıktınız mı yola uzak ara önde tamamlarsınız yarışı. İşte bu onun en kesin kanıtı. Yarım kalmış bir sevincin tamamlanmasıydı bu. Fırtına önceki sessizliğin ardından gelen gök gürültüsü gibi insanı şaşkına çeviren bir zafer bu.
Bazı medya kuruluşları kedi gibi kuyruğunu kıstı, bazılarının kuyruğu indi. Secim öncesi hırlayan bazı medya kuruluşları şimdi uslu çocuklar gibi olmuş. Sağda solda konuşuyorlardı AK Parti şu kadar oy alırsa ülkeyi ter kederim, siyaseti bırakırım, şöyle yaparım, böyle yapım. İşte bunlar da karşılıksız vaadler! Seslerini duyan var mı? Hayır, duyamazsınız çünkü onlar boş vaatler! Ne siyaseti bırakabilirler! Ne de siyasete çomak sokmayı bırakabilirler! Onlar son dakika oyuncuları, hani teknik direktörün uzatmalarda bir gol umudu ile sahaya sürdüğü forvet! Lakin başarılı olmaz ısınma yok, öyle kısa sürede de gol atmak her babayiğidin harcı değil… Bu işler sandıkla oluyor, kimileri sandığa gömülüyor! Kimileri sandıktan çıkıyor…
Son dakikalarda müthiş bir algı operasyonları yapıldı tutmadı. Operasyonlar devam ediyor… Eeee “YENİLEN PEHLİVAN GÜREŞE DOYMAZ”. Güreşte bazıları oyunla, bazıları hile ile bazıları ise güç ile lakin Millet güçlü olan kazansın dedi ve kazandı. Milletin, halkın gücü havlu attıramadı, yine sözü bırakamadılar. Birçoğu bildiğiniz gibi sosyal medyanın maskarası oldu. Olursunuz kardeşim secim günü beyninizi yanınıza almayı unutmayınız gibi manşetlerle halkın özgür düşüncelerini, fikirlerini seçimlerini o eskimeyen hala eskiden kalan baskıcı fikirlerle insanları yönetmeyi düşünenler…