Son yıllarda sokaklarımızda uçuşan dronelar görmeye başladık mı dersiniz? Henüz o kadar yaygın olmasa da, e-ticaret devleri ve lojistik şirketleri drone teslimatını sık sık gündeme getiriyor. İnsansız hava araçlarıyla kargoların kapımıza kadar gelmesi gerçekten de kulağa oldukça fütüristik geliyor. Peki bu teknoloji, lojistiğin geleceği mi yoksa sadece kısa bir heves mi?

Gelin önce avantajlarına bir bakalım. Düşünsenize, trafik sıkışıklığına takılmayan, yakıt masrafı derdi olmayan ve çevreyi nispeten daha az kirleten bir teslimat yöntemi. Özellikle şehir içi kısa mesafelerde drone kullanmak, zaman tasarrufu açısından da oldukça cazip. Ambulanslardan sonra belki de en hızlı hizmeti bize bu minik uçan kuryeler sunabilir. Ayrıca kırsal bölgelerde yol sorunu yaşanan alanlarda veya afet bölgelerinde dronelar hayat kurtarıcı olabilir. Sırf bu sebeple bile “Drone teslimatı devrim yaratacak” diyenler var.

Öte yandan, bu işin pratikte ne kadar uygulanabilir olduğu hâlâ tartışma konusu. İlk akla gelen sorun, drone’ların güvenliği. Düşünün, evinizin balkonuna iniş yapmaya çalışan bir drone, kuşlarla çarpışsa ya da rüzgâr yüzünden kontrolünü kaybetse… Ayrıca hava sahası düzenlemeleri, droneların belli bir yüksekliğin üstünde uçup uçamayacağı veya insanların yoğun olduğu alanlarda nasıl bir rota izleyeceği gibi kurallar belirsizliğini koruyor. Bir diğer mesele de kargo ağırlığı. Şimdilik dronelar çok hafif paketleri taşıyabiliyor, peki daha ağır veya kırılabilir ürünler için ne yapacağız?

Buna rağmen şirketler yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Belki de her zamanki gibi ilk adım “premium hizmet” olarak sunulacak. “Ekspres drone teslimatı” seçenekleriyle belirli bir ücret karşılığında, paketimizi uçan kuryelerden teslim alma şansına erişebiliriz. Biraz pahalı bir hizmet olacak ama teknoloji hızla gelişiyor, fiyatlar da zamanla düşecektir.

Bakalım ilerleyen dönemde sokaklarımızın üstünde vızır vızır dronelar görecek miyiz? Kulağa heyecan verici geldiği kesin, ama uygulamada neler yaşanacağını hep birlikte göreceğiz. Yine de teknolojinin bu kadar hızlı ilerlediği bir çağda, “asla olmaz” demek çok da akıllıca değil, öyle değil mi?