Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, ‘polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir’ diye düşünecek; ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, ‘demek adalet örgütünü düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek’ diyecektir. Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgrafl ar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayırılmasını istemeyecek. Diyecek ki, ‘ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir’ diyecektir”. Bu metni yorumlamaya gerek yok her şey gayet açık bir şekilde ifade edilmiştir. Dünyada emsali olmayan askeri darbeler ve terör olaylarının ülkemizde akıl almaz boyutlara yükselmesinin önemli sebeplerinden bir tanesi bu taşlı, sopalı ve silahlı anlayıştır. Medeni ülkelerin hiç birisinde şiddete açık bir şekilde çağrı yapan bu ifadeler kabul edilemez. Bazı faşist yazarlar Bursa Nutkunu inkâr edenlere şu sözlerle karşılık vermişlerdir. “1933 Bursa Nutku’nun içerik ve üslubuyla 1927 Gençliğe Hitabesi’nin içerik ve üslubunun birebir örtüşmektedir. Her iki nutukta da gençlere seslenilmekte, Cumhuriyetin, devrimlerin korunmasının altı çizilmekte ve gençlerin direnişinden söz edilmektedir” demektedirler. Ayrıca “Galip gelmek için mutlaka ve mutlaka o gayeye varacağız” cümlesi CHP Başkanının söylev ve demeçlerinde de geçmektedir. Bu söz “amaca ulaşmak için her yol mubahtır” diyen darbeci askerlere ve şiddet taraftarı insanların şiarı olmuştur. Elbette Meclis kürsüsünde “ihtimaldir ki bazı kelleler kesilecektir” anlayışı birçok nutuk ve söyleve yansımıştır. Buna karşı ancak ciddi bir eğitim ile karşı konulabilir. Yapılacak analizlerde bu tutum ve davranışlar ele alınmalı cesaretli bir şekilde tartışılmalıdır. Zira Feto ve teröristleri de aynı silahlı yöntemi kullanmaktadır. Her türlü kutsal değeri ayaklar altına almaktan çekinmeyen bu dehşetli terör örgütüne karşı devlet ve sivil toplum örgütlerinin daha çok çalışması gereklidir, vesselam…