Şanlı ecdadımız dünyanın her tarafına öyle eserler bırakmış ki aradan 500-600 yıl geçtiği halde dimdik ayakta duruyor ve ne derece yüksek bir medeniyet inşa edildiğini kör olmayan herkese gösteriyor.

Bunun en bariz örneği muhteşem camilerimizdir. Yüzyıllardır görenlerin hayranlıkla izlediği camilerimiz, hem şehirlerin sembolü hem de gezilecek en önemli mekânı olarak günümüze kadar gelmiştir. Mimar Sinan’ın çıraklık eserim dediği Saraçhane’deki Şehzade Camii, bu gün dahi en usta mimarların hayallerini süslemektedir.

İstanbul’un yedi tepesinden birisinde yükselen Süleymaniye Camii, Sinan’ın kalfalık eseridir. İstanbul’un her yerinden görünür ve bu şehrin büyük bir İslam medeniyetine beşiklik ettiğini dost düşman herkese gösterir. Artık silueti ve minareleri ortaya çıkmış olan Çamlıca Camisi de İstanbul’daki harika eserlerden bir tanesidir.

Sultan Ahmet Camisi ise altı adet minaresi ile Ezan-ı Muhammedi’nin önem ve saygınlığını ifade ediyor. Boğazdan geçen bütün gemiler hayranlıkla Ayasofya ve Sultan Ahmet Camiini seyrederler.

Bütün bu camiler İstanbul’a ve bu topraklara vurulmuş İslam mührünün en önemli göstergesidirler. Allah’ın izni ile hiçbir güç bu mührü ülkemizden ve güzel İstanbul’dan silemeyecektir. Ayasofya ve Taksim camilerinin açılması yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur.

İstanbul boğazından gemi ile belki yüzlerce defa geçtim. Mecburiyet olmadığı zamanlarda genellikle Türk kaptanlar kılavuz kullanmazlar. Boğaz geçişlerinde ise kaptan gemiye kumanda ederken dikkat etmeli gözlerini su üzerinden ayırmamalıdır. Hele hele zor bir geçit olan boğazda, balıkçı ve yolcu teknelerine çok daha fazla dikkat etmek gerekir.

Fakat İstanbul’un bu güzel camilerle ve sanat eserleri ile süslü dünyanın belki de en güzel şehrinde kaptanlar adeta büyülenirler. Sarayburnu önlerine gelince onlarca tekne ile karşı karşıya kalsanız dahi bu güzelliklere bakmaktan gözünüzü alamazsınız.

Eminönü’ndeki yeni Camii, Fatih’teki Fatih ve Yavuz Selim Camileri de İstanbul’a başka bir güzellik katar. Topkapı Sarayı ve Beyazıt Kulesi bu camilerimizle birlikte muhteşem bir medeniyeti gösterir. İstanbul’un silueti yüzyıllarca bu eserlerle şekillenmiş ve bu güne kadar gelmiştir.

Elbette bize düşen önemli bir vazife; yüksek binaların bu silueti bozmasına fırsat vermeyecek şekilde inşa edilmesini sağlamaktır. Önemlidir zira bu eserlerin görünmesini engellemek İstanbul’daki İslam mührünün kaybolması demektir. Ne yapıp edip bu tahribatı yapanlara engel olunmalıdır.

Camilerin en önemli yönlerinden bir tanesi ise her Müslüman’ın üzerine farz olan Cuma namazıdır. Cuma namazı ise ancak camilerde kılınır ve cuma hutbesini dinlemek her Müslüman’a farz olan bir ibadettir. O halde Cuma hutbesinin öneminden bahsetmek gerekiyor.