Gastronomi platformu TasteAtlas, her yıl olduğu gibi bu yıl da “Dünyanın En Kötü Yemekleri” listesini yayınladı. Ancak, bu listenin yayınlanması Türkiye'de bir kez daha tartışmalara yol açtı. Listedeki yemekler arasında Türk mutfağının sevilen bir üretimi olan Kapuska da bulunuyor. Bu durum, sadece gastronomiyle ilgilenenleri değil, kültürel mirasımızın değerini bilen herkesi derinden etkiledi.
Kapuska Bir Lezzet Mirasi
Kapuska, Anadolu mutfağının köklü yemeklerinden biridir. Beyaz lahana, pirinç veya bulgur, zeytinyağı ve baharatlarla hazırlanan bu yemek, yalnızca lezzetiyle değil, aynı zamanda sıcak bir aile sofrasının simgesi olarak da değerlidir. Anadolu'nun çetin kış aylarında hem ekonomik hem de besleyici bir seçenek olmuş olan kapuska, kültürel bir anlam taşır. Listeye dahil edilmesi ise bu çok yönlülülün ve tarihsel değerin yeterince anlaşılmadığını gösteriyor.
Tatlar Kültürel Bir Mirasın İfadesidir
Her ülkenin mutfağı, o toplumun tarihinden, coğrafyasından ve sosyoekonomik yapısından izler taşır. Ancak damak zevki son derece öznel bir kavramdır ve bir yemeğin "kötü" olarak nitelendirilmesi, bir toplumu anlamadan yapılan haksız bir değerlendirme olabilir. Kapuska veya benzeri yemeklerin düşük puan alması, bu yemeklerin evrensel gastronomi platformlarında çoğu kez eksik veya yanlış ön yargılarla değerlendirildiğinin bir işaretidir.
Kapuska, Anadolu'nun Sadelik Felsefesidir
Bugün dünyanın pek çok ülkesinde, minimalizm ve sürdürülebilirlik kavramlarının öne çıktığı bir dönemde yaşıyoruz. Kapuska, aslında yüz yıllar öncesinden gelen bu anlayışın tam anlamıyla bir örneğidir. Az malzemeyle hem lezzetli hem de doyurucu bir yemek yapılabileceğini kanıtlar. Batı mutfaklarında “sadelik” övülürken, bu geleneksel Türk yemeğinin eleştirilmesi bir çelişkidir.
Listeyi Belirlerken Nesnellik Önemlidir
TasteAtlas gibi platformların hazırladığı listelerde, oylamaların genellikle global kullanıcılara açık olduğunu biliyoruz. Ancak bu, damak zevklerinin ve kültürel anlayışların çoğunlukla Batı merkezli bir bakışa dayandığı anlamına gelir. Oysa gastronomi, bir toplumun kimliğinin çok boyutlu bir ifadesidir. Bir yemek, o yemeğin doğduğu kültürün değerleriyle birlikte değerlendirilmelidir.
Türk Mutfağı Evrensel Lezzetlere Sahiptir
Türk mutfağı sadece kapuska ya da lahana çorbasından ibaret değildir. Zengin ot yemeği çeşitlerinden, kebaplarına, dünya çapında tanınan tatlılarına kadar geniş bir yelpazeye sahiptir. Bu liste, Türk mutfağının sadece bir yönünü görmezden gelerek haksız bir çıkarım yapıyor.
Son Sözümüz
Tatları değerlendirirken, bu tatların taşıdığı kültürel mirası ve sembolizmi göz ardı etmemek gerekir. Kapuska gibi geleneksel yemekler, Anadolu insanının yarattığı köklü mutfak kültürünün önemli bir parçasıdır. Dünya mutfaklarına dair listeler hazırlanırken daha kapsayıcı ve hassas bir yaklaşım benimsenmelidir.
Türk mutfağı, sadece yerel damaklara değil, dünyaya açık bir zenginliktir. Bu zenginlik, dışı etiketlerle değil, hak ettiği saygı ve övgüyü bulmalıdır.