Beşiktaş karşısında yenilgiye isyan edemeyen Fenerbahçe, Avrupa Ligi’nde kendi evinde A.Bilbao karşısında kötü bir mağlubiyet aldı. Ligde önceki hafta 3 puana düşen fark herkesi umutlandırmıştı; ancak farkın tekrar 6’ya yükselmesi taraftarı da çileden çıkardı. Aslında taraftarın tepkisi, ne A.Bilbao’ya kaybedilmesi ne de puan farkının 6’ya yükselmesi. Taraftarın tepkisi, oynanan istikrarsız ve plansız oyun. Maçın bazı bölümlerinde rakibi boğan takım, oyunun bazı bölümlerindeyse tamamen kopuyor. Taraftar homurdanınca yine canlanıyorlar ve kale önündeki kaosla bir şekilde pozisyon bulup maçı kazanıyorlar. Her seferinde böyle olmasından şikâyetçi taraftar; farklı atak varyasyonları göremedikleri için şikâyetçiler, oyunculardaki performans düşüşünden şikâyetçiler, Jose Mourinho’nun maç sonu açıklamalarından şikâyetçiler. A.Bilbao karşısında kötü oynayabilirsiniz, rakip gerçekten çok iyi bir takım ama maçtan sonra dalga geçer gibi, ‘Biz daha iyi oynadık.’ derseniz taraftarı kaybetmeniz doğal. Taraftar, takımına güvenebilse aradaki 6 puanlık farkın kapanabileceğini biliyor ama Jose Mourinho’ya, oyunculara ve Ali Koç’a güvenmiyorlar. Maximin, sezon başındaki oyununa yeni şeyler koyamadı geriye gitti; Fred, ligin açık ara en iyi orta sahasıyken sıradan bir oyuncuya dönüştü; En Nesyri, Tadic formsuz. Stoperde sene başından beri istikrar sağlanamadı. Mourinho’nun, hangi takımında bu kadar stoper oyuncusu değişmiş? Fenerbahçe’yi deneme tahtası hâline getiremezsiniz. Djiku- Becao mu ana stoperiniz? O zaman onlar ceza almadıkça, sakatlanmadıkça sürekli değiştiremezsiniz. Fenerbahçe’nin önünde çok kritik iki maç var, ikisi de hani derler ya ‘’deve dişi gibi’’ takımlar. Bu maçlarda yaşanabilecek puan kaybında, zaten duygusal olarak yıpranmış olan camia, baştan aşağı yangın yerine döner. Kimsenin gözü ne Ali Koç görür ne de Mourinho. Hiçbir şahıs, Fenerbahçe’den büyük değildir. Camia, Anka kuşu gibi kendini yakar sonra küllerinden yeniden doğar. Başakşehir takımı da bu maçın Fenerbahçe için önemini elbette biliyor, ona göre bir plan hazırlayacaklardır.

Başakşehir çok formda

Başakşehir de istikrarsız oyunuyla başladı lige. Birbirine profil olarak benzeyen oyuncular ve geniş kadroyla dikiş tutturulamadı. Çağdaş Atan, radikal bir kararla kadroyu daraltmayı tercih etti. Kemen-Crespo- Onur Ergün, orta saha üçlüsüne döndüler ve takım birden vites artırdı. Bu orta sahalar, kolay top kaybetmiyor ve ön alan baskısını çok iştahlı yapıyorlar. Nitekim de atılan gollerde Crespo ve Kemen ismini ya golde ya da asistte görüyoruz. Onların eforlu oyunu, Davidson ve Deniz Türüç’e de büyük serbestlik kazandırıyor. Piatek zaten kalitesi tartışılmayacak yetenekte bir forvet, hepsi birleşince Avrupa’da da ligde de bir seri yakaladılar. Yedek kulübesinde Berat, Pelkas ve Figueiredo’nun çok kaliteli hamleleri de mevcut.

 Eğer Fenerbahçe, Başakşehir’e kendi oyununu oynama fırsatını verirse kalesinde çok kolay gol görür. Fenerbahçe; hiç nefes aldırmadan, top kaybı yapmadan, topun kontrolünü eline alarak ve pozisyonları boşa harcamadan kusursuz bir oyun oynamak zorunda. Taraftarın itici gücüyle bu ‘’ölüm kalım maçını’’, Fenerbahçe’nin kazanacağını düşünüyorum.